İKP: Kadın kazanımlarına yönelen kayyuma sessiz kalmayacağız

  • kadın
  • 21:07 22 Ağustos 2019
  • |
img
 
İZMİR - Kayyum atamalarına protesto eden İzmir Kadın Platformu (İKP) üyeleri, kadın kazanımlarına yönelen kayyumlara karşı sessiz kalmayacaklarını duyurdu.
 
İzmir Kadın Platformu üyeleri, İçişleri Bakanlığı kararıyla Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyum atanmasına yaptıkları açıklamayla karşı çıktı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi’nde gerçekleştirilen basın toplantısında  İKP adına açıklamayı Nuray Öztürk yaptı. 
 
‘KAYYUM EŞ BAŞKANLIK SİSTEMİNE YÖNELDİ'
 
Kayyumların seçmen iradesinin gaspı olduğunu söyleyen Öztürk, eş başkanlık sisteminin kadınların siyasete eşit koşullarda katılımını amaçlayan, kadınların uzun mücadelelerle elde ettiği ve ilk olarak HDP tarafından uygulanan bir sistem olduğunu ifade etti.
 
Seçim öncesinde yapılan ‘Seçilseniz de yine kayyum atarız’ şeklindeki açıklamalar ve kayyum atamalarının seçmen iradesinin gasp edilmesinin yanı sıra Kürt halkının eşit yurttaşlık ve barış taleplerine yönelik savaş politikalarının devamı olduğunu vurgulayan Öztürk, " 'Krizin faturasını ödemeyeceğiz’ diyen işçi ve emekçilere, çevre talanına karşı duran toplumsal güçlere ve muhalefete yönelik de bir tehdit oldu. Kayyumun aynı zamanda kadınların şiddetsiz, sömürüsüz eşit ve insanca yaşama talepleri ve kazanımlarına da bir saldı. Çünkü biz biliyoruz ki 2016 yılında OHAL koşullarında seçilmiş 96 HDP’li belediye eş başkanının yerine atanan kayyumların ilk elden saldırdıkları bölge illerinde yaşayan kadınların kazanımları olmuştur. Bu dönemde kayyum atanan illerde bulunan 52 kadın kurumunun faaliyetleri durduruldu. Kadın Politikaları Daire Başkanlığı, kadın müdürlükleri ve kadın sığınma evleri kapatıldı” dedi.
Öztürk, OHAL döneminde atanan kayyumların kadın kurumlarına yönelik saldırılarının bilançosunu şu şekilde sıraladı:
 
"* Kapatılan kurumların tüm olanakları Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın Başkan Yardımcılığını yürüttüğü Kadın ve Demokrasi Derneğine (KADEM) ve iktidara yakınlığıyla bilinen çeşitli kadın derneklerine devredildi. 
 
* Bu merkezlerde kadın çalışmaları yürüten kadınların yüzde 80’i işsiz bırakıldı, işten atılmayanlar ilgisiz ve uzak birimlere sürüldü.
 
* Belediyelerin farklı birimlerindeki kadın çalışanlara şiddet arttı ve buna karşı çıkan kadın çalışanlar işten çıkarılma ile tehdit edildi.
 
* Kadınları ekonomik olarak güçlendirmek için mesleki kursların yanı sıra pek çok ilde kadın emeği pazarları açılmıştı. Kadın ve çocuklara özel sağlık merkezleri, çamaşırhaneler, kreşler, kadınlar için spor salonları, hobi kursları açılmıştı. 
 
* Belediyelerin imzaladığı toplu sözleşmelerde kadınlar lehine maddeler yer alıyordu; 8 Mart’ın kadın çalışanlara idari tatil olmuş, belediye personelinden eşine şiddet uygulayan ve kız çocuklarını okutamayanlara müeyyideler getirilmişti.
 
* Kayyum atanan Akdeniz Belediyesindeki sığınmaevi piknik alanına çevrildi, İŞTAR Kadın Danışma Merkezi kapatıldı, Kadın Emeğini Değerlendirme Pazarına el konuldu.
 
* Van Büyükşehir Belediyesine bağlı “Alo Şiddet Hattı” yok edildi. Muradiye Belediyesi’nin kreş, klinik ve kadın aşevi çalışmaları durduruldu.
 
* Diyarbakır Silvan Belediyesi Meya Kadın Merkezi “aile destek merkezine” dönüştürüldü. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından inşa edilen Kız Öğrenci Yurdu polis misafirhanesine çevrildi.
 
* Batman’da kadın spor kompleksi kapatıldı. 5 aylık bir sürede seçilmişler ve kadınlar, bu tahribatı gidermek için hızla adım atarken, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyumun ilk icraatı, yine kadınlara karşı oldu. Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanı Selda Aydın Baran da görevden uzaklaştırılanlar arasında yer aldı."
 
'SEÇMEN İRADESİNİN YOK SAYILMASINA SESSİZ KALMAYACAĞIZ'
 
 
Şiddetsiz ve sömürüsüz bir hayat için, kadınların toplumsal yaşama ve üretime katılımı, şiddet ve tacizden korunması için atılan her adımın tüm kadınların kazanımı olduğunu vurgulayan Öztürk, "Kayyum uygulamalarını, AKP iktidarının iktidara geldiği günden bu yana yaptığı Müftülük Yasası, Nafaka Yasası, 6284 sayılı yasanın kaldırılmak istenmesi, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi, kadınları daha çok ucuz iş gücü haline getiren esnek çalışma modelleri gibi kadınlara yönelik saldırılarına karşı mücadeleden bağımsız görmüyoruz.  Kadınların kazanımların yok edilmesine, demokrasinin tamamen ortadan kaldırılmasına ve seçmen iradesinin yok sayılmasına sessiz kalmayacağız" dedi. 
 
Açıklama, "Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz" ve "Yaşasın kadın dayanışması" sloganları ile sona erdi.