‘İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanunu uygulayın’

  • kadın
  • 21:17 26 Ağustos 2019
  • |
img

DERSİM / İZMİR – Emine Bulut cinayetine karşı Dersim ve İzmir’de açıklamalar yapan kadınlar, kadın cinayetlerinin önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Koruma Kanunu’nun etkin bir şekilde uygulanmasını istedi.

Kırıkkale’de 18 Ağustos günü eski eşi tarafından çocuğunun gözü önünde öldürülen Emine Bulut cinayeti, akşam saatlerinde Dersim ve İzmir’de kadınlar tarafından yapılan yürüyüş ve açıklamalarla protesto edildi.
 
Dersim Kadın Platformu üyesi kadınlar, Emine Bulut için Sanat Sokağı’nda bir araya gelip, buradan Seyit Rıza Meydanı’na yürüdü. “Ölmek istemiyoruz” pankartı arkasında yürüyen kadınlar, sık sık “Erkek vuruyor, devlet koruyor”, “Kadın cinayetleri politiktir” ve “Jin Jiyan azadî” sloganları attı. 
 
‘ARTIK NASIL ÖLDÜRÜLDÜKLERİNE DE TANIKLIK EDİYORUZ’
 
Yürüyüş sonrası Platform adına açıklamada bulunan Tuba Apaydın,  çocuğunun gözü önünde öldürülen Emine Bulut cinayetine dair görüntülere dikkat çekerek, kadınların artık sadece ölüm haberine değil, nasıl öldüğüne de tanıklık etmek zorunda kaldıklarını ifade etti. 
 
Bugüne kadar başta Cumhurbaşkanı olmak üzere hiçbir iktidar yetkilisinin çıkıp da “Bu ülkede kadınların öldürülmesine, şiddet görmesine izin vermeyiz” sözünü dahi sarf etmediğini söyleyen Apaydın, sosyal medyada gündem olmadığı sürece şiddet uygulayan, katleden, taciz eden erkeklerin çoğunlukla adliye koridorlarında salıverildiğini belirtti.
 
‘KATLİAMLAR ŞİDDETİ KÖRÜKLEYEN SİSTEMİN SONUCU’
 
Apaydın, yaşanan katliamların kadınları korumayan, onları şiddetle baş başa bırakan, şiddeti körükleyen sistemin sonucu olduğunun da altını çizdi. Apaydın, “Bu ülkede kadınların öldürülmesine izin vermeyiz, yasaları güçlendiririz, bir kadının burnu kanasa devlet onu oradan alır, güvenli bir yere yerleştirir ve asla erkeği haklı görmez’ demediğiniz için biz bugün bu görüntüleri izliyoruz. 17 yıldır söylediğiniz aile, ailenin kutsallığı ve aileleri koruma siyaseti, kadınların ölümü demek işte” diye konuştu.
 
‘DAYATTIĞINIZ SINIRLARI KABUL ETMEYECEĞİZ’
 
Kadınları korumayan, uğradığı ya da uğrayabileceği şiddetle onları baş başa bırakan, şiddeti bizzat yaratan ve körükleyen sistemin Emine’yi öldürdüğünü söyleyen Apaydın, “Emine’nin ‘ölmek istemiyorum’ diyen çığlıkları kulaklarımızda, yaşam hakkımızı savunacağız. Nafaka ile ilgili değişiklik yapmanıza izin vermeyeceğiz, 6284 sayılı yasaya dokunamayacaksınız, İstanbul Sözleşmesinden çekilmenize engel olacağız. Aile içinde çizdiğiniz o sınırda yaşamayı kabul etmeyeceğiz” dedi. Kadınlar, açıklamanın ardından kısa süreli oturma eylemi de yaptı.
 
İzmir’de ise Emine Bulut ve öldürülen tüm kadınlar için basın açıklaması yapıldı.
 
İzmir Kadın Meclisi’nin çağrısı ile Alsancak’ta bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya gelen kadınların eyleminde “Ölmek İstemiyoruz” pankart açılıp, “Kadın cinayetlerini durduracağız”, "Jin jiyan azadî”, “Asla yalnız yürümeyeceksin” ve “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganları atıldı.
 
‘EMİNE’NİN SON SÖZLERİNİ UNUTTURMAYACAĞIZ’
 
Kadınlar adına açıklama yapan Meltem Yıldırımcan, ölmek istemeyen tüm kadınlar için bir araya geldiklerini ifade etti. Bir kadının 10 yaşındaki kız çocuğunun ‘Anne lütfen ölme’ feryatları arasında eski eşi tarafından öldürüldüğünü belirten Yıldırımcan, Emine Bulut’un "Ölmek İstemiyorum" sözlerini hiçbir zaman unutturmayacaklarını kaydetti.
 
Yıldırımcan, "Emine Bulut’un öldürülmesi Türkiye’deki kadın cinayetleri gerçeğini gözler önüne serdi. Türkiye’de kadınlar ölmemek için yıllardır mücadele verdi. Peki ya devlet ne yapıyor? Savcısı, hâkimi, kolluk güçleri, bu ülkenin bakanları, Cumhurbaşkanı; bu ülkede kadınlar öldürülürken ne yapıyorsunuz? Daha neyi bekliyorsunuz? Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı, Emine öldürüldükten sonra sadece ‘sıfır tolerans anlayışıyla davaya müdahil olacağız’ diyerek bu işin içinden sıyrılamaz. Ya bu ülkede kadına yönelik şiddete, kadın cinayetlerine karşı sıfır tolerans politikasını tamı tamına uygulayacaksınız ya da o koltuklarda oturmayacaksınız” dedi.
 
‘KADIN CİNAYETLERİ ÖNLENEBİLİR’
 
Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin çözümünün İstanbul Sözleşmesi’ne, 6284 sayılı Koruma Kanunu uygulamak olduğunu vurgulayan Yıldırımcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadınların nafaka hakkına yapılan saldırıların, kadınların boşanmasının zorlaştırılmasının, toplumsal cinsiyet eşitliğinin ortadan kaldırılmaya çalışılmasının ve kadın düşmanı politikaların sonucudur. İstanbul Sözleşmesi’ne, 6284 sayılı Kanun’a saldırılarak ‘yuva yıkan yasa’ deniliyor. O yasalar kadınlar yaşasın, şiddet görmesin diye çıkan yasalar. Kadınların hayatta kalması için birer şifre. Artık herkes kararını verecek; ya öldürülmeden, şiddet görmeden yaşamaları için kadınların yanında yer alacaksınız ya da saldırılarınıza devam edip, Emine Bulut’u, Özgecan Aslan’ı öldürülenlerin yanında yer alacaksınız. Kadın cinayetleri afet değildir, durdurmak mümkündür. Kadın cinayetlerini durdurmak için somut adım atılmadan geçen bir gün bile artık fazla.”
 
Hükümetin kadın cinayetlerini durdurmak için siyasi iradesini ortaya koyması gerektiğini söyleyen Yıldırımcan, “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Koruma Kanunu etkin bir şekilde uygulanmalıdır. Nasıl ki, Özgecan’ın öldürülmesi kadınların mücadelesi için bir dönüm noktası olduysa, Emine’nin öldürülmesi de kadın cinayetlerinin son bulması adına bir dönüm noktası olsun. Çocuğunun gözleri önünde öldürülen, ‘ölmek istemiyorum’ diye haykıran Emine Bulut bu ülkedeki tüm kadınların çığlığıdır” dedi.