Temelli: HDP’li bulamazlarsa soğanları gözaltına alıyorlar

img

ANKARA – HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, “Kampanyalarını HDP karşıtlığı üzerinden yürütüyorlar. HDP’li bulamazlarsa soğanları gözaltına alıyorlar” dedi ve ekledi: “Hastalıklı olan iktidarı faşizmin çöplüğüne atacağız."

 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli partisinin haftalık grup toplantısında konuştu. Grup toplantısına Sinop, Artvin, Rize, Trabzon, Amasya, Zonguldak ve Tokat gibi Karadeniz bölgesinden gelen yurttaşlar dahil oldu. Yöresel kıyafetleriyle gelenler, oturacak yer kalmayan salonu renklendirdi. Toplantıya siyasetçi Ahmet Türk’ün de katılması dikkat çekti. 
 
Temelli, "İnanıyoruz ki, yan yana omuz omuza vererek Türkiye’deki bu zulmü, şiddeti hep birlikte bitireceğiz. Karadeniz’iyle, Kürdistan’ıyla, Trakya’sıyla, Ege’siyle birlikte bitireceğiz. İşte burada yan yanayız, bu mücadeleye omuz veriyoruz, güç veriyoruz" dedi.
 
'İKTİDAR BİR PARONOYA İÇİNDE'
 
Diyarbakır ve Ankara'da yapılan gözaltılara dikkat çeken Temelli, "Gençlik kongresini engellemeye çalıştılar ama her şeye inat gençler Amed’te yan yana geldi, salonu ayağa kaldırdılar. Görülesi bir coşku vardı. Gençler çok yakında Türkiye’yi de ayağa kaldıracaklar. Bundan korkan iktidar bir paranoya içinde. Her gün, her sabah gözaltılara uyanıyoruz. Dün sabah yine gözaltılarla kalktık. Bu sabah yine 23 arkadaşımızı gözaltına aldılar. Ama her gün direnişle yatağa giriyoruz ve direnişle uyanıyoruz. Tek bildikleri hukuksuzluktur. Tek bildikleri çete devleti anlayışıyla ülkeyi yönetme çabasıdır. Buna izin vermeyeceğiz" diye konuştu. 
 
'BU KARAR EMSAL OLACAK BİR KARARDIR'
 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) önceki dönem Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş'ın tahliye kararına değinen Temelli, "Bu ülkede hukuku tanımayanlara, bu ülkede hukuk devletini yerle bir edenlere bir derstir” dedi.
 
‘AİHM’İN CESARET EDEMEDİĞİ KARARLAR VAR’
 
AİHM’in cesaret edemediği kararlar olduğunu da belirten Temelli, “Sayın Öcalan ile ilgili karar ve KHK ile ilgili kararlarda, AİHM siyasete esir düşmüştü. Ama ilk defa çok önemli bir karara imza attı. Önemli çünkü sadece hukuki anlamda değil demokrasi anlamında da çok önemli. Almış olduğu karar birçok açıdan çok çok büyük öneme işaret ediyor. Sayın Demirtaş’ın milletvekili ve eş genel başkanımız olarak Meclis faaliyetlerine katılamamış olması, siyasi faaliyetlere katılmamış olmasından dolayı aldığı ihlal kararı önemli bir karardır. Bu karar, siyaseten tutsak olan, bugün hukuka rağmen mevcut yasalara rağmen siyasi hakları elinden alınıp tutsak edilmiş tüm yoldaşlarımıza emsal olacak bir karardır. O yüzden bir an önce Selahattin Demirtaş serbest bırakılmalı ve özgürlüğüne kavuşturulmalıdır. Burada da kalmamalıdır. Bu ve benzeri gerekçelerle tutsak edilen tüm yoldaşlarımız özgürlüğüne kavuşmalıdır."
 
