Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, AKP ve MHP ittifakı ve bu ittifaka karşı olası demokrasi birlikteliğini değerlendirdi. 

 

AKP Lideri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'nin gelmiş geçmiş en pragmatik lider olduğunu belirten Bekaroğlu, "Amacıma ulaşmak için gerekirse papaz elbisesi bile giyerim" sözünü hatırlattı. AKP'nin artık devlet partisine dönüştüğünü söyleyen 

 

Bekaroğlu, "Şimdi yaptığı çok açık; yüzde 50+1 oya ulaşmak için MHP ile ittifak yapıyor. Tayip Erdoğan Cumhurbaşkanı-hükümet olacak, MHP de baraj sorununu halledip Meclis'te olacak ve belki de birkaç bakanlık alacak. Olay budur ama bundan ibaret değildir; yerleşik devlet iktidarı da bu beraberliği uygun buldu. AKP bu şekilde bütün devlet partisi oluyor, devlet de ideolojik donanım olarak kendini değiştiriyor. Sonuçta siyaset bilimcilerin şimdilerde İslamcı-ulusalcılık dedikleri 12 Eylül'cülerin Türk-İslam sentezi rüyası gerçekleşiyor. Hiç kuşku yok ki bunun anlamı daha otoriter bir yönetimdir. AKP bundan sonra Türkiye’nin sorunlarına bugüne kadar olduğundan farklı bakacak, onları farklı ele alacaktır. Zaten yerli ve milli diye formüle ettiler. 

 

MHP İKTİDARA GELSEYDİ BU KADAR OLMAZDI

 

Bir örnek verelim: Geçmişte AKP Kürt meselesini müzakerelerle, hak ve özgürlükler, demokrasi çizgisinde çözmeye çalıştı, şimdi eskiye daha sert bir şekilde dönülüyor, 'son terörist etkisiz hala getirilene kadar' gibi. Bu sertlik tüm alanlarda geçerli; yine bugüne kadar görülmemiş bir şekilde sert ve saldırgan bir tonla muhalif olan herkes, gayri milli ve hain ilan ediliyor. Biliyoruz ki, MHP tek başına iktidara gelse bu kadar olmazdı. 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimini alırlarsa hiç kimsenin kuşkusu olmasın herkesin bedel ödeyeceği ve ne kadar süreceğini kestiremeyeceğimiz daha karanlık bir süreç başlar" dedi.

 

'SEÇİM SİSTEMİ 1950'LERDEN ÖNCEYE DÖNÜYOR'

 

İttifaka rağmen kamuoyu yoklamalarında AKP'nin yüzde 50+1'i bulamadığını sözlerine ekleyen Bekaroğlu, ittifak yasasının bu yüzden Meclis'e getirildiğini kaydetti. Bekaroğlu, "TBMM'de görüşülen yasanın bazı maddeleri ittifaklarla ilgili, 'ittifak yasası' diye adlandırıldı; ama esasen seçim güvenliği konusunda ciddi sorunlar doğuracak maddeler içeriyor. Bu 'yerli ve milliciler' çok açık ki seçim hilelerine bel bağlamışlar. Yaptıkları düzenleme ile Türkiye'nin seçim sistemi 1950 öncesine dönüyor. Bu teklif TBMM'den geçerse, bundan böyle seçim memurlarının ve kolluk kuvvetlerinin denetim ve gözetiminde olacak. AKP-MHP ikilisi sandık kurullarında kesin hâkimiyeti ele geçiriyor. Ayrıca 16 Nisan Referandumunu murdar eden YSK'nin ''mühürsüz oylar geçerlidir' kararı da yasallaştırılıyor" şeklinde konuştu.

 

'HERKES ÇOK DOLU VE KARARLI'

 

AKP ve MHP'nin "her şekilde seçimi mutlaka alacağız" dediğini ancak buna müsaade etmeyeceklerini ifade eden Bekaroğlu, "Ne yaparlarsa yapsınlar; biz, yani muhalefet sandıkları beklersek bunlar hiçbir şey yapamaz. Yapmaya kalkarlarsa dünyayı ayağa kaldırırız; hile yapanları doğduklarına pişman ederiz. Hiç abartmıyorum; herkes çok dolu ve kararlı, inanın seçmenin büyük çoğunluğu, sadece sandığa oy kullanmaya gelmeyecek, sandığa attığı oyun olduğu gibi sandıktan çıkması için orada yatacak" diye belirtti. 

