İşporta pazarında resim sergisi

img

ANKARA - Sanat galerilerinin belli bir kesimin tekelinde olduğunu belirten, güzel sanatlar fakültesinden mezun bir grup öğrenci, yaptıkları resimleri, “gözü yerde olanların sergisi” adıyla işporta pazarlarında halkla buluşturuyor.

Ankara’da bir grup genç, sanatı galeriden çıkarıp sokağa taşımak istiyor. Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi ve mezunu gençler, yaptıkları resimleri Ankara’nın işporta pazarlarında halkla buluşturuyorlar. Sıhhiye’de bulunan Abdi İpekçi Parkı’nda yere açtıkları tezgaha dağınık halde bıraktıkları resimlerini, “gözü yerde olanların sergisi” olarak tanımlıyorlar.Bir pazara ayakkabı ya da kıyafet almak için giden her kesin rahatlıkla ulaşabileceği “Gözü yere bakanların sergisinde” istediğimiz resmi almak için tezgahın üzerindeki desenleri karıştırmamız ve 3 ya da 5 TL ödememiz yeterli.
 
Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden mezun olan Segah Beste Öner, “Herkesin ulaşabileceği alternatif alanlar oluşturmak istedik” diyor.
 
‘RENKLİ DOKULARIN OLDUĞU BİR ALAN’
 
Birçok insanın alışveriş yapmak için tercih ettiği pazarda, yere serilen resimlere ilgi ise bir hayli yoğun. Ayakkabıdan, mutfak malzemesine, kadınların el emeği ürünlerinden kıyafetlere kadar birçok şeyin bulunabileceği pazarları halk ile buluşma noktaları olarak tercih etme nedenlerini Öner, şöyle anlatıyor: “Pazarlar hep bir heyecan, bir merak barındırır. Daha eski zamanlara baktığımızda takas söz konusuydu. Bir şarkı söyleyip bir örtü ya da bir masal anlatıp yerine başka bir şey alabilirdiniz. Şu an bir tarafa mutlak şekilde para geçtiği için bu düşünce biraz daha azılmış olsa da yine de pazarlar aynı heyecanı ya da serüveni bir şekilde barındırıyor. Çok renkli dokuların olduğu bir alan. Bir anlamda burada insan tecrübe de değiş tokuş etmiş oluyor. İnsanlar bizi gayet güzel karşıladı.”Sanatçı gençlerle sohbet ettiğimiz sırada tezgahlara bakan bir yurttaş ülkedeki korku atmosferini şöyle özetliyor: “Bu gençleri çekiyorsunuz böyle ama sıkıntı yaratmasınlar, ekmeklerinden olmasınlar.”
 
‘GALERİLER BELİRLİ BİR KESİMİN TEKELİNDE’
 
Üniversiteden önceki eğitim hayatı boyunca müzik ile uğraştığını belirten Öner, güzel sanatlarda heykel bölümünden mezun olmasına rağmen işini yapmıyor. Sanat galerilerinin belirli bir kesimin tekelinde olduğunu belirten Öner, şimdilerde müzik öğretmenliği yapıyor. Öner, “Kendimizi galerilerde pazarlamak zorunda olma düşüncesinden samimi gelmedi. Müzik daha samimi. Ama bu alanı da terk etmek istemedim. Burada maddi bir gelirden ziyade aslında ruhsal bir tatmin daha önemli” diyor.
 
‘KARŞILAŞMA ANLARI’
 
Pazarda resim sergileme fikrinin sahibi Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar öğrencisi Berkay Kahvecioğlu. Sergiledikleri resimlerden, desenlerden ziyade “karşılaşma anları” ile ilgilendiğini anlatan Kahvecioğlu, karşılaşma anlarını ise şöyle tanımlıyor: “Buradan rast gele geçen biri ne ile karşılaşacağını bilmiyor. Bir desen sergisi var ama haberi yok. Böyle yere baka baka yürürken karşısına desenler çıkıyor. Pazarda meyve sebze seçer gibi eşeleyerek desenleri seçebiliyorlar ve ruhuna dokunan, onu anlatan bir deseni oradan çıkartıp evine götürebiliyor. Burası yere bakanların, gözü yerde olanların sergisi.”
 
Sanat galerilerinde “steril” bir imajın çizildiğini ifade eden Kahvecioğlu, bu imajın kırılması için alternatif karşılaşma alanları oluşturmak gerektiğine inanıyor. Kahvecioğlu, “Galeriler sadece belli bir kesime ait mabetler gibi. Temiz beyaz ışıklar var. Ama aslında hiç de öyle değil. Galerilerde de böyle desenler görüyorsunuz. Onu sokağa taşımak bence iyi bir hamle” olduğunu belirterek, farklı karşılaşma alanları yaratmaya devam edeceğini kaydediyor.
 
MA / Zemo Ağgöz