ABD'li Redcrow: Mahkeme kurulursa DAİŞ'i destekleyenler ortaya çıkacak

img

QAMİŞLO - Küresel çatışmalar alanında uzman bir isim olan ABD’li Dr. Thoreau Redcrow, QSD’nin elindeki esir DAİŞ'lilerin yargılanacağı uluslararası mahkemenin kurulması halinde Türkiye ile birlikte diğer devlet ve güçlerin bu örgüte olan desteklerine ilişkin belge ve bilgilerin ortaya çıkacağını ifade etti. Redcrow, bu mahkemenin kurulması için bölgenin siyasi durumunun tartışmaya açılması gerektiğini de söyledi. 

 
Rojava Stratejik Araştırma Merkezi’nin (NRLS) Kuzey ve Doğu Suriye’nin Qamişlo Kantonu'nda düzenlediği DAİŞ forumuna katılan pek çok önemli kişiden biri küresel çatışmalar alanında uzman bir isim olan ABD’li Dr. Thoreau Redcrow. Forumda DAİŞ’li eserlere dair görüş ve önerilerini dile getiren Redcrow, Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.
 
DAİŞ’İN DESTEKÇİlERİ KİM?
 
Süren forumda DAİŞ üzerinde tartıştıklarını belirten Redcrow, forumda özellike odaklanılması gereken konunun Türkiye’nin hem Kuzey ve Doğu Suriye’de, hem de Federe Kürdistan Bölgesi'nde Kürt halkına karşı yürüttüğü “terör kampanyası” olduğunu ifade etti.
 
Türkiye’nin sadece Kürtlere karşı değil, aynı zamanda Araplara karşı da aynı kampanyanın yürütüldüğünü ekleyen Redcrow, bu yüzden DAİŞ’in nasıl silahlandırıldığı, nasıl yardımcı olunduğu ve nasıl lojistik destek sunulduğu gibi konular üzerinde önemle durulması gerektiğini kaydetti.
 
‘CİHAD OTOBANI’
 
Forumda DAİŞ ve ilişkilerine dair paylaşılan belgelerin şüpheye yer bırakmadığını da belirten Redcrow, “Rojava’da işlenen bütün savaş suçlarının sorumlusu Türk devletidir. Burada sunulan belgeler, Türkiye’nin İstanbul kentinden Antep’e kadar bir 'cihad otobanı' olduğunu gösteriyor. İstanbul’dan Antep’e geliyorlar, oradan da MİT aracılığı ile sınırdan geçiriliyorlar. Kobanê’ye ve bütün bölgeye saldırıyorlar. Türkiye, Kuzey ve Doğu Suriye bölgesini kendi topraklarına katmak için bunları gerçekleştiriyor. Bu Cerablus’ta, Bab’ta ve daha sonrasında Efrîn’de yapıldı” dedi.
 
‘BÜTÜN SAVAŞ SUÇLARININ SORUMLUSU TÜRKİYE’
 
Redcrow, DAİŞ’in bölgeye gerçekleştirdiği saldırıların aynısını Türkiye’nin Efrîn’e yönelik gerçekleştirdiğine de işaret etti. Redcrow, bu konuda şunları söyledi: "QSD, DAİŞ’i yenilgiye uğratınca, Türkiye Efrîn’i işgal etti. Yağma, talan, hırsızlık, tecavüz, kafa kesme, halkın petrol kaynaklarını çalma, bütün savaş suçlarının sorumlusu Türkiye’dir.”
 
‘MAHKEME KURULURSA BELGE VE BİLGİLER ORTAYA SERİLECEK’
 
DAİŞ’liler için kurulması planlan uluslararası mahkemenin önünde bazı engellerin olduğunu düşündüğünü dile getiren Redcrow, böylesi bir mahkeme kurulduğu zaman Türkiye’nin işlediği savaş suçlarının da ortaya çıkacağını vurguladı.  Sadece Türkiye’nin de değil, başka devlet ve güçlerin de bu güçleri desteklediğine ilişkin belge ve bilgilerin ortaya serileceğini söyleyen Redcrow, böylesi bir mahkemenin kurulması halinde herkesin nasıl bir suça ortak olduğunun inkar edilemez şekilde ortaya çıkacağını ifade etti.
 
‘YABANCI DAİŞ’LİLER ÜLKELERİNE GERİ GÖNDERİLMELİ’
 
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin esir alınan binlerce DAİŞ'linin sorumluluğunu tek başına aldığına da değinen Redcrow, bunların büyük bir kısmının yabancı ülkelerden gelen DAİŞ'liler olduğunu, Almanya, Fransa ve ABD’den DAİŞ’e katılan bu yabancıların ülkelerine gönderilmeleri gerektiğini belirtti.
 
DAİŞ İDLİB’TE VARLIĞINI SÜRDÜYOR
 
QSD’nin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek, DAİŞ’i yenilgiye uğrattığını vurgulayan Redcrow, “QSD’nin mücadelesi sadece kendileri için değil, bütün dünya ABD ve Kanada için de verilmiş bir mücadele. Bu yüzden sözkonusu ülkelerin sadece askeri olarak değil, mahkemenin kurulması için de destek olmaları gerekiyor. DAİŞ askeri olarak yenildi, ancak zihniyeti ve ideolojisi hala varlığını koruyor. Yüz binlerce çete, El Kaide ve HTŞ gibi farklı oluşumlar adı altında İdlib’te varlığını sürdürüyor" dedi.
  
‘MAHKEMİNİN KURULABİLMESİ İÇİN SİYASİ STATÜ LAZIM’
 
Şu an dünyada birçok gücün DAİŞ'lilerin yargılanması için yoğun tartışmalar yürüttüğüne dikkat çeken Redcrow, uluslararası mahkemenin kurulabilmesi için bölgenin siyasi durumunun da tartışmaya açılması gerektiğini ifade etti. Redcrow, 2. Dünya Savaşı sonrasında kurulan Nürnberg Mahkemeleri gibi bir yargılama sürecinin olabilmesi için bölgeye dair siyasi statünün göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çizdi.
 
MA / Nazım Daştan