Temelli’den ölüm orucu açıklaması: Vaktimiz yok

img

ANKARA - Meclis kürsüsünden 15 tutuklunun ölüm orucuna başlamasına dair tüm demokratik kesimlere hareket geçme çağrısı yapan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, “Böyle duymazdan gelmeye, görmezden gelmeye vaktimiz yok” dedi. İktidara da seslenen Temelli, Türkiye’nin tecrit koşullarında 4 yıl daha yönetilemeyeceğini söyledi. 

 
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, seçimlerin ardından partisinin ilk grup toplantısında konuştu. Meclis’teki toplantıda Temelli’nin konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle: “1977’de Taksim’de yaşamını yitirenleri anarak konuşmama başlıyorum. Bu anlayışa bu rejime diktatöryal zihniyete karşı emekçiler seslerini yükseltecek. 
 
Leyla Güven, 174 gündür açlık grevinde. Bu Meclis’in üyesi, DTK Eşbaşkanı. 174 gündür herkese sesleniyor, adalet arıyor, hukukun izini sürüyor. Bu ülke büyük bir hukuksuzluk girdabında. Bu girdaptan çıkmak için bedenini 174 gündür açlığa yatırmış. 
 
Bu Meclis’in 4 vekili açlık grevinde. Dünyanın birçok yerinde insanlar açlık grevinde. Cezaevlerinde binlerce tutsak açlık grevinde. Bu tutsakların 300’den fazlası kritik aşamayı geçmiş durumda. Büyük bir sessizlik kuşatmış durumda. Bedenleriyle bu sessizliğe yırtmaya çalışıyorlar. Bu haklı, meşru bir taleptir. Hiç kimse çıkıp da bu talebe meşru değildir diyemez.
 
TECRİT BÜTÜN ÜLEKEDE
 
Her yer adaletsizlikle yoğrulurken bu adaletsizlik mutlak tecrit ile başladı. Nerede başladığına bakıyoruz. 5 Nisan’da alınan bu karar ile devrilen masa ile domino etkisi yarattınız. Her gün yeni bir adaletsizlik hukuksuzluk eklendi. 
 
Tecrit artık bütün ülkededir. Biz tecride karşı mücadele ediyoruz. Nasıl ki kayyumları attık tecridi de süpürüp atacağız hep birlikte. 
 
Artık bu sesi duyun. Yasaların gereğini yapın. Siz evlatları için nöbet tutan, adalet arayan annelere saldıracak kadar acze düşmüş durumdasınız. Biz bu ülkeyi bu rezillikten kurtaracağız. Annelerden elinizi çekin. 
 
VAKTİMİZ YOK
 
Bugün bu sessizliğe tepki olarak 4 cezaevinde 15 tutsak ölüm orucuna başlamış. İstemiyoruz ölümler olmasın. Seçim döneminde 8 insanımızı yitirdik. Defin hakkı gasp edildi. Şimdi ölüm orucuna başlayan 15 tutsak var. Vaktimiz yok. Böyle duymazdan gelmeye, görmezden gelmeye vaktimiz yok. Bir kişinin bile ölmesini istemiyoruz, herkes harekete geçmeli. Bu meşru, haklı taleptir. Çağrımız bütün Türkiye’ye, bütün dünyaya. İnanıyoruz ki demokrasi güçleriyle bu tıkanıklık aşılacaktır. 
 
MECLİS’İ HALKTAN KAÇIRIYORLAR
 
Seçimler bitti bir ay geçti, Meclis’i halktan kaçırıyorlar. Onlar Meclis’i açmadıkça sanıyorlar ki biz sessiz kalacağız. HDP’nin sesi her yerde, susmayacağız, susturamayacaksınız. 
 
İSTANBUL KARARINI VERDİ
 
YSK de hem seçim öncesi hem seçim sonrası yaptıklarıyla Türkiye tarihinin kara bir sayfasını var etti. Bir utanç sayfası. Tarih sizi yazdı, unutmayacak. YSK almış olduğu kararlarla utanç sayfasına adını yazdırdı. Seçim sonuçlarının değerlendirmesi dediğimizde seçimin sonuçlandırması lazım. YSK hala sonuçlandırmadı, İstanbul ile toplantı yapıyorlar. İstanbul kararını verdi, AKP-MHP kaybetti, nokta! 
 
ŞAİBE ARIYORSANIZ ŞIRNAK’A BAKIN
 
Şaibe arıyorsanız, referanduma bakın, 24 Haziran’a bakın, şaibe arıyorsanız gidin Şırnak’a bakın Şırnak’a. Muş anlatsın, Halfeti anlatsın, Viranşehir anlatsın. Kazandığımız birçok yeri gasp ettiler, çaldılar. 
 
