Asırlık destan dengbêjin nefesinde hayat buldu

img

BATMAN - Şeyh Said isyanından sonra köylere yapılan baskınlara karşı çıkarak, askerleri yenilgiye uğratan ve idam edilen Bekıra Aşireti'nden Xelîlê Misto ile 17 kişinin beşikten beşiğe anlatılan destanı, Dengbêj Faikê Kififi'nin nefesinde hayat buldu. 

1925 yılındaki Şeyh Said isyanının ardından alay askerleri, bölgedeki aşiretlere ve köylere saldırır. Batman’ın Beşiri ilçesinde köylülerin mallarına el koyup, talan edilmesinin ardından ise askerler Bekıra Aşireti'ne (Bekirhan Bölgesi) saldırmaya başlar. Reşkotan Aşireti köylerine komşu olan Bekıra köyleri, askerler ve askerlere yardım eden köylüler ile birlikte saldırıların arttığını duyduktan sonra savaşmak için hazırlık yapmaya başlar. Batman Çayı'ndan Malabadi Köprüsüne kadar olan bölgede hazırlık yapan Bekiranlılar, Xelîlê Misto’nun öncülüğünde örgütlenip, alay askerlerine karşı Kozluk’a bağlı Bekiran bölgesinde bulunan Zîlan köyü bölgesinde savaşıp ve askerleri yenilgiye uğratırlar. 
 
Net sayıları bilinmemek ile birlikte 200 sivilin yaşamını yitirdiği olaylarda ise alay askerlerinin (kimi kaynakçalarda 500 olduğu ifade ediliyor) büyük bir bölümü yaşamını yitirir. Bölge halkının anlatımlarına göre ise alaydan yalnızca 17 asker Batman Çayı'nı yüzerek geçip kurtulduğunu, birçoğunun da çaydan geçerken boğulduğu anlatılır. Ardından çıkartılan ferman ile birlikte Xelîlê Misto ve beraberindeki 17 kişi tutuklanır. 
 
Mahkemede Misto, "Bize saldırmaya gelen devlete karşı kendimizi ve köylerimizi savunduk. Şu an bile devlet askerleri köylerimizi işgal etmeye giderse aynı direnişi gösterip karşılarında savaşırım" demesi ardından idam edilir. 
 
İdamın ardından Misto'nun destanı ise ailenin çocuklarına yıllarca beşikten başlayarak anneleri tarafından anlatılır. Yüzyıla yakın bir süreçtir anlatılan destan, aynı soydan gelen Dengbêj Faikê Kififi'nin nefesinde hayat buluyor. 
 
'UNUTULMAMASINI İSTİYORUM'
 
Yaşanan olayda kadınlar, çocuklara anlata anlata hikaye bugüne kadar gelir. Daha bebekken beşikler sallanıp çocuklar uyutulurken, hikayenin anlatıldığı ifade edilir. Aynı soydan gelen Dengbêj Mihemedê Xato olayı kilamlaştırır. Dengbêj Faîkê Kifîfê de kilamı (gazel) genişletip üç nakarata çıkarıyor ve iki ayrı hikayeyi ölümsüzleştirerek bugüne taşıyor. 
 
Olayın yaşandığı yer olan Batman Çayı'nın hemen yanı başında bulunan Malabadi Köprüsü'nde konuştuğumuz Dengbêj Faîkê Kifîfê, kilamın bugüne kadar kayda alınmadığını belirtti. Kendisinden sonra diğer dengbêjler tarafından da seslendirilmesini ve yaşananların tarih boyunca unutulmamasını istediğini ifaden Kifîfê, "Daha annem beni beşikte salladığı zaman bana bu hikayeyi anlattı. Ben büyüdükçe hikayeyi daha iyi kavradım. Beşikten beşiğe anlatıla anlatıla bu zulüm ve destan bugünlere kadar geldi. Benden sonra da bu hikaye unutulsun istemiyorum" dedi.   
 
'BEŞİK SALLANIRKEN KILAM SÖYLENDİ'
 
Kilamda geçen isimleri anlatan Kifîfê, "Bekıra Aşireti'nin (Bekirhan) öncülerinden Xelîlê Misto annesinin ismi Zimro’dur. Kilamında geçen Faik isimli kişi Silo’nun torunudur. Ahmet de Silo’nun oğludur. Ben de Ahmet’in oğluyum. Silo ve Xelîlê Misto amca çocuklarıdır. Bu kilam ailemizden geliyor. Kilamın hikaye anlatış tarzı da var. Annelerimiz bize böyle söyledi. Bir taraftan beşikler sallanırken bir taraftan da kilamı bize söylemişler. Kilamın altyapısını oluşturan, girişini söyleyen Dengbêj Mihemedê Xato’dur, ben de kilamı genişleterek, 3 nakarata çevirdim" diye konuştu.  
 
'KÖYLERİMİZİ SAVUNDUK'
 
Reşkotan Aşireti'ne askerlerin saldırması, Bekirhan köylerine saldırıya geçilmesi ve Zilan köyündeki ziyarete saldırı yapılması, köylülerin ayaklanmasına neden olur. Kifîfê, yaşananları şöyle anlattı: “Bekiranlılar Xelîlê Misto’nun öncülüğünde alay askerlerine karşı Kozluk’a bağlı Bekiran bölgesinde bulunan Zîlan köyü bölgesinde savaşıp ve askerleri yenilgiye uğratırlar. Askerleri Sason ve Kulp tarafından gelen Batman Çayı’nın bulunduğu Batman Köprüsü (Malabadi) boğazına sıkıştırıyorlar. Bu esnada askerlerin büyük bir bölümü ölmüş zaten, geri kalan çoğu askerler de çayın suyunda boğuluyorlar. Sayısı çok az kalan tahminen 15 asker, çayın suyundan kurtulup yönünü Kozluk’a bağlı Şabê köyüne doğru çeviriyorlar. Güzergâhlarında çiftçilik yapanlardan yardım isterler. Bu çiftçiler ise askerleri tutup Kozluk ilçesine bağlı Qeynterê köyüne götürüp Zîlan şeyhlerinden Şêx Xalît’e teslim ediyorlar. Şêx Xalît askerleri alıp Silvan tarafına götürüp alaya teslim ediyor. Ardından ferman çıkartılır ve Misto ile 17 kişi tutuklanır ve sonra idam edilir.” 
 
TUTANAĞA GEÇİRİLEN İSİMLER 
 
Diyarbakır'da iki aylık bekletilmenin ardından Elazığ’a (Xarpêt) götürülen 18 kişinin ismi 1926 yılındaki mahkeme tutanaklarında şöyle geçiyor: Aşiret reislerinden Dirikanlı Mısto Oğlu Halil, Gözekli Sılo Oğlu Ahmet, Eyyup Oğlu Ahmet, Kefifli Süleyman Nam-I Digeri Şero Oğlu Yaşar, Zeynekli Bıro Oğlu Ömer, Dalekli Süleyman Oğlu Davut, Cevat Oğlu Resul, Hacı Şero Oğlu Eyyup, Batinli Timur Oğlu Abdullah, Gülekli Beşir Oğlu Halil, Sepinli Hasan Oğlu Hüseyin, Yerdekli Belik Kale Reisi Haci, Ömer Oğlu Melle Mustefa, Selbanli İbrahim Oğlu Yakub, Hüseyin Oğlu Ali, Gömekli Bekran Aşireti Reisi Hüseyin, Berikli Ali Oğlu Halil, Osman Oğlu Süleyman.
 
MA / Metin Yoksu