'KARARIN GEREĞİNİ YERİNE GETİRİN'
 
Temelli, AİHM'in kararı açıklaması sonrası hükümet cephesinden gelen tepkilere ilişkin de şunları söyledi: "Bu karar açıklandığı sırada, belki de o saatlerde Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, Saray’da. Talimat alıyor, yargı talimatla çalışıyor. Hakimler, yargıçlar bu ülkede hukukun gereğini yerine getirmekten uzaklar, acz içindeler, siyasi vesayet bütün mahkeme salonlarını esir almıştır. Ama bakın, her şeye rağmen bu karar önemli bir fırsattır. Gelin bu kararın gereğini yerine getirin. Gelin yargının üzerindeki bu vesayete son verin. ‘Bu kararı tanımıyoruz’ diyenlere inat, ‘bu kararın gereğini yerine getiririz’ diyenlere inat gelin yargıçlar olarak mesleğinizin etiğinden aldığınız güçle, bu kararın gereğini yerini getirin. Eğer getirmezseniz, sadece yoldaşlarımıza kötülük yapmakla kalmayacaksınız, bu ülkenin geleceğine büyük bir kötülük yapacaksınız. Demokrasi mücadelesine, barış mücadelesine kötülük yapacaksınız. Bu kötülüğü yapmaya hakkınız yok. Hesap sorarız, yakanıza yapışırız. Gün gelir bu ülkeye demokrasi, bağımsız, tarafsız yargı gelir. Bilin ki o gün bunun hesabını sizden sorarız." 
 
'TECRİT BARIŞA, DEMOKRASİYE UYGULANAN TECRİTTİR'
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekmek için açlık grevi eylemi başlatan ve eyleminin 20'inci gününde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in fotoğrafını gösteren Temelli, şunlar söyledi: "Bugün size fotoğraflar getirdim. Bir cesur kadının, kadınları fotoğraflarını getirdim, tutsak yoldaşlarımın, Güven’in fotoğrafını getirdim, bu mücadelenin yılmaz bir arkadaşımın fotoğrafını getirdim. Asla boyun eğmeyen, baş eğmeyen arkadaşlarımın fotoğrafını getirdim. Buradan onları bir kez daha saygı ile selamlıyorum. Bugün sevgili Leyla Güven açlık grevinin 20. gününde. Tam 20 gündür açlık grevinde ve Türkiye cezaevlerinde bugün açlık grevi başlıyor. Neden? Çünkü bu ülkede tecrit var, bu tecrit kırılsın buna son verilsin diye. Sayın Öcalan’a uygulanan bütün Türkiye uygulanan tecrittir. Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit barışa, demokrasiye uygulanan tecrittir. Dolayısıyla açlık grevinde olan yoldaşlarımız, tüm Türkiye’ye, tüm dünyaya çağrı yapıyorlar. Gelin bu tecridi bitirin Türkiye’de barış ve demokrasinin yolunu açın. Bizim de çağrımız bu yöndedir. Bütün Türkiye halkları geçmişte olduğu gibi bugün de bu mücadeleye destek verecektir. Duyarsız kalmayacaktır ve inanıyoruz ki, bu tecrit en kısa zamanda sonlanacaktır.” 
 
'3 YIL OLDU HALA BİR GELİŞME YOK'
 
Avukat Tahir Elçi'nin katledilişinin 3'üncü yılında dosyada hala bir ilerlemenin olmadığını hatırlatan Temelli, "Onların direnişi bizim yolumuzu aydınlatıyor. Van Çatak’ta Tahir Elçi’nin isminin verildiği parkın ismi değiştiriliyor. Senin kayyumların bunu yapıyor diye Tahir Elçi’nin ismini mi unutacağız? Biz bu barış mücadelesini veren yoldaşlarımızı unutacak mıyız? Hepsinin ismini kalplerimize kazıdık. 31 Mart’tan sonra o parklara yoldaşlarımızın adını hep birlikte vereceğiz" dedi. 
 