YSK TUZAK KURDU
 
Kazandığımız yerlerin bir kısmında KHK ile ihraç edildikleri için mazbatalar verilmedi. YSK tuzak kurmuş. Bir yüksek mahkemeden çıkan sonuca bakın, tuzak. İkinciye veriliyor. O ikinciler de utanmadan sıkılmadan o koltukta oturuyorlar. Onlar için bir koltuğa oturmaktan öte hiçbir ahlaki değer yok. Gasp etmişlerdir, asla da o halkın belediye başkanları olamayacaklar. Kayyumcu akıl Şark Islahat Planı’ndan bu yana devam ediyor. Kayyuma karşı mücadele faşizme karşı mücadeledir. Yarın 1 Mayıs’ta bir kez daha faşizme karşı olacağız. 
 
TÜRKİYE BARIŞI SEÇTİ İKTİDAR KAYBETTİ
 
Türkiye demokrasiyi, barışı seçmiştir. 31 Mart seçimlerinden ders çıkarmaları gerekiyor. İktidar kaybetti, geride bir enkaz bıraktılar. Kimse moralini bozmasın, HDP bu enkazı da kaldıracak. Büyük dayanışma ağları, toplumcu dayanışma ile kaldıracak. Enkazı yaratanlardan da hesap soracaktır.
 
DOYMAK BİLMİYORLAR
 
Amed’de fıstıklı kadayıf yemişler, Mardin’de kuruyemiş yemişler. Milyonlarca. Van’da kahvaltı etmişler. Doymak bilmiyorlar, aksırıncaya tıksırıncaya kadar yiyorlar. Vicdan duygularını kaybetmişler. 
 
O HALIYI GETİRİN
 
‘Defolun gidin’ dedi Kürtlere. Bu ülkede 20 milyondan fazla Kürt var. Biz terörist değiliz, HDP halktır halk burada. Bütün hesapları şimdi ortaya koyuyoruz. Bütün yolsuzlukları ortaya çıkıyor. Mesela sadece kuruyemiş değil. Devasa borçlar var. Bismil Belediyesi’nin binası yok. Mardin’de gitmeden 80 araç almış Valiye hibe etmiş. Tam bir talan zihniyeti. Van’a gittik halı yok, halıyı götürmüşler. O halıyı getirin. Kayyum TCK’de ne kadar yüz kızartıcı suç varsa işlemiş. Baklava çaldı diye 2 çocuk hapis yattı, bunlar bütün memleketi yapmışlar. Özel bir kayyum hapishanesi yapsınlar. Bunlar mutlaka yargılanacak. Yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma… Aklınıza ne gelirse var. Tüm belediyelere çağrımızdır geride kalan 5 yılın bilançosunu çıkartıp halka anlatın. Talanın boyutunu ortaya koyun. 
 
MALZEME BOZULUNCA AMBALAJ DEĞİŞTİRİLİR
 
Erdoğan, ‘Türkiye İttifakı’ndan bahsediyor. Yüzleşme yapmak yerine ittifak öneriyor. Malzeme bozuk olunca ambalajı değiştirdiler. Cumhur olmuyor Türkiye ittifakı olarak sunmak istiyorlar. Bu malzemenin peşinden gidecek halk yok. Cumhur İttifakı bir ayağı yolsuzlukta bir ayağı savaş politikalarında. Küçük ortak 18,81 diyor. Öbürü yüzde 44 diyor. Bunların aritmetiği bile çarpık. 
 
DEMOKRASİ İTTİFAKI’NA İHTİYAÇ VAR
 
Bu ülkenin ihtiyaç duyduğu ittifak, halka rağmen değil. Kadınlarla, gençlerle ittifaka ihtiyaç var. Bunun adı demokrasi ittifakıdır. Biz HDP olarak demokrasi güçlerini kadınları, gençleri Demokrasi İttifakı’na davet ediyoruz. Çare HDP’dir. HDP yolu açmıştır. Tüm Türkiye halklarını, emekçilerini bu mücadeleye davet ediyoruz. Gelin yan yana duralım. Cumhur İttifakı’na mecbur değiliz. Yönetme kabiliyetlerini yitirdiler. Türkiye ekonomik, siyasi ve toplumsal kiriz yaşıyor. Toplumu bölünen ülkeler, bölünür. Bölünmek istemiyorsak, bir arada yaşamak istiyorsak, Demokratik Cumhuriyet mücadelesinde mutlaka buluşmalıyız. 
 
