SYKP Eş Genel Başkanı Kaya: Güncel görevimiz faşizmi bertaraf etmek

img

ANKARA – Partisinin kongresinde konuşan SYKP Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya, faşizme karşı ortak mücadele çağrısında bulunarak, “Güncel görev faşizmi bertaraf etmek” dedi. Kongreye katılan konukları ve siyasi parti temsilcileri, ortak mücadele vurgusu yapıldı. 

Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi’nin (SYKP) 3’üncü Olağan Kongresi, Akar International Otel’de gerçekleşiyor. Kongreye, Lübnan Kurtuluş Partisi Dışilişkiler Komisyon üyesi Ahmet Dagher, Tunus Halk Cephesi Dışilişkiler Sorumlusu Walid Abbasi, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Merkez Üyesi Abu Ali Hasan, Ermen Sosyal Demokrat Hınçak Partisi Dışilişkileri Sorumlusu İskandar Keuchkarian, HDK Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, HDP Genel Başkan Yardımcısı Kubilay Günay, HDP’li vekiller Serpil Kemalbay, Züleyha Gülüm, Oya Ersoy ve Tülay Hatimoğulları, ESP, Yeşil Sol Parti temsilcileri ile DİSK, KESK üye ve temsilcilerinin bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.
 
Kongre salonuna, “Krizin faturasını işçiler ödemeyecek”, “Bimre koledari! Bijî hemwelatiya azad û wekheviya gelan” pankartları asıldı. Yapılan saygı duruşunun ardından sinevizyon gösterimi yapıldı.
 
Açılış konuşmasını SKYP Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya yaptı. Kaya, kongrelerinin olağan olduğunu ancak siyasal koşulların düşünüldüğü zaman olağanüstü koşullarda yapıldığını belirtti. Kaya, “Kongremizi Saray, AKP-MHP, taraf sermaye ve derin devlet ittifakının; toplumun örgütlü güçlerine, sosyalistlerine, kadınlara saldırıların yoğunlaştığı bir dönemde yaptık. Siyasi koşullara baktığımıza kongremizi olağanüstü şartlarda yaptık” dedi.
 
‘EKONOMİK KRİZ KAPIDADIR’
 
Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarihin en büyük krizi olarak değerlendirilen 2008’in yükü emperyalizme bağlı ülkelere yayılarak emperyalist devletler, krizi bu biçimde yönetebildi. Bugün için ABD, AB, Rusya arasında yaşanan ekonomik rekabet giderek kızışacağı gün gibi ortada. Krizi aşmak için atılan negatif ve ucuz kredilerin ABD ve AB ile kurulan işbirlikçi ilişkileri sonucu olarak, Saray ve Türkiye Cumhuriyeti krizi atlatabildi. Ancak bu avantajlı durumu, bin odalı saraylar yaparak, rüşvette yolsuzlukta sınır tanımayarak bu avantajlı durumu kaybedebildi. Artık deniz kurudu. Saray hangi komplo teorisini ortaya koyarsa koyusun, faiz oranlarını yükseltmeyi denesin, ekonomik kriz kapıdadır ve kaçınılmazdır.”
 
‘BEDELİNİ HALKLAR ÖDEYECEKTİR’
 
Türkiye’nin Suriye politikalarına değinen Kaya, “Ülkemizi yeni mülteci, cihatçı akınıyla karşı karşıya kalması kaçınılmazdır. Maşa olarak kullanılmanın bedelini Türkiye halkları ödeyecektir. Dünya ve coğrafyamızda durum budur. Ülkemizde zifiri karanlık üstümüze çökmektir. Kürt özgürlük hareketini hedef tahtasına oturtmuştur. Kadın özgürlük mücadelesine, sosyalistlere, gençlik hareketlerine saldırıların arttırmaktadır. Faşizmin inşasına hız verilmiştir. Faşizm hala kaderimiz değildir ve mücadele olanaklarımız vardır. Kürt özgürlük hareketi ezilmemiş, ciddi bir direniş odağı olarak mücadele ediyor. Sosyalistler her alanda direniş duruşlarını sürdürmektedirler. Başta aleviler olmak üzere seküler anlayışta olanların itiraz duruşları, işçi direnişleri, kadın özgürlük hareketi eylemli direnişi sürmektedir. Yer yer ekoloji mücadelesi sürmektedir” dedi.
 
