'Tek adam' rejimine karşı ‘mücadele hattı’ önerisi

img

DİYARBAKIR - HDP MYK üyesi Zübeyde Zümrüt, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile inşa edilmek istenen tekçi, ırkçı ve cinsiyetçi zihniyetin ülkeyi uçuruma sürükleyeceği uyarısında bulundu. Zümrüt, öncelikle Meclis'teki muhalefet partilerinin kadın gruplarının omuz omuza mücadele hattı örmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye, 16 Nisan 2017’da yapılan Anayasa Değişikliği Referandumu’nun kabul edilmesinin ardından 24 Haziran seçimleri ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçti. Başbakanlık makamının kaldırıldığı bu sistemle, yönetimin üç temel erkinden biri olan yürütmeye ait tüm yetkilerin sahibi Cumhurbaşkanı oldu. Bakanlar Kurulu üyelerini seçilmişler arasından olma koşulu bulunmadan atama yetkisine kavuşan Erdoğan, böylece hem devletin, hem de hükümetin başı oldu. Öyle ki Erdoğan’ın Meclis’i feshetme yetkisi bile var.
 
Yeni sistemde Meclis’in ne bütçe yapma yetkisi, ne de hükümeti tam anlamıyla bir denetleme yetkisi yok. Denetleme yollarından biri olan “gensoru” tarihe karışırken, milletvekilleri Genel Kurul’da bakanlara çalışmaları ile ilgili “sözlü soru” soramayacak. Meclis’in en önemli yetkisi olan bütçe hakkı da yine Cumhurbaşkanı’na geçti. Yine yayınlanan kararnamelerle yasa ve kanunda değişiklikler yapılarak birçok kurum doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlandı. 
 
Yine Hakimler ve Savcılar Kurulu’ndaki (HSK) 6 üyeyi doğrudan veya dolaylı olarak seçebilecek olmasının yanı sıra “Başkomutanlık” görevini de üstlenecek olan Erdoğan, tek başına “savaş” kararı alabilecek, OHAL ilan edebilecek, ülkenin gelir ve giderlerinin belirlendiği bütçeyi hazırlayabilecek ve özelleştirmelerde son karar ona ait olacak. Sahip olduğu tüm bu yetkilere rağmen, görevi boyunca denetimi neredeyse imkânsız olan Cumhurbaşkanı’ndan görev süresi bittikten sonra da hesap sorulamayacak. Ancak TBMM 360 milletvekilinin oyuyla soruşturma açabilecek, Yüce Divan’a sevk için 400 milletvekilinin oyu gerekecek.
 
Erdoğan’ın başında olduğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Zübeyde Zümrüt değerlendirdi. 
 
‘HDP VE KÜRTLERİN SORUNUYMUŞ GİBİ ALGILANDI’
 
Demokratikleştirme taleplerine rağmen Türkiye’deki “Başkanlık Sistemi”nin dünyadaki örneklerinden ayrı olarak, “tek adam” rejimi üzerine inşa edildiğini söyleyen Zümrüt, bu sisteme ilk karşı çıktıklarında kimi çevrelerce bunun sadece HDP ve Kürtlerin sorunuymuş gibi algılandığını hatırlattı.
 
'AKP’YE OY VERENLER DE KENDİLERİNİ İFADE EDEMİYOR'
 
Devreye sokulan sistemle tekçi, ırkçı ve cinsiyetçi bir zihniyetin inşa edileceğini dile getiren Zümrüt, "Türkiye’deki tek adam rejimi, kendisine oy veren kitlenin de taleplerini karşılamayacak bir durumdadır. Bugün geldiğimiz noktada AKP'ye oy veren dinamikler de kendilerini bu sistem içerisinde ifade edemiyor. Muhalifler en ufak bir itirazda terörizm ile itham ediliyor ve susturuluyor. İnsanlar kendini güvede hissetmiyor artık. Yani başkanlık sistemi baskı rejimi değildir ama geldiğimiz noktada maalesef bunun pratiği ve göstergesidir" dedi. Zümrüt, gelinen noktada bu sisteme karşı ise Türkiye haklarından bir kesim ve Kürtlerin dik durarak mücadele ettiğiniifade etti.
 
