Bekaroğlu: Tecrit kaldırılmalı

img
ANKARA - CHP’li Mehmet Bekaroğlu, Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması gerektiğini belirterek, “Devleti; yasalara uyması konusunda uyarmamız, baskı yapmamız gerekiyor” dedi. Bekaroğlu, İstanbul’da seçimin yenilenmesi durumunda iktidarın da değişeceğini vurguladı. 
 
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), AKP’nin İstanbul için yaptığı itirazla ilgili 6 Mayıs’ta dosyayı müzakere etmeye başlaması ve kısa sürede vereceği karar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye İttifakı” çıkışı, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle cezaevlerinde devam eden açlık grevleri gibi gündemdeki konulara ilişkin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Mezopotamya Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.  
 
Bekaroğlu, 31 Mart’tan sonra normal şartlarda Ankara ve İzmir’de olduğu gibi İstanbul’da seçilen belediye başkanının yoluna devam etmesi gerektiğini belirterek, AKP ve MHP’nin 31 Mart tarihinden başlayarak birçok “kumpas” çevirdiklerini ifade etti. 31 Mart akşamı, Anadolu Ajansı’nın (AA) veri akışını durdurması, AKP’nin adayı Binali Yıldırım’ın “Kazandım” şeklinde açıklama yapması gibi gelişen durumlara işaret eden Bekaroğlu, “O günden bugüne dünya kadar iddiayla ilçe-il seçim kurulları ve YSK'ye başvurdular. Geçersiz oylar sayıldı, sondajlama yöntemiyle seçilen sandıklarda geçerli oyların tümü sayıldı, 5 ilçede bütün tüm sandıklar sayıldı. Büyükçekmece'de ‘Mükerrer seçmen var’ diye devletin bütün güçleri oraya yığıldı. Emniyet güçleri bin 500-2 bin polisle 3 gün suç işledi orada. İçişleri Bakanı bir partiye yapay delil toplamaya çalıştı ama bir şey çıkmadı” dedi.
 
YSK TARİHİ BİR KARARIN ARİFESİNDE
 
“Şimdi olağanüstü itiraz yoluyla YSK’den İBB seçimlerini iptal edilmesini istiyorlar. Gerekçe sandık kurullarının oluşumunda kanuna aykırılık. Bu gerekçelerle seçimlerin iptal edilmesinin mümkün olmadığı kanaatindeyim” diyen Bekaroğlu, şöyle devam etti: “Bu gerekçelerle, yani sandık kurullarının oluşumunda kanuna aykırılık olduğu sebebiyle iptal edilecekse bütün bir İstanbul’un iptal edilmesi lazım. 4 tane oy bir zarfa konuluyor ve aynı sandık kuruluna veriliyor. Bence iptal edilmeyecek ve edilmemesi gerekiyor. YSK tarihi bir kararın arifesindedir, Türkiye demokrasi tarihinin en önemli kararı bu. Sadece seçim değil, ülkenin iç barışıyla ilgili bir karar vermek durumunda YSK. YSK’nin vereceği karar, Türkiye’yi bir karanlığın içine itebileceği gibi, ülke için yeni güzel şeylerin başlangıcı da olabilir.” 
 
‘SEÇİM YENİLENİRSE İKTİDAR DEĞİŞİR’
 
Tüm sıkıntılara rağmen Türkiye’de hala güvenli bir seçimin yapılabildiğini savunan CHP’li Mehmet Bekaroğlu, seçimlerin iptal edilmesini “Demokrasinin zaten tabutu hazırlanmış ve bunu yaparlarsa son çivi çakılmış olur” diye yorumladı. Yapılan itirazların kimseyi tatmin etmediğini belirten Bekaroğlu, seçimlerin yenilenmesi halinde CHP’nin nasıl bir tutum alması gerektiğine dair ise şunları söyledi: “Bu konu daha partimizde istişare edilmedi. Çünkü ihtimal vermiyoruz. Ama konuşulduğu zaman ben şahsen tekrar seçime girilmesinden yanayım. Tekrar yapılacak seçimde insanlar çok daha hassas ve dikkatli bir şekilde sandıkları bekleyecektir. Toz kondurmayacaklardır ve Ekrem İmamoğlu, 250-500 bin farkla kazanacaktır. İlçeleri de iptal etmeleri gerekiyor böyle bir durumda. CHP 14 ilçe mi almış, 25 ilçe alacak. Ondan sonra da başka şeyler olacak. Artık 250 bin-500 bin farkla İstanbul'un kazanılması demek hükümetin ve Tayyip Erdoğan'ın tartışılması demektir. Hemen arkasından cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi gelir. Yani iktidar da değişir.”
 