Kızgın demiri nasıl soğutacaksınız. Bunun cevabını veremiyorlar. Altında ne var, nasıl soğuyacak. O demiri soğutmanın yolu adalet mücadelesidir, demokrasi, barış mücadelesidir. O yüzden de çıkıp şimdiden 4,5 yıl sonra seçim var diyorlar. Seçimin nasıl ve ne zaman olacağı, adalet mücadelesine, siyasi gelişmelere bağlı. Önemli olan bu süreci nasıl kat edeceğiz. Türkiye 4 yıl daha tecrit koşullarında yaşayamaz, 4 yıl daha OHAL zihniyetiyle yönetilemez. 
 
KENDİ SINIRLARINIZA ÇEKİLİN
 
Cumhurbaşkanına sesleniyoruz, kendi sınırlarınıza çekilen. Parlamento üzerindeki vesayete son verin. Parlamento yasa yapan bir yer olmalıdır. Halkların taleplerinin karşılanacağı bir Meclis olmalıdır. Önümüzdeki 4 yıl toplumsal barışın kurulması için büyük önem taşıyor. Bunu başarabiliriz. Türkiye yargı bağımsızlığı yitirmiştir. Yargı bağımsızlığı için adımlar atılmalıdır. Binlerce arkadaşımız onlara suç yaratıldığı için cezaevindeler. Basın özgürlüğü sağlanmalıdır. Yandaş medyanın yaratığı tahribat çok büyüktür. Bu ayrıştırmada oynadıkları rol Türkiye toplumsal barışını dinamitlemiştir. İfade özgürlüğü konusunda ciddi kısıtlamalar var. Demokratik siyasetin önündeki engeller acil kaldırılmalı. Bu konuda parlamentoya çok önemli sorumluluk düşmektedir. 
 
YENİ ANAYASA YAPILMALI
 
Demokrasi İttifakı’nın diğer ayağına çağrımız da Anayasayadır. Türkiye büyük bir çöküntü yaşıyor. Bundan çıkmanın yolu demokratik bir anayasadan geçiyor. Meclis anayasa yapım sürecinde rol almalıdır. Halklarla, emekçilerle, sendikalarla, sivil toplum örgütleriyle anayasa yapmalıdır. O anayasa herkes kendini bulmalıdır. HDP olarak diyoruz ki; bir, demokrasi ittifakı konusunda sorumluluğumuz yerine getirecek. Hem sözümüzle hem mücadelemizle hem de demokrasi güçleri dediğimiz bu büyük aile içinde sorumluluğumuzu yerine getireceğiz.  
 
KABİNE DEĞİŞMELİ
 
Resmi rakamlar bile işsizliği saklayamıyor. Asgari ücret alım gücünü kaybetti. Bakan diyor ki vergiyi tabana yayacağız. Vergiyi tabana yaymaktan anladıkları halkın üzerine yeni vergiler salmak. Yandaş müteahhitlerin üzerine vergi salın. Kabine değişmelidir. Öyle eş dost ile ekonomi yürütülmez. Ama cumhurbaşkanı bizi dinleyeceğine Genel Kurul’u terk ediyor. Terk etme, bizi dinle. Hep yanındakileri dinlediğin için ülke bu halde. 
 
OKÇULARI SINIRA GÖNDERİN
 
Hızla askeri harcamalara, silahlanmaya para ayıran bir ülke. Mermi istemiyoruz, aş istiyoruz, iş istiyoruz. Biz savaş istemiyoruz. Savaştan beslenenler hala bu ülkeyi tehdit etmeye devam ediyor. S-400 anlaşması yapmışlar, ne olacağı belli değil. Bizim S-400’lere ihtiyacımız yok. İstanbul Belediyesi Okçular Vakfına 17 milyon veriyormuş. Okçuları gönderin oraya sınıra dizilsinler. Dertleri ülke meselesi değil. Bu halkın sırtından haksız zenginleşmeye yenilerini katıyorlar. Kıdem tazminatına göz diyorlar. İşsizlik Fonu’na göz dikiyorlar. Sağlığı, eğitimi ticarileştiriyorlar. 
 
1 MAYIS’TA ALANLARA DAVET EDİYORUZ
 
Yarın 1 Mayıs, söylediklerimize karşı itirazımızı alanlarda yükseltme, yan yana gelme  zamanıdır. Değişim talebini 1 Mayıs ile hep birlikte selamlayacağız. 31 Mart’ta bu sesi yükselten halklar 1 Mayıs’ta hep beraber alanlarda olacak. Ülkede demokrasi ve adalet isteyen bütün yurttaşları 1 Mayıs alanlara emeğin gücünü haykırmaya davet ediyoruz. 
 
Biz de HDP olarak annelerimizle birlikte beyaz tülbentlerle alanlarda olacağız. Kimse ölmesin yaşam kazansın diye alanlarda olacağız. Yaşasın 1 Mayıs, Bijî Yek Gulan!"