Kürt Araştırmalar Derneği öğrencileri: Kürtçe bir direniş mevziisidir

img

İSTANBUL - Anadillerini yaşamın her alanında yaşatmak için Kürt Araştırmalar Derneği'nde eğitim gören öğrenciler, Kürt Dil Bayramı'nda eğitmenlik sertifikalarını alacak. Dilin bir toplumun varlığı olduğuna dikkat çeksen öğrenciler, Kürtçenin başlı başına bir direniş mevziisi olduğunu vurguladı.

Celadet Ali Bedirhan'ın 1932'de çıkardığı Kürtçe Hawar dergisinin yayına başladığı gün olan 15 Mayıs, Kürt Dil Bayramı olarak kutlanıyor. Anadilde eğitim hakkı tanınmayan Kürtler de çeşitli akademi ve derneklerde dillerini öğreniyor ve geliştiriyor. Bu kurumlardan biri olan Kürt Araştırmalar Derneği (Komeleya Lêkolînên Kurdî) de Kürtçeyi öğretmenin yanı sıra bu dilde eğitim verecek eğitmenleri yetiştiriyor ve yine dil üzerine çeşitli çalışmalar yürütüyor. 
 
Dernek, her yıl 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’nda olduğu gibi bu yıl da öğretmenlik kurundan mezun olan kişilere sertifikalarını verecek. İstanbul Tabip Odası'nda düzenlenecek etkinlikte, şiir dinletisinin yanı sıra sahne alacak dengbêjler de kilamlar seslendirecek. 
 
4’üncü kur öğrencilerinden Rojbin Dilan Duman, dilin bir toplumun varlığı olduğunu ve varlığına sahip çıkmak için burada olduğunu söyledi. Burada aldığı eğitimden önce konuşurken çok fazla Türkçe kelime kullandığını dile getiren Duman, "Türkçe düşünerek Kürtçeyi konuşuyorduk. Buraya geliş amacım Kürtçeye dair eksik ya da yanlış olan şeyleri düzeltmek istememden geldi” dedi. 
Duman, gençleri anadilini öğrenmeye ve sahip çıkmaya çağırdı. 
 
‘ÇOK GÜZEL BİR DUYGU’
 
Derneğin diğer bir öğrencisi Gülistan Baran da 4’üncü Kura gidiyor. Ailesinin günlük yaşantısı Kürtçe olsa da kendisinin pek fazla bilmediğini belirten Baran kendisini kursa başlamaya iten şeyi şu şekilde aktardı: "Bir gün Türk ile siyaset tartışırken bana ‘sen daha dilini konuşamıyorsun gelip haklarından bahsediyorsun’ dedi. Bu benim Kürtçeyi öğrenmemde büyük bir hırs yarattı.” Şuan Kürtçe konuştuğunu ve araştırmalar yaptığını dile getiren Baran, “Bu çok güzel bir duygu” diye belirtti.
 
‘KÜRTÇE VARDIR MESAJI VERİYORUZ’
 
Renas Yıldız da “Bu yıl yapılacak olan 15 Mayıs Kürt Dil Bayramında ben de bir şiir okuyacağım. Kürt Bayramı için hazırlıklarımız var. Bu hazırlıklara baktığımda Kürtçe bir bayram kutlaması yapıyoruz. Bu da sıradan bir bayram kutlaması değildir. Newrozlarda nasıl ki Kürtler vardır diyerek haykırıyorsak, burada da Kürtçe vardır mesajı veriyoruz” dedi. Yıldız, “Kürt ve Kürtçe birbirine bağlıdır. Birbirinden uzak değildir. Halkımız hepsi şunu bilmeli ki; ne kadar Kürtlerin direnişi kutsal ise Kürtçe de o kadar kutsaldır. Kürtçenin ırkçı devletlere karşı verdiği direniş de o kadar kutsaldır. Baktığımızda Kürtçe bir direniş malzemesidir” diye vurguladı. 
 
'KÜRTÇE BİR ŞEKİLDE DİRENİYOR'
 
Hafta içi okula giderek Fransızca öğrendiğini hafta sonu ise Kürtçe öğrenmek için derneğe geldiğini sözlerine ekleyen Yıldız şöyle devam etti: “Duygu açısından ikisi arasında çok büyük fark var. Fransızca için gittiğimde sıradan geliyor ama buraya kendi dilimi öğrenmeye geldiğimde ise çok daha farklı bir duyguya kapılıyorum. Bu da bir direnişin göstergesidir. KHK’lerle Kürtçe çalışma yapan onlarca kurum kapatıldı. Ama yine Kürtlerin emekleriyle Kürtçe bir şekilde direniyor ve gelişiyor. Bunun devam edeceğine de inanıyorum. Çünkü artık Kürtçe standartlaşmaya yolunda ilerliyor. İnanıyorum hem Kürt halkı hem de Kürtçe için büyük kazanımlar yaratacağız.” 
 
15 Mayıs’ta öğretmenlik sertifikasını alacak olan Zeynep Rana, derneğe gelen birçok kişinin anadilini sonradan öğrendiğine dikkat çekti.  Rana, “Diğer dillere baktığımızda bir şekilde ya resmileşmişler ya da devlet tarafından koruma altına alınmıştır. Ama Kürtçe için böyle bir durum yok. Ancak insanların, öğrencilerin, öğretmenlerin duygularıyla Kürtçenin geliştirilmesi bir şekli ile devam ediyor” dedi. 
 
'KÜRTÇE GÜNLÜK YAŞAMDA KULLANILMALI'
 
Bir diğer öğrenci Ahmet Altay ise günlük hayatın da Kürtçe olması gerektiğini söyledi. Kürtçenin her geçen gün kaybolmaya yüz tuttuğunu dile getiren Altay, bunun ancak tüm kurum ve kuruluşların günlük hayatta bu dili yaygınlaştırmalarıyla engellenebileceğini söyledi. 
 
MA / Sadiye Eser