KARS- Kars’ta konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, ikinci yüzyıla girecek olan Cumhuriyet’in Üçüncü Yol ile demokratikleşeceğine vurgu yaparak, HDP ittifakının da büyümesi gerektiğini belirtti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın Kars’taki halk programı sürüyor. Sancar, öğlen saatlerinde halk buluşması ardından kentte esnafla bir araya geldi. Esnafların sorun ve sıkıntılarını dinleyen Sancar, çözümün üçüncü yolda olduğunu dile getirdi.
Halk ziyareti ardından Sancar, kentte bulunan siyasi parti ile sivil toplum örgütleri ile bir araya geleceği otele geçti. Görüşmenin yapıldığı salona HDP bayraklarının yanı sıra “Halkımıza Sözümüz Var Çözüm Bizde” pankartı asıldı.
Burada konuşan Sancar, Kars’ın önemli ve özel bir kent olduğunu belirtti. Sancar, “Karsta bulunmaktan büyük onur duyuyorum. Burası çok özel bir coğrafya; kültürlerin, inançların, halkların bir arada barış içerisinde bir arada yaşama geleneğinin çok köklü olduğu bir şehir. Aslında bizlerde günümüz Türkiye’si için gelecekte hedeflediğimiz yaşam biçimi budur. Bugün tekçi, otoriter bir yönetimle karşı karşıyayız. Farklı inançları ve kültürleri eşit saymayan, hepsini tek bir kalıba sokmaya çalışan bir anlayışla var karşımızda. Kars, bunun mümkün olmayacağını bu ülkeye çok büyük zararlar, bedeller ödeteceğini en iyi anlatacak kentlerimizin başında gelmektedir. Benim memleketim Mardin’de de aynı şeyi yaşadığımızı belirtmek isterim. Halkların bir arada yaşama geleneğini köklü olduğu bir şehir. İşte bizler bu farklılıklarımızla demokratik bir cumhuriyeti mutlaka kurma inancıyla mücadelemizi yürütüyoruz” dedi.
‘ÜLKENİN KAYNAKLARI PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR’
Evet, şuan çok yoğun ve çok boyutlu krizlerle karşı karşıyayız ve toplum çok farklı açılardan ciddi sıkıntılar yaşıyor. Toplumun bütün kesimleri farklı sorunları ile karşı karşıya ama bu sorunların en ağırını hiç şüphesiz toplumun en yoksulları, fazla dışlananları ezilenleri yaşıyorlar.
Ülke genelinde artan ekonomik krize ve yoksulluğa dikkat çeken Sancar şöyle konuştu: “Bugün gelir uçurumu o kadar büyümüş ki, Türkiye’de bir avuç zengin, Türkiye kaynaklarının büyük kısmına el koyarken, halkın yüzde doksanı yoksulluk ve açlık sınırında bir gelir ile yaşamak zorunda bırakılıyor. Ekonomi çökertilmiştir. Ama bu çöküş birilerinin daha fazla zenginlik, daha fazla kar elde etmesini sağlayacak bir sömürü düzeni ile gerçekleşmiştir. Ekonomide kriz var dediğimizde bunun herkese eşit bir şekilde etki ettiği yönünde bir algı da yaratılıyor ama asıl etkiyi emekçiler, yoksulları, emeği ile geçinen insanları ödüyor. Bu düzenin böyle devam edemeyeceği ortadır. Bir avuç yandaşa ülkenin kaynakları peşkeş çekilmesi hiç kimsenin kabul edebileceği bir durum olmamalıdır. Milli gelirden pay almada Kars, en alt sıralarda bir ilimiz. Kars ilimiz, en fazla işsizlik ve yoksulluk çeken illerimizden. Gençlerin buradan göç etmekte olduğunu duyuyoruz. Son yıllarda göçün artmasının temel nedeni kendi yaşadıkları topraklarda geçinebileceği imkanlara sahip olmamasıdır. İnsanlar bu nedenle topraklarını yaşadıkları memleketlerini terk etmek zorunda kalıyorlar. Hayvancılık Kars’ın en temel ekonomik kaynağı iken bugün girdi maliyetlerinin çok büyük boyutlara ulaşması, bu sektörde de neredeyse bir tükenme yaşanıyor. Bütün bu tabloya baktığımızda çeşitli nedenler bulunuyor.”
SANSÜR YASASI
Konuşmasının devamında Meclis’te görülen “Sansür Yasası’na da değinen Sancar, ülkede demokrasi ve toplumsal alanda önemli bir çöküşün yaşandığına vurgu yaptı. “Demokrasiden bahsetmek ülkede acı bir durum haline gelmiştir” diyen Sancar, “Özgürlükler gasp ediliyor, yok ediliyor. Şimdi meclisin yeni yasama döneminde görüşüldüğü ilk yasa teklifi sansür olarak bildiğimiz bir kanun. Seçimlere yaklaşırken toplumun sesini kısmak, bu tekçi baskıcı rejimi daha da pekiştirmek için iktidar elinden geleni yapıyor. Kimlikler, halklar, inançlar arası ayrımcılıklar, ayrılıklar ve hatta nefret yaratan politikalarını her geçen gün daha fazla derinleştiriyor. Bizler bu çoklu krizlerden ve ülkenin geldiği zor dönemeçten iyi bir politika ve gerçek alternatiflerle çıkabileceğimize inanıyoruz. Bu çıkışı sağlayabilmemiz için ülkenin en geniş demokrasi güçlerini bir araya getirmeye ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.