‘FAŞİZME KARŞI BİRLİKTE MÜCADELE’
 
Faşizme karşı mücadele etmede çağrı da bulunan Kaya, “Faşizme karşı mücadeleyi başta bileşeni olduğumuz HDP, HDK, sosyalistlere, muhaliflere teklifimiz; meşru, kitlesel,  demokratik mücadele perspektifi ile faşizme karşı direniş mücadelesini birlikte örmektir. İçinden geçtiğimiz yakıcı sürecin zorunluluğu budur. Güncel görev faşizmi bertaraf etmek. Sosyalizmi kendimizden ibaret görmüyoruz. Diğer sosyalist öbeklerle her türlü mücadele ortaklıklarına hazır olduğumuzu buradan ilan ediyoruz” diye konuştu.
 
‘DEMOKRASİ AYAKLAR ALTINDA’
 
Ardından HDP Adana Milletvekili, SKYP eski Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları söz aldı. Dünyanın tamamının ağır bir ekonomik ve sosyal kriz içerisinde olduğuna dikkat çeken Hatimoğulları, “Dünyanın birçok yerinde demokrasi insan hakları ayaklar altına alınmış durumda. 2008’de küresel sermayenin çıkardığı fatura işçilere kadınlara ve emekçilere ödetildi. Devlet yapılanması bunu baskılamak için elinden geleni yapıyor. Batı ülkelerinde de benzer baskıları ‘kemer sıkma’ adı altında işçilerin emekçilerin bugüne kadar birçok ağır bedel ödeyerek kazanmış oldu hakların nasıl ellerinde alındığına tanıklık ediyoruz” dedi.
 
BASKILARA KARŞI MÜCADELE 
 
Türkiye’de bir faşizm sürecinin var olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, şöyle konuştu: “Dünyada mevcut olan krizlerden kaynaklı sağ milliyetçi akımların daha da boy gösterdiğini biliyoruz. Türkiye 2002’den beri AKP iktidarı tarafından yönetilmekte. ‘Ustalık’ dedikleri dönemde baskılarını en ağır bir şekilde bizler üzerinde derinleştirmektedir. Her süreç ağır oldu bu ülkenin tarihinde çünkü bu ülkenin tarihi darbeler ve baskılar tarihidir. Ancak şu an içinden geçtiğimiz sürecin ağır koşulları omuzlarımızdadır. Ama bu bizi çökertmedi. Çökertemeyecek.  Bu ülkenin yarısından fazlası belki eşit taleplerde birleşmiyor ama bugüne kadar kazanılmış hakların ellerinden alınmasına karşı ortak bir ruhun içine girme isteği var. Faşizmin kurumsallaşmasının en önemli göstergelerinden biri olan kitlelerin ruhunu teslim almayı henüz başarabilmiş değiller. Faşizmde kadınlar üzerindeki baskının koyulaştığını görebiliyoruz. Yakın zamanda birkaç gün önce yerel seçimlerle ilgili startını veren HDP’ye yönelik Diyarbakır merkezli operasyon gerçekleşti. Erdoğan adeta kolluk güçlerine emir vermişcesine çocukların kafalarına silah dayatılarak, evlerin kapıları kırılarak gözaltı operasyonu gerçekleştiriliyor. Yarattıkları bu baskılar bunlara en ağır şekilde mücadele olarak geri dönecektir.” 
 
