Tüm dünyada hızla yayılan koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı birçok ülkede hükümetler tedbirler almaya devam ederken, AKP hükümeti yönetimdeki Türkiye’de ise salgına karşı halk sağlığını ve güvenliğini tehdit eden pratikler mevcut. Bu pratiklerden biri ise Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) ait 8 belediyeye yapılan kayyım atamaları. 

 

İçişleri Bakanlığı’nın kararı ile Batman Belediyesi, Diyarbakır’ın Ergani, Eğil, Lice ve Silvan belediyeleri, Bitlis’in Güroymak Belediyesi, Iğdır'ın Halfeli ve Siirt'in Gökçebağ belde belediyelerinin eşbaşkanları görevden alınıp, yerlerine kayyımlar atandı.

 

Yapılan bu kayyım atamalarına ilişkin AKP’nin kurucu isimlerinden biri olup, Muş Alparslan Üniversitesi’nden ihraç edilen Prof. Fatma Bostan Ünsal, MA’ya konuştu.

 

‘KAYYUMLARIN İSRAFI ZOR DURUMDA BIRAKTI’

 

Kayyımların her şeyden önce seçmen iradesine yönelik büyük bir saygısızlık olduğunu söyleyen Ünsal, Türkiye’de son yıllarda rasyonel hiçbir şeyin yapılmadığını belirtti. Ünsal, yapılan son kayyım atamaları için de, “akılla izah edilebilir hiçbir yanı yok” ifadesini kullandı. 

 

Daha önce kayyım atanan birçok belediyeyi HDP’nin yerel seçimler sonrasında tekrardan kazandığını hatırlatan Ünsal, HDP’nin tekrardan kazandığı belediyelerde kayyımların yaptığı israfları kamuoyuyla paylaşmasının AKP hükümetini zor durumda bıraktığını dile getirdi. 

 

İktidarın salgına karşı halkın sağlığını duaya bıraktığını, bu durumun ise kabul edilemez irrasyonel bir tutum olduğunu belirten Ünsal, iktidarın salgına karşı yeterli boyutta tedbir almadığını, salgına karşı önlem alan yerel belediyelerin çalışmalarının ise iktidarın çalışmalarını gölgelediğini dile getirdi.

 

‘HALKI DAHA DA ZOR DURUMA DÜŞÜRECEK’

 

Ünsal, bu konuda Ankara Büyükşehir Belediyesi ile kayyım atanan Batman Belediyesi’ni örnek gösterdi. Ünsal, “Batman Belediyesi’nin salgına ilişkin yaptığı çalışmaları gördüm. Batman ve diğer belediyelerde pandemi salgınına karşı verdiği hizmet halkın beklentilerine uygun bir tavırdı. Salgına karşı yerel belediyelerin alınan önleyici tedbirleri göz önüne aldığında kayyum halk sağlığını tehlikeye atmak anlamına geliyor. Zaten bu salgında genel yöneticilerin yapması gerekenler yerel belediyeler aracığıyla yapılıyordu. Yerel yönetimler önleyici tedbirler alınca genel yönetimin eksikliği fark edilir oluyor. Bu yüzden kayyum atamaları halkın daha da zor duruma düşmesine sebep olacak” dedi.

 

Koronavirisü salgınıyla birlikte toplumun birlik ve beraberliğinin öneminin bir kez daha ortaya çıktığını dile getiren Ünsal, salgına karşı ancak toplumsal birlik ve beraberlikle mücadele edilebileceğini, kayyım uygulamaların ise toplumun birlik ve beraberliğini bozduğunu vurguladı. 

 

‘KAYYUM POLİTİKALARINDAN VAZGEÇİLMELİ’

 

Ünsal, “Bu anlamda kayyum uygulamaları böylesi bir süreçte toplumun genelinin sağlığını tehlikeye atma anlamına geliyor. Şu an tek gündem maddemiz salgına karşı nasıl insanları koruyacağız, nasıl insanlarımızı yaşatacağız olmalı. Tüm bu sorunlar yokmuş gibi iktidarın kendi siyasi çıkarlarına göre kayyum ataması kabul edilemez. Bu çok ama çok tehlikeli bir davranış. Ayrıca belirli bir bölgede kayyım atamalarının yapılması daha da korkucu. Akılla izah edilebilir bir durum değil. Birlik ve beraberliğin öneminin bu kadar gün yüzene çıktığı bir süreçte kayyum politikalarından bir an önce vazgeçilmeli” diye konuştu.

 

MA / Naci Kaya