HDP: 12 Eylül bugünkü otoriter yönetiminin adıdır 2018-09-12 14:58:55   ANKARA - 12 Eylül Askeri Darbesi’nin 38’inci yıl dönümüne dair HDP tarafından yapılan açıklamada, “12 Eylül, sadece bir darbenin adı değil, aynı zamanda dünkü ve bugünkü otoriter yönetim anlayışının da adıdır” denildi.   HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, 12 Eylül Askeri Darbesi’nin 38’inci yıl dönümünü dolayısıyla “12 Eylül darbesinin 38’inci yılında Türkiye’de tek adam rejimi” başlıklı yazılı açıklama yayımladı.    12 Eylül darbesinin yarattığı yıkımın 38’inci yılında hükmünü koruduğu, o dönemde oluşturulan kimi kurumlar ve Anayasa’nın hala varlığını sürdürdüğüne değinilen açıklamada, şunlar kaydedildi:   “Bu darbenin gaddarlıkları sadece yüz binlerce gözaltı, işkence, tutuklama, sürgün, idam, faili meçhul, yargısız infaz ve her türlü insanlık dışı muameleden ibaret değildi. Günümüzdeki demokrasi ve hukuk dışı uygulamaların yarattığı bütün mağduriyetler; Kürt halkının meşru ve demokratik haklarının gaspından dolayı 34 yıldır süren ve 10 binlerce insanının canını yitirdiği savaş ve çatışma ortamı; işçi haklarının gaspı, sendikasızlaştırma ve vahşi sömürü; örgütlenme, toplantı ve gösteri yapmanın önündeki tüm engeller; düşünce, ifade, haber alma ve iletişim özgürlüklerinin çiğnenmesinin yarattığı tahribat da bu darbenin bugüne yansıyan kimi sonuçlarıdır.    ‘SÜREN BASKI VE YASAKLAR DARBENİN ÜRÜNÜ VE DEVAMI’   Bugün demokrasi, adalet, özgürlük, eşitlik ve hukuktan yana ne varsa çiğnenmesi; kadınların, gençlerin, Alevi toplumunun, farklı etnik kimliklerin ve Kürt halkının baskı altına alınması da bu darbenin ürünü ve devamıdır. Faili meçhulleri ve gözaltında kayıpları yapanların ceza almaması, işkencelerin ‘zaman aşımı’ gerekçesiyle aklanması, evrensel hukukun ve Türkiye’nin imzaladığı uluslararası demokratik sözleşmelerin yok sayılması da bu darbenin ürünü ve devamıdır.    İktidara geldikten sonra 12 Eylülcülerden hesap soracağını iddia eden AKP, darbe Anayasasını ve kurumlarını kendi amaçları doğrultusunda değiştirdi. Bugün AKP-MHP koalisyonu, 12 Eylül Anayasası’ndan, yasalarından ve kurumlarından faydalanarak iktidarını sürdürüyor. 12 Eylül, sadece bir darbenin adı değil, aynı zamanda dünkü ve bugünkü otoriter yönetim anlayışının da adıdır.    ‘82 ANAYASASI, CEBERRUT VE BASKICI BİR REJİME YOL AÇTI’   12 Eylül darbesinin ardından ‘82 Anayasası, ceberrut ve baskıcı bir rejime yol açtı. 15 Temmuz sonrasında ise OHAL altında yapılan başkanlık sistemi referandumu ile Anayasa değiştirildi ve yargı-yasama ve yürütme kuvvetlerinin tek kişide birleştirildiği otokratik bir sistemle faşizmin kurumsallaşmasının adımları atıldı.    12 Eylül darbesinin flaş sözü ‘asmayalım da besleyelim mi’ idi. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin flaş sözü ise ‘Allah’ın lütfu’ nitelemesiydi. İşte o lütuf sayesinde Erdoğan-Bahçeli iktidarı iki yıl süren OHAL boyunca, 12 Eylül darbecilerini bile kıskandıracak biçimde hayatın her alanında kalıcı değişikliklere gitti. OHAL’in kapsamı dışında olan yüzlerce KHK maddesi ile kalıcı değişiklikler yapıldı. 12 Eylül sıkıyönetim bildirilerinin yerini OHAL KHK’leri aldı.    Her iki dönemde de keyfi ve otoriter yönetimin, hukuksuzluğun en açık uygulamaları yaşandı ve yaşanıyor. Türkiye toplumu hukukun üstünlüğünden, hukuk devleti olmaktan, evrensel insan hakları ve özgürlüklerden, demokratik bütün alışkanlıklardan ve kurumlardan uzaklaştırıldı.    Bizler biliyoruz ki; bu ülkede yaşayan insanların farklı dil, kültür, kimlik ve inançlara sahip olduğunu, bunun bir zenginlik yarattığını kabul ederek, bu farklılıkları anayasal güvence altına alan demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü, ekolojik, sosyal bir Anayasa yaparak ancak 12 Eylül’ün ve bugün yaşamakta olduğumuz dönemin izlerini silebiliriz.   ‘LANETLİYORUZ’   38 yıl sonra, bir kez daha, Türkiye’ye 12 Eylül dönemini yaşatan asker ve sivilleri, o dönemi destekleyenleri, onun parçası olarak işlev görenleri ve o politik zihniyetleri lanetliyoruz.    12 Eylül’ü yapanlar toplumun vicdanında mahkûm oldu. İnanıyoruz ki, bugün de benzer pratikleri uygulayanlar mahkûm olacaklardır. Darbeciler demokrasi ve barış mücadelesini engellemeyi başaramadılar, onların izini takip edenler de başaramayacaklardır.”