Bülbül: Zulmü mezara kadar ulaştıysa o iktidar bitmiştir

img

ANTALYA - HDP’li Kemal Bülbül, “Zulmü ölüye ve mezara kadar ulaştıysa o iktidar bitmiş demektir. İktidarın bu politikayla diriye hizmet edecek bir hali yoktur” diyerek, AKP'nin tüm inkâr ve imha politikalarına karşı ortak mücadele edeceklerini vurguladı. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, AKP'nin baskı ve sindirme politikalarının sürdüğüne dikkat çekerek, AKP’nin İttihattı Terakki’den bu yana biriken tüm ırkçı ve inkarcı deneyimleri derleyerek kendi politikasına çevirdiğini söyledi. AKP tarafından 2014 yılında Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) tartışılarak devreye konulan “Çöktürme Planı”nı hatırlatan Bülbül, bu süreçle birlikte yasalar ihlal edilerek Kürt halkının tüm kazanımlarına yönelik saldırı başladığını ifade etti. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin de bu süreçte mutlaklaştırıldığını belirten Bülbül, “Hem İmralı’ya hem de topluma yönelik ciddi bir tecrit politikası uygulandı ve bu durum bir yok etme planına dönüştürüldü. AKP Kürt halkı ve tüm muhaliflere saldırarak yok etme girişiminde bulundu” dedi. 
 
‘KÖKÜNÜ KAZIMA’ ANLAYIŞI
 
Mezarlıklara yapılan saldırılara değinen Bülbül, “Zulmü ölüye ve mezara kadar ulaştıysa o iktidar bitmiş demektir. İktidarın bu politikayla diriye hizmet edecek bir hali yoktur. Süryanilere, Ermenilere, Rumlara yapılan katliamlarda hangisinin mezarı var? Hiç birinin yoktur çünkü komple yok etmek istemişlerdir. Ölüsünü bile yok etmek gibi aklı dışı ‘kökünü kazıma’ anlayış geleneği Emevilerden Muaviye’den kalma bir zihniyettir. Bir mezarlık taşına tahammül edememek insanlık literatüründe yoktur. Camide biri müzik açmış kalkıp bütün muhalefeti bundan suçluyor.  Be ey münafık daha dün Gazi Cemevi’nin kapılarını kıran, gaz sıkan senden başkası değildi. Camide şarkı açanı bilmiyoruz ama bunu yapanın sen olduğunu biliyoruz" ifadesinde bulundu. 
 
DENENMEYEN YER KALMADI
 
Belediyelere atanan kayyımlar ile Kürt siyasetçilerinin tutuklanmasına tepki gösteren Bülbül, "15 Temmuz’u Allah’ın bir lütfu bildiyse bunlar, bugün bu salgın günlerini de Allah’ın bir lütfu bilip adeta bir virüs olarak yayılıyorlar. Pandemiyle birlikte kayyum atıyor, siyasetçileri, kadınları tutukluyor. Bu anlayış çok denendi. Şeyh Said isyanı döneminde, Dersim'de, Zilan’da, Diyarbakır zindanlarında denendi. Denenmediği yer kalmadı ki. Yani bir şeyi defalarca aynı yöntemle deneyip farklı sonuç almayı beklemek ahmaklıktır. Böyle bir anlayış ancak Hitler ve Mussolin faşizminde görülmüştür. Bu isimler insanlık tarafından lanetle anılmaktadır. Batman’a kayyum atanıyor ve üç tane AKP vekili kayyumu kutlamaya gidiyor. Bir zorbanın, bir hırsızın kutlanacak nesi vardır. Bunların ne meşruiyeti olabilir?" diye sordu.
 
SEÇİMLER ADİL DEĞİL
 
Seçim yasasının değiştirmesi tartışmalarına değinen Bülbül, dünyanın hiç bir yerinde olmayan yüzde 10 barajının düşürülüp, halkın temsiliyetinin daha da görünür kılınması gerektiğini belirtti. Bu ülkede demokratik ve adil bir seçimin yapılması gerektiğini vurgulayan Bülbül, "Cumhuriyet tarihinde yapılan hiçbir seçim adil ve eşit değildir. Çünkü ırkçı ve inkârcı bir politikayla yapılıyor. Demokratik, şeffaf ve kapsayıcı değildir. Yapılan hırsızlıklar, trafolara kedilerin girmesi ve benzeri uygulamalar elbette ki demokrasi dışıdır. Yapılacak demokratik bir seçim AKP-MHP ırkçı iktidarının gitmesi demektir" diye belirtti. 
 
Bülbül, AKP'nin tüm inkâr ve imha politikalarına karşı demokratik güçlerle bir araya gelip, mücadeleyi daha da yükselteceklerini söyledi.