Rosa Kadın Derneği: Eve çekilme hali kaygı vericidir

img

DİYARBAKIR - Koronavirüs salgını nedeniyle çalışmalarına geçici olarak ara verdiğini duyuran Rosa Kadın Derneği, “Yok sayılan ve sömürülen ev içi emeği daha çok sömürülecek, kadının bedenine, emeğine, tüm yaşamsal alanlarına şiddet olarak yansıyacak bu içe çekilme hali oldukça kaygı vericidir” dedi. 

Rosa Kadın Derneği, koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı dernek binasındaki fiziki çalışmalarını geçici olarak durdurduklarını duyurdu. Rosa Kadın Derneği Yönetim Kurulu üyeleri, yaptıkları toplantıdan sonra, ikinci bir uyarıya kadar dernekteki faaliyetlerini geçici olarak durdurduklarını belirterek, alınması gereken önlemlere dair uyarılarda bulundu.
 
‘ÖNLEMLER HIZLA ALINMALI’
 
Konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, virüse karşı önlemlerin hızla alınması gerektiği uyarısı yapılarak, “Sadece okulların kapatılması veya sokakların dezenfekte edilmesinin yetmeyeceği ortada. Umuma açık yerlerin kapatılması geç de olsa yerinde bir karardır. Yapacaklarımız için dün geç kalmış olabiliriz ama yarın geç kalmamak için daha etkin yöntemlerle tedbirler alınmalıdır. Gerekli önlemlerin ve bilgilendirmelerin zamanında yapılmaması nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü (WHO) şeffaf politikalar izleme konusunda ve ülkeleri zamanında bilgilendirerek harekete geçirme konusunda geç kalmış ve ülkeler arasında dayanışmayı güçlendirecek bir organizasyon olmaktan uzak kalmıştır” denildi.
 
Açıklamanın devamında, şu ifadelere yer verildi: “Ayrıca erkek egemen zihniyetin hüküm sürdüğü bu eril sistemin; her türlü gelir dağılımı eşitsizliğinin, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, sağlık hizmetlerine, bilgiye erişmekteki adaletsizliğin bir sonucu olarak,  kitlesel ölümlere ve hastalıklara neden olan corona virüsle eşitlik ilkesi doğrultusunda ve hiyerarşik ilişkilerden arınarak mücadele etmemesinden kaygılıyız. Tüm bu gerekçelerle yetkili kurumlarca, toplumda güven tesisi oluşturmak açısından eşit ve adil uygulamalar yaşamsallaştırılmalıdır.
 
Yanı sıra Diyarbakır gibi nüfusu 2 milyona yaklaşan bir kentte virüs ile ilgili takip sağlayacak tek bir hastane varken, tüm bölge için hizmet verecek hastane sayısı 3’tür. Ayrıca tüm hastanelerde gerekli ekipman ve görev yapan doktor ve sağlık personeli sayısı da yetersizdir. 
 
Sosyal izolasyon sadece kadın ve çocuklara yönelik değildir. Salgının erkeklere bulaşmadığı ya da erkekler tarafından bulaştırılmadığı gibi bir yaklaşımla sosyal yaşamlarına taviz vermeden devam eden erkekler ailelerini ve çevrelerini risk altında bırakmaktadır.”
 
ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
 
*Fabrikalarda ve tüm özel veya kamu kurumlarında çalışma saatleri evdeki çocukların bakımı açısından ebeveynlere göre ayarlanmalı, hatta ücretli izinli sayılmaları sağlanmalıdır.
 
*Dış ve iç seyahatlerin acil durumlar haricinde durdurulması, seyahat sınırlaması getirilmelidir.
 
*14 gün karantina şartı ayrıcalık tanınmadan uygulanmalıdır.
 
*Bilgiler, şeffaf ve düzenli periyodlarla halkla paylaşılmalıdır. Böylece hem panik ortamı giderilmiş hem de korunma yöntemlerinin ciddiyetinin suistimal edilmemesi sağlanmış olacaktır.
 