'İÇİŞLERİ BAKANI ÜLKEYİ TERÖRİZE EDİYOR'
 
Temelli, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü'nde kadınların eylem ve etkinliklerine yönelik uygulanan şiddeti kınadı. Temelli, "Taksim’de kadın arkadaşlarımıza polis müdahale etti, saldırdı, biber gazı sıktı. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı’ndaki o vazifeli çıkmış diyor ki; ‘illa polise saldıracaklar.’ Bütün görüntüler ortada. Polis kadınlara saldırmış, bu çıkmış diyor ki ‘illa polise saldıracaklar.’ İşte karşı karşıya olduğumuz zihniyet bu. Bu içişlerindeki zat Tahir Elçi’nin katillerini bulmak, Şenyaşar ailesinin faillerini bulmak yerine ülkeyi terörize etmeye devam ediyor” diye konuştu.
 
'KARADENİZ'E YAPTIĞINIZ ZULÜM ORTADA'
 
Karadeniz halkına seslenen Temelli, şunları dile getirdi: "Karadeniz farkında o yüzden buradayız, yan yanayız. Hoş geldiniz. Sözlerimi müziği ile direnen Kazım Koyuncu’yu anarak sürdürmek istiyorum. Hiç unutmadık müziklerini hala bize güç katıyor, direnişimizi güçlendiriyor. Son yıllarda Karadeniz denilince bir ırkçılık, şovenizm anlayışının öne çıkarıldığını görüyoruz. Karadeniz bu değil. Karadeniz’i böyle değerlendirmek, Karadeniz halklarına büyük haksızlık olur. Bu haksızlığı yapmayacağız. Bu haksızlığı yapanlardan hesap soracağız. Bir tanesi Trabzon Milletvekili, İçişleri Bakanı Karadeniz’e yaptığı zulüm ortada. Diğeri de Rize’den. İki talihsizlik bir arada, hani biri olsaydı neyse. Biri Rize’den biri Trabzon’dan. Karadenizlilerin dediği gibi talihsizlik nerede saklı biliyor musunuz? Fındık kadar aklı olanlar iktidarda meselenin özü bu. O fındık kadar akıldan bir de kurt çıkıyor, kurda teslim olmuş bunlar.”
 
‘KARADENİZ DEVRİMCİ DAYANIŞMAYLA ANILMALI’
 
Temelli, "Niye Karadeniz’i bunlarla anıyoruz ki. Karadeniz devrimci dayanışmayla anılmalı. Mahir Çayanlarla, Cihan Alptekinlerle anılmalı. Karadeniz hayvan ve insan sevgisi ile nam salmış, HES’lere karşı mücadele eden kadınlarla anılmalı. Karadeniz, Kürt halkının özgürlük mücadelesinde en önde koşan Kemal Pirlerle. Haki Karerlerle anılmalı. Karadeniz Terzi Fikri ile, Fatsa ile, Hopa ile anılmalı. IŞİD’e karşı 60 yaşında olmasına rağmen gidip savaşan Sinoplu Rıfat Amca ile anılmalı. Bu iktidara karşı direnirken, atılan gaz bombası sonucu öldürülen Metin Lokumcu ile anılmalıdır. Devletin bekası diye halka zulmedenlere karşı ‘kimdir devlet’ diyen Havva ana ile anılmalı. Bu zulmü, bu direniş yıkacak işte. Karadeniz isyanda, tüm Türkiye isyanda, bu zulme ve şiddete karşı. Bugün ekonomisiyle, bugün uğradığı zulümle Karadeniz ciddi bir şiddet altında" diye konuştu.
 