‘KILIÇDAROĞLU’NA SALDIRI PROVAKASYONDUR’
 
AKP ve MHP’nin bundan sonra seçim kazanmalarının mümkün olmadığını gördüklerini düşündüğünü belirten Bekaroğlu, “O nedenle demokratik ortamı zehirlemek istiyorlar. Bir kargaşa oluşturmak, olağanüstü durum ilan etmek, seçimleri yaptırmamak gibi amaçları var. Sayın Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırı da bunlardan biri. Kemal Beye yapılan saldırı bir provokasyondur. Bu provokasyonda devlet vardır. Bu tip provokasyonlarda hep devletin bir tarafı olmuştur. Paralel devletler asla ve asla iktidardan vazgeçmek istemiyorlar. Bunların en önemli aktörlerinden bir tanesi de Devlet Bahçeli’dir. Bu paralel devlet bir kargaşa, bir karanlık ortam oluşsun ve iktidarları devam etsin istiyorlar. Devletin içinde, devlet aklı ve paralel devlet aklı arasında ciddi bir savaş var. Umut ediyorum ki devlet aklı kazanacak burada. Seçim sonuçları tescil edilecek, itirazlar reddedilecek ve Türkiye normal bir şekilde yoluna devam edecek” dedi.
 
‘BAHÇELİ HER DÖNEM KARANLIKLAR PRENSİYDİ’
 
Bekaroğlu, Erdoğan’ın seçimi ve halk desteğini kaybettiğini söyleyerek, şunları kaydetti: “Erdoğan’ı kimse taşıyamıyor, en yakınları bile taşıyamıyor. Erdoğan ve Bahçeli, bu milletin sırtında çok ağır yük haline geldiler. Bahçeli ile ilgili söyleyecek bir şeyim yok. Bahçeli her dönem karanlıklar prensiydi. Ama Erdoğan’a şunu söylüyorum: 17 seneden beri bu ülkeyi yönetiyorsunuz. Şu anda da Cumhurbaşkanı’sınız. Tek adamsınız. Daha ne istiyorsunuz? Demiri soğutun. Daha uygun ortamlarda siyaset yaptınız oralara dönün. Bahçeli’yi taşımak zorunda değilsiniz. Bu dünyaya çakılıp kalacak değilsiniz, demokratik ülkelerde, demokrat liderlerin yaptığı gibi seçimi kaybetmesini de bilin! Seçimi kaybederek gidin! Bu, sizin için de, bizim için de, hepimiz için de en iyisi.”
 
‘ERDOĞAN, BAHÇELİ'Yİ YÜK OLARAK GÖRÜYOR’
 
Erdoğan’ın “Türkiye İttifakı” çıkışını değerlendiren Bekaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erdoğan, Cumhur İttifakı’nı ve Bahçeli’yi yük olarak görüyor. Artık Bahçeli’yle de amacına ulaşamadığını gördü ama bir ihtimal diye YSK kararını bekliyor. YSK seçimleri iptal ederse, Bahçeli’ye muhtaç olacak. İstanbul seçimlerini alamayacağını düşünüyorum ama alırsa demokratik olmayan yollarla alacak ve bedeli çok ağır olacak. Kendisi de bedel öder. Dolayısıyla önce ‘Türkiye İttifakı’, ‘demiri soğutmak’ gibi güzel şeyler söyledi sonra Bahçeli, ‘Ya benimsin ya kara toprağınsın’ deyince Cumhur İttifakı’na alternatif olarak söylemediğini açıkladı.”
 
AÇLIK GREVLERİ: HERKES BİR ŞEY YAPSIN
 
Cezaevlerinde devam eden açlık grevlerini de değerlendiren CHP’li Mehmet Bekaroğlu, ilkesel olarak açlık grevlerinin bir talebi ifade etmek için kullanılmasına karşı olduğunu belirterek, “Ama böyle bir durumla da karşı karşıyayız. Hiçbir şekilde ölüm kutsanmamalı ama bu işi çözelim. Devlet, sivil toplum örgütleri, Meclis bu konuyla ilgilenen herkes bir şey yapsın” dedi.
 
‘TALEP HAKLI BİR TALEPTİR’
 
Bekaroğlu, açlık grevindekilerinin talebine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Talep, Öcalan'ın avukat ve aile görüşleri üzerindeki engelin kaldırılması. Niye engellendi? Bunları bilmiyorum. Ama Öcalan ya da bir başkası için Türkiye Cumhuriyeti'nin kanunları neyi gerektiriyorsa, onun herkese uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Ağırlaşmış müebbet hapis cezası alan bir hükümlü ne gibi haklara sahipse Öcalan'ın da bir başkasının da hiçbir şekilde bu haklardan mahrum edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Tecridin kalkması, Öcalan’ın ailesi ve avukatları ile görüştürülmesi talebi haklı bir taleptir.”
 
‘TECRİDİN KALIRILMASI LAZIM’
 
Bekaroğlu, devamla şunları söyledi: “Tecridin kaldırılması lazım. Abdullah Öcalan da, hükümlüler hangi hakka sahipse aynı haklara sahip olması lazım. Bunu sağlamamız lazım. Herkes bir an evvel bu konuyla ilgilenmeli. Açlık grevleri, ölüm oruçları bir an evvel bitmeli. Hepimizin devleti; yasalar neyi gerektiriyorsa ona uymaları konusunda uyarmamız lazım, baskı yapmamız gerekiyor. Siyasetin, Meclis’in güçlenmesi lazım bu olayda fırsat olabilir. Bu hafta başından beri açlık grevleriyle ilgili birçok görüşme yaptım. Milletvekilleriyle, hükümet yetkilileriyle fakat bir netice almış değilim. Görüşmelere devam ediyorum. Umarım bir ölüm olmadan bu işte bir mesafe alınır.”
 
MA / Diren Yurtsever