ANKARA - Meclis Genel Kurulu’nda MHP ve AKP, kimyasal silah saldırılarına dair sorular yerine TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’yı hedef aldı.
Meclis Genel Kurulu’nda grupların önergeleri öncesi Grup Başkanvekilleri gündeme dair değerlendirmeler de bulundu. MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül ile AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı’yı, kimyasal silah saldırılarına dair yaptığı açıklama nedeniyle hedef aldı.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu’nun değerlendirmeleri ardından MHP’li Muhammed Levent Bülbül söz aldı. Türkiye’nin kimyasal silah saldırılarına dair iddiaları reddeden Bülbül, PKK propagandasının alenen icra edildiğini ileri sürdü. Bülbül, “Bunların başında da adı ‘Türk’ ama Türklükle alakası bulunmayan Tabipler Birliği Merkez Konseyi gelmektedir. Şimdi, propaganda öyle bir boyuta gelmiştir ki âdeta PKK'nın sözcülüğünü yapar duruma gelmiş olan bu yapı, yine kimyasal silah iftirasında da ön alarak Türk Silahlı Kuvvetlerimizi ve devletimizi suçlamaya çalışmaktadır” dedi.
MHP’DEN YARGIYA TALİMAT
TTB’yi hedef alan Bülbül, “Bunları ‘Türk hekimi’ olarak nitelendirmemiz mümkün değildir, çünkü Türk hekimi ihaneti himaye etmez, ihanete ve muhannete de asla ve asla beraberlikte bulunamaz. Bu noktada, bu iftirayı atanlarla ilgili olarak hukuki ve cezai olarak bütün gereken işlemlerin yapılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, TELE 1’e verilen cezaya tepki gösterdi. Sansüre karşı hep birlikte karşı çıkılması gerektiğini belirtti. Beştaş, RTÜK’te iktidarın yaptığı kumpasa da karşı çıktıklarını kaydetti.
‘SORULARA YANIT YOK’
Beştaş, kimyasal silah saldırılarına dair yapılan açıklamaların sorulan sorulara yanıt olmadığını belirtti. AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Milli Savunma Bakanlığı’nın kimyasal silah saldırılarına dair inkar açıklamaları yaptığını söyleyen Beştaş, “Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere bunun insanlığa karşı suç olduğunu, uluslararası hukukta ağır bir suç olduğunu söyledik. Bize verilen cevaplarda, daha doğrusu kamuoyuna verilen cevaplarda ‘Alçakça iftira, gerçek dışıdır, işte ‘terör’ lafları, şebeke...’ bildiğimiz bir cevap ama sorulara yanıt yok. Biz durup dururken burada niye kimyasal silahı soralım? Üç gündür, dört gündür bulgular, videolar, fotoğraflar yayınlanıyor ve şimdi bunun üzerinden TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı hedef alınmış durumda” dedi.
‘MHP, TTB’DEN NE İSTİYOR’
TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın hedef alınmasına tepki gösteren Beştaş, şunları söyledi: “Ben biraz önce bilerek Şebnem Korur Fincancı'nın videosunu açıklamalardan sonra dinledim; ne diyor acaba, ne demiş? Şebnem Korur Fincancı, profesör, TTB Başkanı, adli tıp uzmanı; kendi uzmanlık alanına ilişkin izlediği görüntülerde toksik bir zehirlenmenin olduğuna, sinir sistemini tutan kimyasal gazlar olduğuna yönelik bir yorum yapmış, izlediğinden ve bulgulardan bilimsel bir yorum yapmış. Şimdi, açıkçası, özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’nin TTB'den ne istediğini anlamadım? ‘Bir kapatılsın’ diyor, ‘Bir gönderelim’ diyor; bilmiyorum, bugün de açıklama yapıldı. Ya, bırakalım, hekimler bilimsel olarak işlerini yapsınlar. Bir mikrofon uzatıldığında, bilimsel olarak görüş sorulduğunda tabii ki bunun yanıtını verecekler. Hukukçuya hukuk sorulur, doktora tıp sorulur ve bunun yanıtı verilir. ‘Bu iftiradır, alçaklıktır’ falan demekle yanıt verilmiş olmuyor. Şimdi, ben başka bir şekilde sorayım; bunu ayrıca Meclise soru önergesi olarak da vereceğiz. Şimdi, demiş ki: ‘Envanterimizde yok’, kabul, envanterde yok -daha önce de- kabul edelim bunu, hani resmî açıklama.”
