İnfaz düzenlemesi görüşmelerinde ‘af’ tartışması

img
ANKARA - İnfaz düzenlemesinin komisyon görüşmelerinde, iktidar ve muhalefet arasında “af” tartışması yaşandı. HDP ve CHP tarafından düzenlemenin siyasi tutukluları kapsamayan af niteliği taşıdığı belirtilirken, AKP ise düzenlemenin af olmadığını savundu.
 
İnfaz kanununda değişiklik öngören 70 maddelik “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis Adalet Komisyonu’nda başlayan görüşmeleri devam ediyor. Komisyon görüşmelerinde muhalefet ve iktidar arasında “af” tartışması yaşandı.
 
AKP: AF DEĞİL
 
Teklifte imzası bulunan AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, milletin taleplerini esas aldıklarını ileri sürerek, düzenlemeyi MHP ile birlikte hazırladıklarını söyledi. Düzenlemenin bir af değil, infaz düzenlemesi olduğunu savunan Özkan, “Bu tekliflerden bir kısmı tabii ki infaz yasasıyla ilgili değil, maddi ceza hukukuyla ilgili teklifler de var, yargılama hukukuyla ilgili teklifler de vardı. O teklifler infaz düzenlemesi kapsamı dışında olduğu için, şu an itibarıyla o teklifleri ayrık düşündük. Sadece infazla ilgili müesseselerde değişiklik yapan talep ve teklifleri değerlendirerek, teklifin içerisine koymaya gayret ettik” dedi.
 
CHP’Lİ EMRE: DÜZENLEME BİR AF
 
CHP Adalet Komisyon Üyesi Zeynel Emre, düzenlemenin bir af niteliği taşıdığını belirtti. Emre, iş insanı Osman Kavala’nın tutukluğu ve Ordu’da Ceren Özdemir’in Özgür Arduç adlı erkek tarafından katledilmesinin Türkiye’deki infaz uygulamalarına örnek olduğunu belirterek, “Yargının bağımsızlık ve tarafsızlığının zedelenmesi, yürütmenin yargı ve yasama üzerindeki ağır baskısını görmeksizin sonuç verici bir çözüme ulaşmayacağımız kesin. Türkiye’de bugün yargının içine düştüğü durum, varlık nedenini yok edecek derecede tehlikeli bir hâl almıştır” diye konuştu.
 
Salgın hastalık hatırlatmasında bulunan Emre, “İnfaz adaleti, mümkün mertebe kapsamının daraltılması önemli. Yine, çeşitli ilavelerle tutukluluk incelemesi özellikle çok dar tutulmalı, yani tutuksuz yargılanma. 40 bine yakın tutuklu varsa, elektronik kelepçe yapıp, evlerine gönderip ihlal etme durumunda tutuklanacağı ihtarı yapılarak, bir ara çözüm bulunması lazım. Çok ağır suçlar, istisnalar tutularak, bunun kısıtlanması bazı suç tiplerinin genişletilmesiyle birlikte, cezaevindeki olası salgın etkileri konusunda mesafe alırız. 80 bin kişi mi çıkacak, 70 bin kişi mi çıkacak? Onlar niye çıktı, 230 bin kişi niye kaldı? Bunu doğru bir şekilde tarif edebilelim, anlatabilelim. Yani, günün sonunda şu gerçekle karşılaşmayalım: Vatandaş bize; ‘Kardeşim, siz nasıl yasa yaptınız? Konuşanı içerde tuttunuz, adam vuranı saldınız’ dediği zaman, bunun izahatını yapamayız ya da hırsızlık yapanı saldınız, şunu yapanı tuttunuz, neye göre tuttunuz? Ya, bütün suçlar kötüdür. Dolayısıyla burada ilke koymak lazım” şeklinde konuştu.
 
BAŞARAN: DÜZENLEME FİİLİ İDAM
 
HDP Adalet Komisyon üyesi Ayşe Acar Başaran, kanun teklifinin bir kesim tarafından af niteliği taşıdığını ancak bir kesimin ise cezaevinde ölüme terk edilmek istendiğini ifade etti. Bu durumun fiili bir idam uygulaması olduğunu belirten Başaran, “Şu anda cezaevlerinde salgının yayılması durumunda, aslında hepimizin sorumluluğu altında ezileceğimiz bir meseleyle karşı karşıyayız ve bunun af olmadığını savunuyoruz. Bu, bir kesim için bir af. Eğer af ise bunu ayrıca konuşmak lazım. Bir taraftan bunun aslında salgınla ilgili olduğunu, salgın vesilesiyle cezaevlerini boşaltma iddiamız olduğunu söylüyoruz ama kalıcı bir düzenleme yapıyoruz, bir tane daha karmaşık infaz düzenlemesi, bir tane daha ekledik üstüne. Peki, buradaki muradımız ne? Burada bir murat, cezaevlerinin boşaltılması. Cezaevleri, böyle İnfaz Kanunu’nu dolanarak, fiili aflar getirilerek boşaltılmaz, özgürlük ortamı getirilir” diye belirtti.
 
10 GÜNDE 1 MASKE
 
Başaran, cezaevlerinde yeterli tedbirlerin alınmadığına dikkati çekerek, Birleşmiş Milletlerin (BM) salgın nedeniyle cezaevlerinin boşaltılması gerektiği çağrısını anımsattı. Başaran, düzenlemenin eşitsizlik getirdiğine değinerek, şöyle devam etti: “65 yaş üstü, kronik hastalıkları olan yani bu Covid salgınının yaygınlaşması durumunda ya da kendilerine bulaşması durumunda, yüksek ihtimalle ölümle sonuçlanabilecek durumlara karşı teklifte bir şey yok. Var, ama bir ayrımcılık var. Yani üç gün sonra cezaevinden çıkacak herhangi bir olumsuz durumda, herhangi bir cenazede, herhangi bir ölümde, iktidar ‘Ben öngörmüyorum’ diyemez. Bakın, bu olası kast olur. İstisnalar dışında -çok dar istisna olabilir o da- çok dar istisna dışında cezaevlerini boşaltmayı hedeflemeli bu iktidar. Cezaevlerine temizlik malzemelerinin dağıtıldığı ifade ediliyor; hiçbir temizlik malzemesi dağıtılmıyor. Batman Cezaevi’nde, dün, avukat arkadaşımın içerdeki insanlarla yaptığı görüşmelerin sonucunu söylüyorum; on günde bir maske veriyorlarmış.”