CHP’li Bingöl: Gazetecilerin cezaevinde ne işi var?

img

ANKARA - İktidarın hazırladığı infaz yasa teklifinde ayrımcılık ve adaletsizlik olduğunu dile getiren CHP’li Tekin Bingöl, “Barış Pehlivan'ın, Barış Terkoğlu'nun, Hakan Aygün'ün, Ferhat Çelik'in, Aydın Keser'in, Hülya Kılınç'ın, daha ismini sayamayacağım yüzlerce gazetecinin mahpusta ne işi var?” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, Meclis Genel Kurulu’nda siyasi tutukluları kapsam dışı bırakan infaz yasa teklifine ilişkin konuştu.

Bingöl, infaz düzenlemesinde indirimlerin yapıldığını belirterek, infaz yasasının aylar öncesinden konuşulmaya başlandığını söyledi. Bingöl, cezaevlerinde 300 bine yakın insanın bulunduğunu belirterek, cezaevindekilerin salgından etkilenmelerinin söz konusu olduğunu ifade etti.

‘ADALETİ HAKİM KILMAK LAZIM’

İnfaz teklifinin cezaevlerine göre düzenlenmesi gerektiğinin altını çizen Bingöl,  “Yıllardır savaş çığırtkanlığı yapanlar; S-400'lerin, F-35'lerin, nükleer başlıklı silahların ve daha birçok bu tür silahlarla dünyayı cehennem eden o emperyalist anlayış ve nihayet, daha çok kazanmak anlayışıyla bu çalışmalar tamamen aciz kaldı bir virüsün karşısında, dünya âdeta teslim alındı. Şimdi biz burada ne yapıyoruz değerli arkadaşlar? Az önce bahsettiğim 300 bine yakın mahpusun, o koşullar altında bulunmasına gönlümüz el vermiyor. Ama burada bir şey yapmak lazım. Adalet… Adaleti hâkim kılmak lazım. Siz ayrım yapabilirsiniz bugüne kadar yaptığınız gibi, siz ötekileştirebilirsiniz ama bu virüs asla ayrım yapmıyor” diye konuştu.

‘GAZETECİLERİN İÇERİDE NE İŞİ VAR’

Türkiye’de adil yargılamanın olmadığını sözlerine ekleyen Bingöl, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Dolayısıyla, 30-40 metrekarelik hücrelerde, koğuşlarda 40-50 kişinin bir arada olduğunu düşünün. Ne yaparsanız yapın, hangi hijyen şartlarını uygulamaya kalkarsanız kalkın asla ama asla orayı izole edemezsiniz, orayı hijyenik koşullara kazandıramazsınız. Hadi diyelim ki bu infaz yasası Komisyondan indiği gibi çıktı, 60-70 bin kişi dışarı çıkacak. Peki ya geri kalanlar, ya geri kalanlar? Barış Pehlivan'ın, Barış Terkoğlu'nun, Hakan Aygün'ün, Ferhat Çelik'in, Aydın Keser'in, Hülya Kılınç'ın, daha ismini sayamayacağım onlarca, yüzlerce gazetecinin mahpusta ne işi var? Sadece ve sadece kalemlerini oynatmışlar, sizi eleştirmişler, muhalefet etmişler. Bunları içeride tutmanın mantığı ne? Siyasi muhalifler, eski milletvekilleri var, koltuğu zorla gasp edilen belediye başkanları var, halkın iradesine gasp koyarak tutuklanan belediye başkanları var. Şimdi, siz bunları hangi anlayışla içeride tutuyorsunuz? İşte burada bir ayrımcılık var, işte burada bir adaletsizlik var. Yapılması gereken, eşitlikçi anlayışla bu infaz yasasına bakmak lazım. Ama gelin, görün ki bu infaz yasası sadece kendi muhaliflerine karşı özel bir duvar örerek yapılan bir düzenleme.”