Beştaş, kimyasal silah kullanıma dair şu soruları yöneltti: “Ama bu görüntülerde özellikle tünel girişinde yoğun dumana sebep olan bazı cisimlerin bırakılarak bölgeden uzaklaşıldığı vesaire net. TSK envanterinde yoksa, sıkça açıklama yapılıyorsa da kimyasal araçların basit ürünlerden imal edilebileceği ve kayıt dışı olarak kullanılabileceği bilimsel ve uluslararası kaynaklardan da bilinmektedir. Türkiye'nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Cenevre Konvansiyonu ile silahların kullanımının yasaklanmasına ilişkin Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'nde bunların ayrıntıları var. Şimdi, ben bilimsel olarak bir daha sorayım. Bir de somut vakaya göre bir soruşturma var mı ya? Envanterinizde yok ama acaba bu iddialara dair ne soruşturması var, soruşturma başlamış mı; bunu soruyoruz. Millî Savunma Bakanı olarak envanterde yok, tamam, kabul ettik ama bunun basit yöntemlerle üretilebileceğine dair veriler ortadayken bunun üretilmemesi için Millî Savunma Bakanlığı hangi önlemleri aldı; bunu da soruyoruz.”
MSB’nin 13 Şubat 2021'de yaptığı "Sadece göz yaşartıcı gaz kullanılmıştır” açıklamayı hatırlatan Beştaş, şöyle devam etti: “Bu bile Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'nin 5'inci maddesine aykırı değil midir? Yine, yasaklı kitle imha silahlarının da operasyonlarda kullanıldığına ilişkin kamuoyunda ciddi iddialar ve görüntüler varken, hatta etkilenen bölgelerde doğanın da ciddi biçimde tahrip edildiği bilgisi, bulgusu, görüntüleri ortadayken TSK veya birlikte hareket eden gayrinizami güçler Kuzeydoğu Suriye'de ve Irak sınırları içinde resmi envanter dışı silah veya mühimmat kullanmış mıdır? Envanter dışı söylüyorum, envanter içinde yok. Millî Savunma Bakanlığı olarak bu iddiaların araştırılması için, sonuçta bir iddia varsa onun açıklığa kavuşturulması lazım, uluslararası heyeti bu bölgelere davet etmeyi düşünüyor musunuz ya da açacak mısınız? Bu, uluslararası heyetlerin tespit edebileceği meseleler. Bunları burada konuşmayacaksak nerede konuşalım, nerede konuşalım? Ortada milyonlarca insan, dış dünyada, Avrupa'da, Türkiye'de insanlar buna tepki gösteriyor, biz de bunun araştırılmasını istiyoruz, biz istiyoruz. Şebnem Korur Fincancı'yı hedef göstererek, dünden beri linç ederek TTB'nin kapatılmasını istemeye varan bu tutumu kesinlikle kabul etmiyoruz. Bilimsel verilere dayalı açıklamalara bile tahammül edilemiyor artık. Şebnem Korur Fincancı'nın da yanındayız.”
TTB'Yİ HEDEF ALDIĞINI İTİRAF ETTİ
Söz alan MHP’li Grup Başkanvekili Bülbül, “Bizim hedefimiz, Türk Tabipler Birliği Merkez Birliğidir. Bu Merkez Birliğinin ne şekilde teşekkül ettiğini de Türkiye'deki hekim kardeşlerimiz, tabip kardeşlerimiz çok iyi bilmektedir. Tabipler Birliği, Türk milletini ve Türk devletini -o Merkez Birliği- hedef aldığı için biz Türk devletini ve Türk milletini hedef alanlara karşı bir tavır geliştiriyoruz” dedi.