‘SEÇENEK ALGISI DEĞİŞMELİ’
HDP’nin kurduğu Emek ve Özgürlük İttifakı ile ülkenin anahtar partisi durumunda olduklarına dikkat çeken Sancar, şu ifadeleri kullandı: “Anahtar parti olmak sadece seçimlerle ilgili değildir. Biz gerçek çözüm alternatifleri üretmek amacındayız. Bu güne kadar yaşanan sorunları yeniden üretecek seçeneklere toplumu mahkum bırakmak istemiyoruz. Toplumun sadece belli seçeneklere mahkum olduğu algısının mutlaka değişmesi gerektiğine inanıyoruz. O nedenle sorunların kaynağına inen, kalıcı çözümler öneren programlara ihtiyaç var. Bizler de bu amaçla yola çıktık. Yaşadığımız sorunların temelinde birçok neden bulunmakla birlikte en önemli nedeninin Kürt sorununda savaş politikalarının olduğunu biliyoruz. Bizler Kürt sorununa, demokratik çözüm istiyoruz. Demokratik çözümün de yolu, demokratik siyasetten geçiyor. Demokratik siyaset çözüm için müzakereyi, diyaloğu ve toplumsal mutabakatı öngörür. Bizler, Kürt sorununda çözümün halkların ortak iradesiyle müzakere, diyalog ve siyaset zemininde olduğuna inanıyoruz. Halkların eşit ve özgür yaşayacağı ülkede yolun en önemli virajı budur.”
CUMHURİYETİN İKİNCİ YÜZYILI
İkinci yüzyıla girecek olan Cumhuriyet’in demokratikleşmesi gerektiğini belirten Sancar, bunun için birlikte mücadelenin şart olduğuna değindi.
HDP’nin oluşturduğu İttifakı büyütmek istediklerini de sözlerine ekleyen Sancar, “Bu ittifak olabilecek en geniş demokrasi güçlerini içerecek şekilde büyümeli ve ülkenin çözümümün gerçek adresi olmalıdır. Bu ittifak sadece seçimlere odaklanmış bir birliktelik olarak algılanmamalı. Seçimlere kadar güçlü bir demokratik mücadele, seçimlerde ortak irade, seçimlerden sonra da ülkede yeni demokratik başlangıcı yapabilmek için güçlü bir aktör olma hedefimiz var. Tam burada içerde ülkede hem de bütün bölgede böyle büyük bir barış ancak demokratik cumhuriyetin gerçekleşmesi ve eşit yurttaşlık temelinde sorunları çözülmesi ile mümkündür. Bu sağlandığında ekonomik alanda kaynakların çok daha verimli kullanılabildiğini ve gelirin çok daha adil bir şekilde dağıtıldığını birlikte göreceğiz. Bunları birbirinden bağımsız bir şekilde görmemiz mümkün değil. Savaş politikaları aynı zamanda ekonomik çöküşün de bir sebebi. Gerilimler, düşmanlık yaklaşımları ülkelerin kaynaklarının da adaletsiz dağıtılmasından çok temel bir faktördür. O nedenle barış sadece silahların susması ilgili bir durum değildir. Barış, eşit özgür bir şekilde yaşamı düzenini demokratik sistemi kurma meseledir. Bizler bu ülkede, ortak vatanda eşit yurttaşlıkla Demokratik Cumhuriyet’i hedefliyoruz. Çözüm budur. Hepimiz bu ülkede bu ülkenin eşit yurttaşları ve özgür insanları olarak yaşayabilmeliyiz. Bunu da ancak hep birlikte demokrasi mücadelesini büyüterek, güçlerimizi bir araya getirerek başarabileceğimize inanıyoruz” diye belirtti.
SEÇİMLER
Hız kazanan seçim sürecine dair de konuşan Sancar son olarak, “Seçimlerle ilgili tartışmalar yürütülüyor. Elbette bizlerle ilgili spekülasyonlar yapılıyor. Nasıl bir yol izleyeceğimizi bundan yaklaşık bir yıl önce yayınladığımız deklarasyonla belirtmiştik. Ama yine de seçimler dahil oluşturacağımız yol haritasında mutlaka halkala istişare, sivil toplum kuruşları ve kanaat önderleri ile görüş alışverişi yöntem olarak kullanılacaktır. Yani temel yöntemimiz istişaredir. Halkın öneri ve görüşlerini almaktır. Eleştirilerini dinlemektir. Yolumuzu birlikte belirleyeceğiz. Umudumuz odur ki bu yolda en geniş birlikteliği sağlayacağız” dedi.