*Cezaevleri gibi toplu yerlerde koruma yöntemleri etkin uygulanamayacağı için ve virüsün yayılmasının önüne geçilemeyeceği için öncelikle çocuk ve hasta tutsakların ve diğer tutuklu ve hükümlülerin tahliyelerinin derhal yapılması insan hakları gereğidir.
 
*Bu zor zamanların seferberlik zamanı olarak kabul edilmesi, ihraç edilen kamu personelinin özellikle sağlık emekçilerinin işlerine iade edilmesi sağlanmalıdır.
 
*Hizmet veren sağlık personelinin hastalıktan korunması birinci öncelik olmalı bunun için uygun koruyucu ekipmanların ulaşımı hızla sağlanmalıdır. Aksi taktirde hizmet verecek sağlık personeli bulma sorunu olacaktır.
 
*Hastanelerin yoğun bakım ünitelerinin mevcut hali ile bile yetmediği düşünülürse enfeksiyonun yayılmasının önlenmesi için hastane acillerinin yükünün azaltılması bunun için gerekirse seyyar hastanelerin hizmete sunulması sağlanmalıdır.
 
*Yerel yönetimler üzerinden her eve koruyucu ekipman ve temizlik malzemesi ücretsiz verilmelidir.
 
*Toplumun en büyük kesimi, asgari ücretle çalışan ya da sosyal yardımlarla geçinen yoksul ailelerden oluşmaktadır. Türkiye’de her geçen an hasta sayısının artması ile kritik bir aşamaya gelen salgınla baş etmek için;  toplumun hijyenik koşullarının ve sağlıklı beslenmesinin sağlanabilmesi merkezi ve yerel yönetim birimlerince desteklenmelidir. Yetkili kurumlar, bütçelerini salgınla mücadeleye uygun olarak artırmalı ve salgın süresince elektrik su doğal gaz faturaları halktan tahsil edilmemelidir.”
 
‘KADIN EMEĞİNİN SÖMÜRÜLMESİNDEN KAYGILIYIZ’
 
Mevcut sistem içerisinde kadınların en çok evlerde ve en yakınları tarafından katledildiğini, şiddetin her türlüsüne maruz kaldığı hatırlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi: “Hali hazırda eşitsizliğe dayalı ev içi rollerin kadınların daha çok çalışıp tüm temizlik ve beslenme ihtiyaçlarının kadınların emeğinin sömürüsüne dayalı olduğu bir sistemde, insanların kendilerini evlerine kapatarak sosyal izolasyon sağlaması gereken bir süreçte kadın emeğinin daha çok sömürülmesinden kaygılıyız. Bilgiye erişimde şeffaflık, kriz yönetiminde eşitlik ilkesine sadık, ev içi veya ev dışında eşitsizlikle değil dayanışma ve iş bölümüne dayalı kolektif bir mücadele gerekmektedir.
 
Devletler, virüsle gelişen bu içe kapanma halinin ekonomik ve siyasal sonuçlarını tartışırken biz kadınlar için de en önemli bir diğer konu; kadınların virüsle beraber gelişen ev içi alana hapsedilmesi meselesidir. Ev içi alan zaten birçok kadın için güvenli olmayan alandır. Yok sayılan ve sömürülen ev içi emeği daha çok sömürülecek, kadının bedenine, emeğine, tüm yaşamsal alanlarına şiddet olarak yansıyacak bu içe çekilme hali oldukça kaygı vericidir. İdari mekanizmalar tarafından, zaten var olan ev içi şiddetin artışını önleyecek politikalar geliştirilmelidir. Hali hazırda kadına yönelen ev içi şiddet baş edilmez bir durumda iken, gerekli yasal mevzuat uygulansın diye yürüttüğümüz mücadeleyi kat be kat artırarak sürdüreceğiz. Hem insanlık açısından hem de kadınlar olarak dayanışmanın gücünü biliyor ve bu zor günleri dayanışma ile aşacağımıza inanıyoruz. Bu süreçte fiziksel olarak yan yana olamasak da diğer tüm iletişim kanalları ile ortak ruh ve sözle kadın dayanışmasını büyüteceğiz. Rosa Kadın Derneği olarak telefon, sosyal medya hesaplarımızdan ve web sitemizden dayanışmamızı ve çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”