 

'HALK OHALE TEPKİLİ'

 

OHAL şartlarında yapılacak seçim ihtimalini de değerlendiren Bekaroğlu, "AKP-MHP ittifakının devletin tüm imkanlarını kullanacakları bir seçim olacak. Seçim OHAL altında olursa elbette sıkıntı daha da büyüyecek. Ancak seçmenin de OHAL'e yavaş yavaş tepki göstereceği kanaatindeyim; insanlar artık 'Bu kadarı da olmaz' demeye başladı. Cumhurbaşkanı'nın sürekli kamuoyu araştırmaları yaptırdığını biliyoruz; sanırım kendisine de milletin bu tepkileri ulaşıyordur. Seçime yakın kaldırabilirler; ama seçim kanunlarında yapacakları değişikliklerle kendi lehlerine işleyecek kuralları koyacaklardır. Elbette konuyu bir bütün olarak ele almak gerekecek, zaten muhalefetin seçmenin önüne koyacağı en önemli vaat demokrasiyi tekrar ve tüm lazımeleri ile yeniden inşa etmek olmayacak mı?" diye sordu. 

 

'2019'UN ÖNEMİNİ HERKES BİLİYOR'

 

AKP-MHP'ye karşı oluşabilecek ittifaka ilişkin de konuşan Bekaroğlu, ülkedeki tüm demokratların birleşecekleri kanaatinde olduğunu belirtti. 16 Nisan sonuçlarının herkesi olduğu gibi kendisini de umutlandırdığını söyleyen Bekaroğlu, "16 Nisan'da hiçbir masada oturup müzakere etmediler ama her kesimin demokratları sandıkta ortak davrandı ve hayır oyu verdi. Sosyal demokratlar, muhafazakâr demokratlar, milliyetçi demokratlar, Kürt demokratlar; tekrar demokratik siyasal zemin için ortak davranacaklardır diye düşünüyorum. CHP bu çalışmanın ortasında duracaktır; zaten tüm gruplar CHP’den böyle bir çalışmanın öncülüğünü yapmasını istiyor. Bu öncülük; çağrı, ev sahipliği anlamında, yoksa demokratlar yuvarlak masada eşit koşullarda otururlar; öyle de olacağını sanıyorum. 2019’un önemini herkes biliyor; eğer bu iktidar ve ortağı kazanırsa neyin yürürlüğe gireceği, bu işin ne kadar süreceği ve kimlerin hangi bedelleri ödeyeceğini bilmeyen yoktur. Herkesin bu hassas duruma uygun davranacağından şüphem yok" diye aktardı. 

 

'ASGARİ MÜŞTEREKLER ARAYACAĞIZ'

 

Bekaroğlu, "Ortak amaç 'demokratik siyasal zeminin yeniden ve daha muhkem şekilde inşa edilmesi' olunca iş kolaylaşır; böyle bir çalışmaya herkes omuz verir. Bu omuz verişin nasıl olacağı elbette ayrıca konuşulur. Bence AKP ve MHP, demokrasi karşıtı bir ittifak kuruyorlar. Bunu yaparken de 'azami müşterekler' diye kimlik, inanç ve yaşam tarzı etrafında bir dizilişi işaret ediyorlar. Biz öyle yapmayacağız; 'asgari müşterekler' arayacağız, herkes kendi kimlik, inanç, yaşam tarzı içinde kalacak, hatta kendi parti programını koruyacak, demokratik siyasal zeminin kurulması ortak paydasında birlikte hareket edilecek" dedi. 

 

'HDP İLE BİRLİKTE HAREKET EDEBİLİRİZ'

 

HDP ile bir araya gelinebileceğini, korku, fobi ya da bu parti ile birlikte görünmeme gibi endişelerinin olmadığını ifade eden Bekaroğlu, son olarak şunları söyledi: "Bu tarz komplekslerimiz de yok. Söz konusu olan ilkelerdir. Biz sosyal demokrat bir partiyiz, düşünce ve ifade özgürlüğü, serbest, demokratik siyaset, siyasette şiddetin reddedilmesi esastır. HDP ve CHP ayrı ayrı partilerdir, ayrı programları, hedefleri var; böyle olmalı. Demokratik siyasal zeminin yeniden inşası amacıyla 2019 seçimlerinde birlikte hareket edilmesinden söz ediyoruz, birleşmekten değil. Elbette dönemin bazı hassasiyetleri vardır, her siyasi ekip bunların farkındadır ve bu hassasiyetlere uygun olarak hareket edeceğinden endişem yok." 

 

MA / Bilal Seçkin