Rojava’nın ilk kadın tiyatro grubu: Halklar özgürce sanatlarını yaşıyor

img

İSTANBUL – Rojava’da kurulan ilk kadın tiyatro grubu Teatra Sarya Baran üyeleri, diğer alanlarda olduğu gibi sanatta da iktidar olan erkeği çok öfkelendirdiklerini belirterek, "Rojava’da yaşayan halklar kendi inanç ve kültürünü özgürce yaşıyorlar ve arıyorlar. Şimdi bir uyanış var" dedi. 

Rojava’da kurulan ilk kadın tiyatro grubu Teatra Sarya Baran, 2018 yılında çalışmalarına başladı.  Kevana Zêrîn bünyesinde çalışmalarını yürüten Teatra Sarya Baran, Rojava’da çalışmalarına devam ediyor.  “Jina Bi Tenê (Yalnız Kadın) oyunu ile “Diziya Baxçe (Bahçe Hırsızları) adıyla bir de çocuk oyunları sahneliyorlar. “Jina Bi Tenê” oyunuyla Ş. Yekta Tiyatro Festivalinde en iyi kadın oyuncu ve en iyi yönetmen ödülüne laik görüldü. Teatra Sarya Baran grubunun üyeleri Bara’e Hesen ile Sarya Golan, çalışmaları hakkında bilgi verdi.
 
‘DIZIYA BAXÇE ÇOCUK OYUNUYLA BAŞLADIK’
 
2018 yılında ilk kuruldukların 4 kişi ile başladıklarını belirten Hesen, her 4 kişinin de çalışmalarına devam ettiği bilgisini verdi. “Diziya Baxçe (Bahçe Hırsızları) çocuk oyunu çalışmalarına başladıkları bilgisini veren Hesen, “Oyunda yer alan oyuncular çocuklardan oluşuyor. Bu oyunumuzla 4’üncü Çocuk Festivaline katıldık. Rimêlan, Serêkaniyê, Qamişlo’da seyirci ile buluştuk. Oyun çok sevildi. Büyük beğeni topladı. Okulların düzenlediği etkinliklere katılıp küçük-büyük seyircilerimizle buluşmaya devam ediyoruz. Biz; Diziya Baxçe oyununu oynadığımız süreç içerisinde, 4 aylık atölye eğitimine başladık. Temel oyunculuk, tiyatro tarihi ve beden dersleri aldık. Atölye bitiminde Jina Bi Tenê (Yalnız Kadın) oyununun provalarını aldık” dedi.
 
‘İLKLERİ YAŞADIK’
 
Ş. Yekta Tiyatro Festivalinde “Jina Bi Tenê” oyunuyla en iyi kadın oyuncu ve en iyi yönetmen ödülü almalarına ilişkin de Hesen, “Bizim için çok büyük bir heyecandı. Aslında ilkleri yaşadık. Rojava’nın ilk kadın tiyatro gurubuyuz, ilk defa bir oyunda yer aldım; en iyi kadın oyuncu  ödülüne layık görüldüm. Arkadaşım Sarya’nın ilk yönetmenliği ve en iyi yönetmen ödülünü aldı. Kadının azmi, inancı ilkleri yaratıyor. Bu ilkler bizi çok mutlu ediyor. Daha fazla okumaya, çalışmaya yönlendiriyor” diye ifade etti.
 
İlerleyen süreçte hem çocuk oyunu hem de “Jina Bi Tenê”yi oynamaya devam edeceklerini dile getiren Hesen, “Her iki oyunumuzu oynamaya devam edeceğiz. Biri çocuk oyunu olmak üzere iki oyunun da hazırlığını yapıyoruz. Gruptaki arkadaş sayısını artırmak istiyoruz. Gurubun nitelikli, profesyonel çalışabilmesi için, atölyeler düzenleyeceğiz” diye belirtti.
 
