Leyla Güven’den mesaj: Yaşamı uğruna ölecek kadar sevenlerin yoldaşıyım

img
ANKARA – Tecride karşı açlık grevinin 20'inci gününde olan Leyla Güven’in gönderdiği mesaj, partisinin grup toplantısında okundu. Güven, mesajında "Ben, yaşamı uğrunda ölecek kadar sevenlerin yoldaşıyım" dedi.
 
Tutuklu bulunduğu cezaevinde PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride son verilmesi talebiyle başlattığı açlık grevi eyleminin 20'inci gününde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in son mesajı, partisinin Meclis’teki haftalık grup toplantısında paylaşıldı. 
 
Güven’in mesajı, grup konuşmasını yapan Eş Genel Başkan Sezai Temelli tarafından okundu. 
 
Mesajında “Amed zindanının direniş ruhuyla hepinizi saygıyla selamlıyorum" diyen Güven, gruba şu sözlerle seslendi: 
 
"İnsanlığın doğuşuna beşiklik etmiş bu kadim topraklarda tüm kimliklerin ve inançların özgürce yaşayabileceği bir sistemin inşasının mümkün olduğunu biliyoruz. Mevcut iktidarcı sistemlerin sadece kendi sahiplerine hizmet ettiğini biliyoruz. Savaş ve yıkımla ayakta duran bir sistem dolayısıyla bütün hesaplar ve çıkar ilişkileri bu dengeler gözetilerek sürmektedir. Savaşsız ve sömürüsüz bir dünyada yaşamak için daha çok mücadeleyi ve bu temelde direnmeyi esas almalıyız.  Hakikat arayıcısı olarak İmralı tecridine karşı çıkıyorum.
 
Mevcut kaos ve krizin bir nedeni de çözümsüz bırakılan Kürt sorunudur. Sorunu çözmeye çalışan tarafların da görmezden gelindiğini biliyoruz. Ben Sayın Öcalan’ın Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için büyük bir çaba sahibi olduğunu düşünüyorum. Sayın Öcalan’ın çözüm önerileri ve düşünceleri, sadece Kürt sorunu için değil, aynı zamanda Ortadoğu ve dünya halkları için de önemli bir perspektif sunmaktadır. 
 
Demokratik Ulus ve Demokratik Konfederal Sistem inşaları haklarımızın özlem duyduğu kalıcı barışın temel taşlarıdır. Sayın Öcalan üzerindeki mutlak tecrit tam da bu hakikati toplumdan gizleme yöntemidir. 
 
İnsanlık tarihi benzer örneklerle doludur. Hakikat arayıcıları ve savunucuları bu uğurda nice bedeller ödemişlerdir. Dolayısıyla günümüzdeki benzer uygulamalarda geçmişi aratmayacak kadar bir yoğunluk içindedir. Sayın Öcalan’ın İmralı özel sisteminde ağır tecride maruz bırakılması bu zihniyet dünyasının bir göstergesidir. 
 
Ben özgür irademle başlattığım açlık grevinin 20. günündeyim. İnsanlık suçu olduğunu düşündüğüm tecrit uygulamasına karşı bir şeyler yapıyor olmanın huzuru içindeyim. Bunun milyonların talebi olduğunun farkındayım. Dışarıda başta kadın meclisimiz ve kurumlarımız olmak üzere halkımızın geliştirdiği sahiplenme etkinliklerinin benim için çok değerli ve anlamlı olduğunu belirtmek isterim. Barış Anneleri. Cumartesi Anneleri şahsında bütün annelerin ellerinden öpüyorum. 
 
Uğrunda mücadele verdikleri kalıcı barışın bu topraklarda hakim olacağı günlerin yakın olduğunun farkındayım. Ben, yaşamı uğrunda ölecek kadar sevenlerin yoldaşıyım. Bu duygularla hepinizi tekrardan saygıyla selamlıyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.”