‘EN ÇOK ETKİLENENLER: KADINLAR, GENÇLER VE ÇOCUKLAR’
 
“Tek adam” rejiminin en çok etkilediği kesimin kadın, gençlik ve çocuklar olduğunu vurgulayan Zümrüt, nedenlerini şöyle açıkladı: "Çünkü kadın ve gençlik toplumun yapı taşlarıdır. Ama kendini bu sistem içerisinde ifade edemiyor, mevcut sorunlarını sistem içerisinde çözme, dile getirme, alternatif oluşturma zemini yok. Bu sistemin gençler ve kadınlara yönelik değişim ve dönüşümü sağlayacak bir politikası yok. Demokratik talepleri bir yana bırakalım AKP, gençler ve kadınların daha önce büyük mücadeleler sonucu elde ettiği birçok sanat ve kültür kurumlarını kapatarak kendi tekçi politikalarıyla yeniden düzenliyor. Burada özgürlük ve demokrasi adına biz bir şey göremiyoruz, burada dayatma ve tekçilik var." 
 
AİLE ŞİRKETİ UYARISI
 
AKP’nin bu sistemle bir aile şirketine dönüştürdüğü ülkeyi uçuruma sürükleyeceği uyarısında bulunan Zümrüt, buna karşı tüm toplumsal dinamikler, sivil toplum örgütleri, kadınlar ve gençlerin, demokratik bir zemin oluşturarak ciddi bir mücadeleye girişmesi gerektiğinin altını çizdi. Zümrüt, bu mücadelede hattı örülürken toplumun tüm kesimlerine inip, bilinçlendirmek gerektiğini de ekledi.
 
'KADINLAR OMUZ OMUZA VERMELİ'
 
Kadınlar olarak ise, demokratik talepleri noktasında mücadele etmeyi sürdüreceklerini söyleyen Zümrüt, "Toplumu kendini ifade edebilecek bir zemine çekmekle başlanabilir. Bunun mücadelesini veren Kürt kadın hareketlerinin amacı aslında bugün oluşan diktatörlüğe karşı durmaktı. Bunu anlatmak gerekir. Meclis’teki kadın gurubunda, geçmişte ve bugün aynı mücadele hattını takip eden ve aynı çizgiyi yürüten bir kadın perspektifi vardır. Diğer muhalefet partilerinin kadın gruplarının da bu mücadele hattında çekmek lazım. Bu rejime karşı kadınların, omuz omuza verip mücadele hattını örmesi gerekiyor” diye konuştu.
 
ADALET DİVANI VE ÇOCUK BAKANLIĞI ÖNERİSİ
 
Zümrüt, kadına yönelik artan şiddet ve çocuk istismarlarına da işaret etti. Bunun önüne geçmek için özelikle çocuk ve kadın hakları için mücadele veren muhatapların içinde yer alacağı bir Adalet Divanı’nın oluşturulması gerektiğini söyleyen Zümrüt, yine kadın perspektifinde bir Çocuk Bakanlığı kurulması gerektiğini kaydetti.
 
Zümrüt, “Çocuklarla ilgili Meclis çatısı altında çocuk haklarını koruma ve örgütlenme alanlarının güçlendirilmesi lazım. Kadın ve çocuklara karşı işlenen suçlar karşısında adaletin yerine getirilemediğini görüyoruz. Hukukun ve adaletin yerine gelmesi içinde Meclis çatısı altında daha güçlü bir çıkışın olması gerekir. Bunun refleksini toplumsallaştırmak gerekir. Çocuk yaştaki evliliklerin önüne geçilmesi ve sokak çocuklarının koruma altına alınması, bilinçlendirilmesinde en büyük rol ve misyon Meclise düşüyor” dedi.