Kılıçdaroğlu: Sarayın Türkiye'si ile halkın Türkiye’si farklı

img

ANKARA – Grup toplantısında “Sarayın Türkiye’si ile halkın Türkiye’si” kıyaslaması yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Saray sosyetesinde vergi vermek enayiliktir. Kendi yönettiği ülkeye vergi vermemek için Man Adası'na para aktarırlar. Saray ödemez ama vatandaş bütün vergilerini öder” dedi.

 
Meclis’te partisinin grup toplantısında konuşarak, 13 maddede "Saray'da yaşayanlar ile Türkiye'de yaşayanların" arasındaki farkları açıkladı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
 
Bugün görülen Gezi davasının 16’ncı duruşması değinen Kılıçdaroğlu, “Gezi olayları aslında bu ülkenin genç, yetenekli, hayatı sorgulayan gençlerin bir baskı rejimine karşı eylemidir. Biz düne kadar ya gençler acaba bu ülkenin sorunlarıyla ilgileniyorlar mı diye düşünürken bir baktık ki bizden daha çok sorguluyorlar. Gezi eylemini bir baskının ortaya çıkardığı bir aydınlanma hareketi olarak görmemiz gerekiyor” dedi.
 
Kılıçdaroğlu, “Bir üst mahkemenin verdiği kararı bir alt mahkeme uygulamıyor. Dönüp şu soruyu kendimize soramaz mıyız; bu ülkede adalet var mı? O zaman bu yargı hiyerarşisine ne gerek var? Kaldırın bunları. Saraydan birini oturtun kararı versin, mesele bitsin. AİHM'nin kararlarını uygulanmasını ön gören bizim Anayasamız. Aşağıdaki mahkeme diyor ki ben takmayacağım. Bunlar yanlış. Bunlardan zarar gören Türkiye ve Türkiye'nin itibarı. Siz bu saatten sonra Türkiye'nin hakları var diye dünyaya anlatamazsınız. Türkiye'nin imajını zedeliyorsunuz” diye belirtti.
 
‘ÇOCUĞUNA YEMEK GÖTÜREMEYEN EBEVEYNLER VAR’
 
Kumpas ile devleti yönetenlerin vergiden kaçtığını dile getiren Kılıçdaroğlu, “neden 83 milyon yurttaş vergi verirken devleti yönetenler kendi yönettikleri devlete vergi vermez” diye sordu.
 
Kılıçdaroğlu, “Bakın bu tablonun arkasında işsizlik var, çocuğuna yemek götüremeyen ebeveynler var. Çocuğumu okula gönderiyorum, neden hiçbir çocuk doğru dürüst eğitim almıyor. Neden on binlerce aile çöp konteynerlerinden besleniyor? Ama hayatın gerçeği. Birçok insan göreceksiniz o çöp konteynerlerinin yanında. Akşam gidin pazarlara. Pazarcı tezgâhı toplar, o fakir fukara da oralardan artıkları toplar. Bu gerçeği vicdanları yaralamaması mümkün değildir” diye konuştu.
 
Kılıçdaroğlu, 13 madde ile “Sarayda yaşayanların Türkiye'si ile halkın Türkiye’sini” kıyasladı. Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti: 
 
“* Onların işsizlik diye bir derdi yoktur. Arada bir işsizliği önleyeceğiz, 10 paket olsun, 20 paket oldu. Her paketin sonunda işsizlik arttı. Halkın gündeminde ise işsizlik var.
 
* Sarayın gündeminde yoksulluk yok. Saray sosyetesi yoksulluğun ne olduğunu da bilmemektedir. Arada bir 50 bin dolarlık çantayla yoksul evlerine gidilir ve yoksulluk afişe edilir. 50 bin dolarlık çantayla gidiyorsan kusura bakma sen yoksulla alay ediyorsun demektir. Halkın yaşadığı ülkede yoksulluk var. Akşam pazar atıklarından beslenen yüz binler var.
 