Bülbül, kimyasal silah kullanımına dair iddiaların Irak topraklarında olduğunu ve soruşturamayacaklarını belirtti.
BEŞTAŞ: EL İNSAF BURADA TEZKERE GEÇİYOR
Söz alan Meral Danış Beştaş, “’TTB’nin başkanı seçimle geliyor. Ezici çoğunlukla seçiliyor. MHP yüzde 7 oy alıyor ama onlar en az yüzde 51 oyla seçiliyor. Bunlar demokrasiyi kabul etmiyor. Beğenmedikleri bir yönetim olduğu zaman ayağa kalkıp, bastıracaklarını sanıyorlar’ sözlerine MHP sıralarından tepki yükseldi. Diğeri, diyor ki: ‘Bu sınır ötesi bir yer, nasıl soruşturma olsun sınır ötesinde?’ El insaf ya! Burada tezkere geçiyor, sınır ötesine gidip operasyon yapanlar, görüşmeler yapanlar orada soruşturma mı yapamıyor? Ne demek? Tezkere var elimizde. Ayrıca ‘Uluslararası güçlere açacak mısınız?’ dedi. TSK suç işleyemez. Bunlar Türklük sözleşmesi kapsamında her şeyi getirip oraya bağlayarak sorunu çözmeye çalışıyorlar. TTB'ye de saldırıyor, vatandaşa da saldırıyor, işine geldiğinde sendikalara da saldırıyor, Anayasa Mahkemesine de saldırıyorlar. Sorunları demokrasiyle, demokratik kurumlarla, seçimle; yoksa kişilerle değil. Bir hekim bilimsel bir rapor verebilir, görüşlerini açıklayabilir ‘Kimyasal silahtır’ diye; o konuda yasaklayamazsınız, yeryüzünün en ağır suçudur” dedi.
AKP’Lİ TURAN DA HEDEF ALDI
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan da, TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’yı şu sözlerle hedef aldı: “Mevzu ne kimyasal silah ne benzer iddialar. Bakınız, bu tarz söylemin söyleyene faydası olmadığı gibi ülkemize de faydası yok. PKK iddiayı ortaya koyup onun ardından güya mesleki hassasiyetle PKK'nın iddiasını televizyonlarda, YouTube kanallarında tekrar etmenin bilimsellikle izahının da mümkün olmadığı kanaatindeyim. Ortada bir inceleme yok, ortada iddia edildiği gibi bir bilimsel çalışma yok; PKK söylemiş, hanımefendi de bunu izlemiş televizyondan da hüküm vermiş. Bizim Tabipler Birliğiyle ilgili iddiamız, şaşkınlığımız buna ilişkin değil; ilk defa böyle bir şey olsa belki deriz ki: "Acaba ne oluyor? Birliğinin daha önce Ermeni soykırımı iddiasıyla Ermenistan'a mektup yazması, Öcalan'la ilgili Bakanlığa başvurup görüşme istemesi ‘Kürt Sorununa Barışçıl Çözüm’ başlıklı bölücü bildiriye imza atması, Efrîn Operasyonu'yla ilgili muazzam bir dezenformasyonda bulunması, ‘terör elebaşı’ Asya Abdullah'a barış ödülünü vermesi, Turkovac gibi bir gururumuzu âdeta solüsyon diye iddia edip uluslararası alanda Türkiye'yi zayıflatmaya çalışması gibi birçok bu vatanın birliğiyle, beraberliğiyle, toprağıyla bağdaşmayan yaklaşımları oldu, ilk defa değil”
Yaşanan tartışmalar ardından Genel Kurul’a 15 dakika ara verildi. Genel Kurul, grupların Meclis Araştırma önergelerinin görüşmeleriyle devam ediyor.