CHP’li Bekaroğlu'ndan 'tecrit' çıkışı: Talep edilen şey yasaldır

img
ANKARA – Genel Kurul’da, Öcalan’a dönük tecrit ve buna karşı yapılan eylemde annelerin maruz kaldığı polis şiddetine tepki gösteren CHP’li Mehmet Bekaroğlu, “Kim olursa olsun yasalar eşit bir şekilde uygulanır. Bu şekilde hukuk devleti oluruz. Şu anda talep edilen, yasal bir şeydir” dedi.
 
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Meclis Genel Kurulu’nda PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ile birlikte süren açlık grevleri ve ölüm orucu eylemlerine dair konuştu.
 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Kürt dili kurumlarının kapatılması ve ana dilde eğitim verilememesinin Kürtçe üzerindeki olumsuz etkisinin belirlenmesi amacıyla verdiği önergeye dair partisi adına CHP’li Bekaroğlu söz aldı. 
 
Bekaroğlu, konuşmasında “HDP'nin vermiş olduğu öneride ana dille ilgili sorun dile getiriliyor burada. Bu konuyla ilgili, Kürtçeyle ilgili kurumlara getirilen yasaklar üzerinde bir araştırma yapılması isteniyor. Anadil dedik ya, dün burada uzun uzun anaların yerlerde sürüklendiğini, çocukları ölmesin diye cezaevlerinin önüne gelip oturan kadınlara yapılan baskıları konuştuk” dedi.
 
 ‘TALEP EDİLEN ŞEY, YASAL BİR ŞEYDİR’
 
Yasaların herkese eşit bir şekilde uygulanması gerektiğini söyleyen CHP’li vekil, “Hiçbir şekilde hiçbir ananın çocuğu ölmesin. Burada bu insanların, bu kadınların, bu anaların isteği çocukları ölmesin. Peki çocuklar ne istiyor? Tecrit kalksın. Ne demek tecrit kalksın? MHP Genel Başkanı bile söyledi; ‘Artık Öcalan avukatlarıyla görüşsün’. Ağırlaştırılmış müebbet hapis alsa da, terör suçlusu da olsa, başka bir şekilde de olsa kim olursa olsun yasalar eşit bir şekilde uygulanır. Bu şekilde hukuk devleti oluruz. Şu anda talep edilen, yasal bir şeydir. Bu sebeplerden dolayı anaların yerlerde sürüklenmesi çok acıdır” ifadelerini kullandı.
 
‘İNSANLARIN ÖLÜM ORUCUNA MECBUR EDİLMESİNİ KABUL ETMİYORUZ’
 
Bekaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: 
 
“Bu sebepten dolayı insanların açlık grevine, ölüm orucuna yatmaları da acı, asla bunu tasvip etmiyoruz. Hiçbir haklı talebin ölüm orucuyla dillendirilmesini asla talep etmiyoruz ama insanların buna mecbur edilmesini de asla kabul etmiyoruz. Bu doğru değildir. 
 
‘ANA DİLLERİN UNUTULMASININ ÖNLENMESİ GEREKİR’
 
Bu ana dil sadece tabii ki Kürtçe değil, Türkiye'de 35 civarında ana dil vardı ve bunların yarısı artık konuşulamıyor. Daha evvel bu kürsüden defalarca ifade ettim. Bu iş ancak devletin el atmasıyla düzelebilir. Eğer gerçekten insanlar eşittir, bütün diller, ırklar, kavimler eşittir, hepsi bizim zenginliğimiz diyorsak, bu işin devlet marifetiyle ele alınması gerekir ve düzeltilmesi gerekir. Yani ana dillerin unutulmasının önlenmesi gerekir. Bizim devletimiz tam tersini yapıyor. Devlet marifetiyle ana dille ilgili yapılan faaliyetleri yasaklıyor. Maalesef durum budur.”