* Saray sosyetesinin bir gelecek endişesi yok. O kadar ki sadece Türkiye'de değil, Amerika'da geleceklerini güvence altına aldılar. Menettın'dan gökdelen alan ben miyiz?  Kamunun kaynakları aktarılarak kendilerine gökdelen dikiliyor. Neymiş efendim öğrenci yurdu yapıyoruz. 10 bin dolar metrekaresi. Hangi öğrenci kalacak burada? Halkın yaşadığı Türkiye'de gelecek kaygısı var. Gençlerimiz umudunu kesti kendi geleceklerini yabancı ülkelerde arıyorlar.
 
* Sarayda hayat pahalılığından eser yoktur. Kira parası, doğalgaz, elektrik, ulaşım masrafı, eğitim masrafı, mutfak masrafı yoktur. Bütün bu masrafları 82 milyon olarak biz karşılarız. Halkın yaşadığı Türkiye’de mutfakta yangın var. İntiharlar. Aile boyu intiharlar. Hepimiz bu Türkiye ne zaman düzelecek diye soruyoruz. Türkiye'yi huzura kavuşturmak namuslu politikacıların görevidir.
 
* Saray sosyetesi vatandaşa hesap sormaya değer bulmaz. Vatandaşı ezilmesi gereken bir sinek gibi görür bazen. Halkın beklediği temiz siyaset. Halkın beklediği her kuruşun hesabını veren siyasettir.
 
* Saray sosyetesi TBMM'ni kendi çıkarlarına hizmet eden bir organ olarak görür. Çünkü bilir ki hangi talimatı verirsem burada AKP ve MHP oylarıyla bunlar yerine gelir.
 
* Saray sosyetesinde adalet, hukuk yoktur. Halk ise hakkı, hukuku arar. Ama bunu aramanın vatandaş için ne kadar pahalı olduğunu biliyoruz.
 
* Saray sosyetesinin gözünde devlet soyulacak bir organ olarak görülür. Dolarla ihale almıştır. Yani kendisine tahsis edilmiştir. Bunlar vatandaşın değil sarayın gözünde makbuldürler. O kadar ki milletin anasına küfredecek kadar makbul vatandaşlardır.
 
* Saray sosyetesinde vergi vermek enayiliktir. Kendi yönettiği ülkeye vergi vermemek için Man Adası'na para aktarırlar. Kızılay'ın felaketini hepimiz biliyoruz. Saray ödemez ama vatandaş bütün vergilerini öder.
 
* Saray sosyetesi devleti bir çiftlik olarak görür. Ye yiyebildiğin kadar. Vergiler yetmezse dışarıdan, içeriden borç alırlar. O da büyük masraftır, onu da vatandaşın sırtına yükler. Vatandaş çoğu zaman bunların farkında değildir. Çünkü en büyük derdi ay başını nasıl getirmek. Saray sosyetesinde icra diye bir kavram yoktur. Öyle ballı bir yaşam yaşıyor ki saray sosyetesi düşünemez bile. Ama her iki vatandaştan biri icralıktır.
 
* Saray sosyetesine asla vatan sevgisi yoktur. Neden yoktur? Tank palet fabrikasını bedelsiz olarak Katar ordusuna peşkeş çekenler vatansever olamazlar. Saray sosyetesine tank palet bağlamında destek verenler de ne milliyetçi ne de vatansever olamazlar.
 
* Saray sosyetesinin emriyle bir Türk toprağı ve bayrağı ilk kez terk edilmiştir. Süleyman Şah Türbesi'nin olduğu yer. Saray sosyetesinin ülkenin çıkarlarını korumak gibi bir derdi yoktur. Yedikçe daha fazlasını istiyorlar.
 
* Saray sosyetesine israf esastır. İsrafı helal olarak görürler, halkın Türkiye'sinde ise israf haramdır. 13 tane uçağı var. Bir tane de Katar'dan bedava alındığı söyleniyor ama tartışmalı. Ne yapacaksın 13 uçağı? İnsan Allah'tan korkar ya. Yazlık sarayı var Muğla'da, bir tane daha yapıyor.”