‘KÜRTLERİN HAKLI MÜCADELESİNİN YANINDAYIZ’
 
Lübnan Kurtuluş Partisi Dışilişkiler Komisyon üyesi Ahmet Dagher ise söz alarak, şöyle konuştu: “İki kardeş parti olarak ve sömürüye karşı, ortak mücadeleyi sağlayan iki parti olarak, Amerikan emperyalizminin bu baskısının karşısında ortak direnişimizi ve bölge halklarımızın bütün değerlerini yağmalayan bütün emperyalist güçlere karşı,  mücadeleyi yükseltirken karşı karşıya kaldığınız zorlukları ve verdiğiniz mücadeleyi yakından takip ediyoruz. İnsan hakları ve demokrasi gibi sahte bir iddiayla karşınıza çıkan bu yönetime karşı,  haklı ve meşru mücadelenizin yanında olmaya, dayanışma içinde olduğumuzu ve özellikle Kürt kardeşlerimizin yanında olduğumuzu belirtmek istiyorum. Kürt halkının kendi haklarını ve kaderlerini tayin etme haklarını ve meşru mücadelelerini desteklediğimizi buradan ilan ediyoruz. Özellikle HDP ile yan yana duruşunuzu ve elde ettiğiniz değerleri selamlıyoruz. Öncü bir deneyim olarak görüyoruz. Suriye’de her türlü müdahaleye karşı durmak, Suriye halkının kendi sorunlarını kendisi çözmek için destek sunuyoruz.”
 
KADIN VE ERKEĞİN KURTULUŞU 
 
Lübnan Halkın Demokrat Partisi MYK ve Dışilişkiler Sorumlusu Sanaa Debbağ de, sadece kadın hakları için mücadele etmediklerini belirterek, “Adalet, eşitlik, saygı ve bağımsızlık için mücadele ediyoruz. Bu temel görevimizdir. Ancak değişim mutlaka gerekiyor ve özellikle toplumda erkeklerle olan ilişkilerimiz mutlaka gerçekleşmelidir. Kadın ve erkeğin kurtuluşunun ancak ve ancak tüm toplumun sömürüden ve baskıdan kurtulması ile mümkün olacağına inanıyorum” şeklinde konuştu. 
 
‘TEK SEÇENEĞİMİZ ORTAK MÜCADELE’
 
Tunus Halk Cephesi Dışilişkiler Sorumlusu Walid Abbasi, Müslüman Kardeşlere karşı halk cephesi içinde mücadele ettiklerini söyleyerek, “Ortadoğu halkları olarak  tek bir seçeneğimiz var birlikte yaşamak. Eşitliklere, özgürlüklere saygı duyarak mücadele etmek tek seçeneğimizdir. Son dönemdeki gelişmeler bir kez daha göstermiştir ki kendi aramızdaki çekişmeler hiçbir yararı olmayacak. Bu çelişki ve çatışmalardan sadece kandan beslenen emperyalistlerdir. O yüzden ortak mücadele şarttır. Tarih ve coğrafya bunu zorunlu kılmaktadır” dedi.
 
‘İSRAİL’İ SİYASİ OLARAK BOYKOT EDİN’
 
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Merkez Üyesi Abu Ali Hasan da, şöyle konuştu: “Devrimciler olarak sizlerle yurtsever ve enternasyonal bir mücadele yolunda buluşuyoruz. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi adına özellikle Siyonist işgal zindanlarda olan yoldaşlarımızın selamlarını sizlere iletiyorum. Emperyalizme karşı her türlü mücadele yöntemini tam bir bilinçle düşmanlarımıza karşı;  başta kapitalistler, sınıfsal düşmanlarımız, işgalcilere karşı sürdüreceğiz. Filistin topraklarından, bugün yarın İsrail bu haritadan silinecektir. Bu bir hülya değil gerçektir. Çünkü İsrail bu bölgenin bir birleşeni değildir. Mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. İşgale karşıyız. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi adı altında bu mücadeleyi sürdürüyoruz. İsrail’i siyasi olarak boykot etmenize davet ediyoruz.”