Teşîyi sabırla eğiriyor

img

VAN - Çatak ilçesine bağlı Dalbastı (Xumar) mahallesinde teşî geleneğini tek başına devam ettiren Hubat Boykan, kilim, halı, yastık, çorap ve heybe yapımında kullanılacak olan yünü sabır ve inatla eğirmeye devam ediyor.

Van’ın Çatak ilçesine bağlı Dalbastı (Xumar) mahallesinde, teşî (öreke) geleneğini tek başına devam ettirmeye çalışan Hubat Boykan (58), kilim, halı, yastık, çorap ve heybe yapımında kullanılacak olan yünü sabır ve inatla eğirtiyor. Teşî yapımında kullanılan koyun yünü ve keçi kılının eskisi gibi kolayca elde edilmediğini de ifade eden Boykan, teşîyi vazgeçilmez bir kültürün parçası olarak yorumladı. 
 
‘ESKİDEN ÇORAPLAR YÜNDENDİ, ŞİMDİ NAYLONDAN’
 
Yaz aylarında kırpılan koyunlardan elde edilen yünü ağaçtan yapılan teşî ile düzgün ve kesintisiz bir ipe dönüştüren Boykan, 10 yaşında iken annesinden öğrendiği bu işi asla bırakmadığını ifade ederek, yünün ipe dönüşünü anlattı. Elde edilen ip ile çorap, halı, yastık, eldiven, heybe ve ev süsleri yaptığını söyleyen Boykan, fabrikasyon ürünleri “hastalıklı” olarak niteleyerek, “Eskiden çoraplarımız yündendi, şimdi ise insanlar naylon çoraplar giyiyor. İnsanların hayatı makine olmuş” şeklinde konuştu.
 
‘İNSANLAR EL EMEĞİNE YABANCILAŞTI’
 
Şehir hayatına ve tüketim temelli gelişen teknolojiye inat asla elinden teşîsini bırakmayacağını söyleyen Boykan, “Şehir yaşantısı birçok kültürümüzü öldürdüğü gibi teşî yapımını da öldürdü. İnsanlar artık kültürlerine yapancılar. Beğenmiyorlar koyun ve keçi yününden yapılan ürünleri. İnsanlar el emeğine yabancılaştı. Geleneklerimizin yok olması beni üzüyor” dedi.
 
‘TEŞÎ KÜLTÜRÜ BİRLEŞTİRİCİYDİR’
 
Teşî kültürünün birleştirici bir özelliği olduğunu ifade eden Boykan, eskiden köylerindeki kadınların teşî sayesinde haftada bir, bir araya geldiğini ve dengbeji yeteneği olan kadınların klamlar söyleyerek güzel zamanlar geçirdiklerini belirtti. Boykan, “Her şeyi kadınlar yapardı bu köyde. Köyün yaşam kaynağıydı kadınlar. Köydeki yaşamsal işlerimizi erkeklere bırakmadan biz yapardık. Biz erkeklere muhtaç değildik, onlar bize muhtaçtı ” şeklinde konuşarak köy yaşantısında kadının üstlendiği role dikkat çekti.
 
‘YAYLACILIK VAZGEÇİLMEZ YAŞAMSAL KÜLTÜRÜMÜZDÜR’
 
Son olarak teşî yapımında kullandığı koyun ve keçi yününü güvenlik gerekçesi ile ilan edilen yayla yasaklarından dolayı kolayca elde edemediklerini ifade eden Boykan, sözlerini şu ifadeler ile sonlandırdı : “Yasaklar var. Koyunlarımızı ve keçilerimizi yayla yasaklarından dolayı satmak zorunda kaldık. Yaz aylarında köyde bakımı zor oluyor hayvanların. Her tarafta bir kalekol yapıldı. Köyümüzün üzerinde de bir tane yapıldı. Her hareketimizi takip ediyorlar. Bırakmıyorlar gidelim yaylalarımıza. Teşî nasıl bizim vazgeçilmez bir kültürümüz ise yaylacılık da vazgeçilmez yaşamsal kültürümüzdür. Yaylalarımızın serbest olmasını istiyorum.”
 
MA / Berzan Güneş