'ÜRETİCİYE, EMEKÇİYE DÜŞMAN'
 
Temelli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bakın Karadeniz deyince; çaydır, fındıktır, hamsidir. Balıkçılığın geldiği hale bakın. Hamsi neredeyse Karadeniz’de tükenecek. Balıkçılığın geldiği içinden çıkılmaz durum balıkçılıkla geçinen tüm aileleri perişan etti. Çay üreticileri, fındık üreticileri, fındık ki dünya fındık üretiminin yüzde 80’ine denk geliyor Karadeniz’deki üretim. Fındık üreten aileler yoksullaşıyor. FİSKOBİRLİK’e devlet desteği kesildi. Devletin desteği nereye gidiyor peki? Bize küfreden müteahhide gidiyor. O yüzden fındık üreticileri gereken cevabı 31 Mart’ta verecek. Aynı şey ÇAYUR için geçerli. ÇAYKUR’da satış kısmını özelleştiriyorlar. Tümünü değil, nerede karlı bir alan var, onun üzerinden rant alanı yaratmaya çalışıyorlar. 215 bin ailenin geçimini böylece yok ediyorlar. Tıpkı şeker pancarı üreticilerine yaptıkları gibi. Bunlar üreticiye, çiftçiye, emekçiye düşman. Sadece üretim, ekoloji olarak baktığınızda bütün Karadeniz’in yıkım altında olduğunu görürsünüz. Nasıl ki Dersim’in ormanlarını yakıyorlar Karadeniz de ormanlarını kesiyorlar. Karadeniz’de büyük bir katliam ve doğa talanı var. Bütün o doğal güzelliklere saldırıyorlar. 2023 yılına kadar 1700 tane HES yapacaklarmış."
 
'KARADENİZ'İN DİĞER ADI YOKSULLUK'
 
HDP'nin Türkiye partisi olduğunu vurgulayan Temelli, "Türkiye’nin her yerindeyiz yegane Türkiye partisiyiz bunu herkes böyle bilsin. Türkiye halklarının partisiyiz. Bu demokratik mücadelenin içindeyiz. Demokratik Cumhuriyeti var edene kadar da bunu sürdüreceğiz” diye belirtti.
 
Temelli, “Osmaniye’den öteye geçemeyenler, Hakkari’de Şırnak'ta bir milletvekilimizi çalmak için Ordu'nun yarısını Hakkari'ye Şırnak’a gönderenler Türkiye partisi HDP değil, hadi oradan” dedi.
 
'HEPBİRLİKTE BAŞARACAĞIZ'
 
Yaklaşan yerel seçimlere dair de konuşan Temelli, şunları söyledi: "Tüm bunlara cevabımızı 7 Haziran’da, 1 Kasım’da, 24 Haziran’da olduğu gibi en güçlü şekilde vereceğiz. Birlikte, omuz omuza başaracağız. Kampanyalarını yine HDP karşıtlığı üzerinden sürdürüyorlar. HDP’li bulamazlarsa etrafta soğanları gözaltına alıyorlar. HDP’li bulamazlarsa etrafta soğanları gözaltına alıyorlar. Hastalıklı bir durumla karşı karşıyayız. Artık iktidar hastalıklıdır. Bu hastalıktan ülkeyi kurtarmak zorundayız. Biz yerel yönetimlere talip olurken sadece belediyeleri kazanmak için talip olmuyoruz. Yerel demokrasi için yerinden yönetim için talip oluyoruz. Geçmişten gelen deneyimlerimizi bugün geleceğe taşımak için talip oluyoruz. Bugün belediye başkan adayı bulmakta zorlanıyorlar. Diyarbakır’a kayyumu aday olarak gösterdiler, Ankara’ya Kayseri eski belediye başkanını aday olarak gösteriyorlar. Bu kürsüde sormuştum 26 sayfalık yolsuzluk dosyan nerede? Madem aday oldun şimdi çık göster o dosyada neler yazıyor. İzmir’e ekonomiyi perişan etmiş, cinsiyetçi dilin hakim olduğu bir adayı, Zeybekçi’yi gösteriyorlar. Biz de tüm bunlara karşı halkların emekçilerin kadınların adayını göstereceğiz."