'Dil ve kültürün yok oluşu insan varlığının yok oluşuna denktir'

img

URFA – Kaleme aldığı ilk Kürtçe öykü kitabı ‘Hesabger F’ ile okuyucuların karşısına çıkan Ferhadê Mihemed, "Dil ve kültürün yok oluşu, insan varlığının tamamen yok oluşuna denktir" diyerek, bütün mücadelelerinin bu konu üzerine odaklanması gerektiğini dile getirdi.

 
İlk Kürtçe öykü kitabı ‘Hesabger F’ ile okuyucularının karşısına çıkan Ferhadê Mihemed, yazarlığa adım atma serüvenini ve Franz Kafka'nın ‘Dava’ adlı romanının kahramanı Joseph K'dan esinlenerek anadili ile kaleme aldığı öyküyü anlattı. 
 
Anadili olan Kürtçeyi baskılardan dolayı sonradan öğrendiğini söyleyen Mihemed, tanıştığı Kürt yazarlar sayesinde ise anadilin öneminin farkına varıp öyküler yazmaya başladığını ifade etti.
 
'BİR BAĞ OLUŞTU'
 
Kürt coğrafyasında yaşamasına rağmen, Kürt dili ve edebiyatı ile üniversite yıllarında tanıştığını ifade eden Mihemed, yazma sürecine dair ise şunları dile getirdi: 
 
"Anadilimde yazma yolunda bir takım problemlerle karşılaştım. Bunlardan biri aile ile yaşadığım problemlerdi. Kürtçe konuştukları için baskı görmüş bir halk olarak bu konulara sıcak bakmıyorlardı. Daha çok bir Kürt gencinin ekonomik anlamda aileye katkı sağlamalarının beklentisi içerisindeydiler. Fakat bu bilince vardıktan sonra kendi anadilimle koparılmaz bir bağ oluşturdum. Bu yoğunlaşma dünya çapında tanınmış Anton Çehov, Mauppasant, Railer Maria Rilke ve Sidney Porter gibi isimlerin edebi kişilikleri ve edebi dünyaları üzerine yapılan geniş bir çalışmayla devam etti. Bence bir yazarın olmazsa olmazı hafızasının olmasıdır. Kendimi hafızama yaslayarak yazmaya başladım. O zamanlar teknoloji ve aktüelalite ile yoğun bir ilişkisi olmayan Siverek’in bir köyünde geçici öğretmenlik yapıyordum. 2015 yılında ilk kez orada öykü yazmaya başladım. Kendi halkına hizmet eden alanlar için de bu alanı seçerek böylelikle bu boşluğu biraz olsun doldurabileceğime inandım."
 
Mihemed, kendisine dair bu belirleyiş doğrultusunda arkadaşları ile çıkardıkları dergilerde çeviriler yapıp, 2016’da yazdığı bir öykü ile de Şerzan Kurt Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. 
 
2017'nin Ocak ayında kaleme aldığı öykü dosyasını tamamlayan Mihemed, Türkiye’de yayınevlerinin farklı gerekçeler öne sürerek basmadıkları belirttiği kitabını Avrupa’da basmak zorunda kaldı.
 
'DİLİN YOK OLUŞU İNSAN VARLIĞININ YOK OLUŞUNA DENKTİR'
 
Mihemed, Kürtçe yazma konusunda karşılaştığı olumsuz yaklaşımları da dile getirdi. Bu süreçte kimi arkadaşlarının entelektüel dünyası dar bir dille yazmanın kendisine bir şey katmayacağını, daha çok para kazandıracak işlerle uğraşması yönünde teşkinlerde bulunduğunu paylaşan Mihemed, “Ancak bu benim için bir önem teşkil etmiyordu. Tabi ki bunda devletin baskısı ve verdiği kültürel tahribat oldukça etkili oldu. Neticede beni eleştiren ve kutlayan kişilerin sayısını karşılaştırdığım zaman bu sayının galibi her zaman beni eleştirenler oldu. Bu kültürel tahribat, her zaman bir refleks olarak varlığını korudu. Kürtçe benim için bir idealdi, bunu yapmam gerekiyordu. Para ve iktisadi unsurlar her zaman için kazanılabilirdi. Kendimi asla üstün görmeyerek bir hamal, bir çiftçi olarak yaşayabilme koşullarını oluşturabilir bir insan. Ancak dil, kültür ve benzeri unsurların yok oluşu, insan varlığının tamamen yok oluşuna denktir. Bütün mücadelemiz bu konu üzerine olmalıdır" diye belirtti.
 
Bu yüzyılda Kürtçe yazmanın hala bir kesimi korkuttuğunu, ancak bu korkuyu kırmak adına genç yazarların daha çok Kürt diline yoğunlaşması gerektiğini vurgulayan Ferhadê Mihemed, Kürtçe yazan yazarların yazma serüvenlerinin de neredeyse aynı olduğuna dikkat çekti.
 
‘HESABGER F'NİN KÜRT GENÇLERİNİN AYNASI’
 
12 öyküden oluşan Hesabger F'yi farklı teknikler ve konseptler kullanmaya çalışarak kaleme aldığını belirten Mihemed, kitabın adını ise Franz Kafka'nın "Dava" kitabının kahramanı Joseph K'dan esinlendiğini ifade etti. 
 
Mihemed, kendi toplumundan uzaklaştırılmaya çalışılan bir karakter olarak kurguladığı Hesabger F'nin Kürt gençlerinin aynası olduğunu kaydetti.
 
Mihemed, Hesabger F'yi ve öykünün kurgusuna dair şunları dile getirdi: "Öyküdeki karekter sıradan bir muhasebeci. Bir yazardan okuduğu bir yazının onu tetiklemesi ile dedesinin köyüne doğru yolculuk yapmaya başlar. Öyküdeki karakterin bir süre sonra haksızlığa boyun eğmeyerek kendine başka bir hayat kurması anlatılıyor. Öyküdeki kadın karakter Polanyalı anne, Fransız bir babanın entelektüel bir çocuğu olan Anabella'dır. Kürtçeyi öğrenmiştir. Öğrenmesinin nedenini ise, Hitler’in dedelerini kıyıma uğratması. Kürtlerin de aynı ortak paydada buluştuğunu düşünerek öğreniyor Kürtçeyi. Erkek karekter Hesabger F ise, aslında Felat'tır. Felat, her ne kadar özünden koparılmaya çalışılsada neticede Kürt halkının kurtuluşunu anlatmaktadır.”
 
Anadili ile renkli öyküler yazmaya devam edeceğini sözlerine ekleyen Mihemed, geç tanışmış olsa da ölünceye kadar Kürtçe yazmaktan vazgeçmeyeceğini kaydetti.