‘HER ÜRETİM YENİ’
 
Rojava’da her üretimin yeni olduğunu sözlerine ekleyen Hesen, şunları söyledi: “Baas rejimi kimliksiz bir Kürt yaratmak istedi. Büyük tahribatlar yarattı. Sanat yoktu. Arabesk kültür vardı. Şimdi bu dertten kurtulmaya çalışıyoruz. Bunun acısını büyük yaşıyoruz. Mesela tiyatro, sinema, müzik, halk dansları, çocuk festivali şeklinde festivaller düzenliyoruz. Her şehirde kültür sanat kurumlarımız var. Tiyatro, sinema, halk dansları komünleri kuruldu. Müzik ve klip çekimleri çalışmaları için stüdyo 'Hunergeha Welat' kuruldu. Her şeye sıfırdan başladık. Kendi tarz ve üslubumuzu yaratmaya çalışıyoruz. Profesyonel olmanın çaba ve gayreti içerisindeyiz.”
 
‘İKTİDAR OLAN ERKEĞİ ÇOK ÖFKELENDİRDİK’
 
Grubun diğer bir üyesi olan Sarya Golan ise ilk olmalarına ilişkin “Yüzde 100 büyük ilgi görüp desteklendik-destekleniyoruz diyemeyiz. ‘Ne gerek var kadın grubuna’ diyenler de oluyor, büyük heyecan duyup kutlayanlar da… Ama şunu çok net gördük, sanatta, iktidar olan erkeği çok öfkelendirdik. Bize büyük öfke duyuyorlar” dedi.
 
‘KADIN HİKAYELERİNİ ANLATMAK İSTİYORUZ’
 
Çocuk gruplarında 9 oyuncu çocuğun yer aldığını ifade eden Golan, “Diziya Baxçe oyununda 9 oyuncumuz vardı. Sayı şimdi 13’e yükseldi. Çocuk atölyemiz de pedagoji destekli eğitimi vermeye çalışıyoruz. Onlara masallar okuyoruz. Masalları oyunlaştırıyoruz. Bedenlerini geliştirecek küçük hareketler yaptırıyoruz. Hayal dünyalarını güçlendirmek için hikayeler yazmalarını ve bize okumalarını istiyoruz. Her ders, oyun saatlerine dönüşüyor. Atölye bitiminde de oyun provalarına başlıyoruz.  Çocuk oyunlarımızda, çocuk gelişimini ve eğitimini esas alıyoruz. Teatra Sarya Baran grubu olarak da kadın hikayeleri anlatmak istiyoruz” diye konuştu.
 
‘ŞİMDİ BİR UYANIŞ VAR’
 
Koşulları hakkında bilgi veren Golan, “Ne çok zor ne de çok rahat koşullarımız var. Fakat bir Rojava gerçekliği var. Savaş yeni bitti. Ve tehlike bitmiş değil. İnşa koşullarında olanaklar yaratıp, üretmeye çalışıyoruz” diye belirtti.
 
Golan, “Baas rejiminin Araplaştırdığı, tek düzey algı derine inmiş. Rojava devrimi ile birlikte her halk kendi kimliğini bulma peşinde. Buradaki Ermenler, Süryaniler, Asuriler, Kürtler Arap kültürü ile eritildi.  Egemen dil Arapça. Arabesk kültür hakim. Rojava’da yaşayan halklar kendi inanç ve kültürünü özgürce arıyorlar diyebiliriz. Şimdi bir uyanış var” ifadelerini kullandı.
 
Amed Tiyatro Festivali’ni büyük bir heyecanla takip ettiklerini de dile getiren Golan, “Oradaki başarı, bağlılık, inanç bizi çok mutlu ediyor. Bize ilham kaynağı oluyor. Umut ediyoruz, çok da çalışıyoruz, bir gün hep birlikte olmak için. ‘Hakikat özgür kılar’ şiarıyla selamlıyoruz” dedi.
 
MA / Sadiye Eser