‘İntihar’ diye kayıtlara geçen Sibel’in annesi: Kızım öldürüldü

  • kadın
  • 09:08 18 Temmuz 2019
  • |
img

VAN - Erciş’te şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren ancak kayıtlara "intihar" olarak geçen Sibel Varlı'nın annesi kızının öldürüldüğünü düşünüyor. Kardeşi Hacer Yıldız da, Sibel’in boynunda kırık olmadığını belirterek, “Kendisini asan bir insanın boynu kırılır" dedi.  

 
Van’ın Erciş ilçesinde yaşayan bir çocuk annesi Sibel Varlı (23), 11 Temmuz'da şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Varlı, 3 yıldır evli olduğu M. Varlı’nın sistematik şiddetine maruz kalıyordu ve bu yüzden boşanmak istiyordu. Şiddete maruz kaldığına dair iki kez jandarmaya şikayette bulundu; ancak hiçbir sonuç alamadı. Kayıtlara “intihar” olarak geçse de annesi Sevgül Çelik, kızının yaşamına son verdiğine inanmıyor. Çelik’in iddiasına göre, kızı Sibel öldürüldü. 
 
Anne Çelik, Sibel’in henüz nişanlılık sürecinde M. Varlı ile tartışmalar yaşadığını söylüyor. Evlendikten sonra da M. Varlı'nın hiç çalışmadığını, kendilerinin kızına maddi anlamda katkı sunduğunu ifade eden Çelik, “Kızım, bizim yüzümüzden nişanı atmadığını söylüyordu. Ölmeden bir hafta önce bile söylemişti bunu. Eşi ve ailesi Sibel'e çok hakaret ediyordu. Kızım dışarı bile çıkamıyordu. Hiç bir şekilde değer görmüyordu. Ne elbise ne de ihtiyaçlarını karşılarlardı. Bizim eve geldiğinde kuaföre götürürdük, elbiseler alırdık ve parasını verirdik. Bütün ihtiyaçlarını biz karşılardık" dedi.
 
JANDARMAYA ŞİKAYET ETTİ 
 
Çelik, kızının bir yıl içerisinde yaşadığı sıkıntılardan dolayı sürekli kilo kaybettiğini sözlerine ekliyor. Maruz kaldığı şiddetten dolayı Erciş İlçe Jandarma Komutanlığına şikayette bulunduğunu söyleyen Çelik, şöyle devam etti: “Şikayetten sonra eşim jandarmayla birlikte Sibel'in kaldığı eve gitti. Onlar da bizi şikayet etmiş. O gün bayağı tartışma yaşandı. Sibel bana 'artık ben ateşin içine düştüm, bana her şeyi yapıyorlar' dedi. Eşim tekrar şikayette bulundu. Komutanın yanında Sibel'i aradılar. Eşim, 'kızım seni götürmeye geliyorum' demiş. Sibel ise 'onlar bana çok iyi davranıyor, bana bir şey yapmıyorlar' dedi. 'Bana hakaret ediyorlar' diyen Sibel, bizim onu götürmemizi istemiyordu. Kızım beni üzecek konuşmalar yapmak istemedi. Ben kemoterapi görüyorum. Üzülmemem gerektiğini kızım biliyor. Bu yüzden eşi ve ailesinin ona yaptığı zulmü anlatamazdı. Eşi ve ailesinin onu tehdit ederek 'bana hakaret etmiyorlar' sözünü söylettiğini düşünüyorum.” 
 
'İNTİHAR OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM'
 
Kızının yaşamını yitirdiği 11 Temmuz günü saat 04.00'te komşularının anlattıklarına göre, Sibel'in eşi ve ailesiyle tartışmaya başladığını dile getiren Çelik, "Komşuları, bağırma ve çığlık seslerinin geldiğini söyledi. Sibel'e bağırdıklarını söylediler. Kızım korkudan evden kaçıp komşulara sığınmış. Tekrar eşi ve ailesi Sibel'i komşularından zorla alıp eve götürmüşler. Sibel'i eve götürdüklerinde bu sefer kızımın sesini çığlık çığlığa bağırdığını duymuşlar. 'Ben babamın evine gideceğim' diye sesler duyulmuş. Daha sonra bir anda ses kesilmiş. Komşuların gördüğü ve duyduğu anlatımları bu şekilde. Ben kızımın intihar ettiğini düşünmüyorum. Ben eşi ve ailesinden şikayetçiyim. Madem kızım kendini öldürdü neden gelip cenazeye sahip çıkmadılar? Kaçtılar ve hastaneye gelmediler. Kızımın cenazesini almaya gittiğimizde jandarma bizi içeri almadı. Çocuklarımı darp etti. Adalet mi bu? Biz şikayetçi olduğumuzda neden önlem alınmadı?” diye sordu.  
 
‘YAZMAYLA KENDİSİNİ ASTIĞI SÖYLENDİ’ 
 
Kardeşine yapılanın bir zulüm olduğunu söyleyen Varlı'nın kardeşi Hacer Yıldız da, “Kardeşim salı günü evine gitti, perşembe günü ölüm haberini duyduk. Ölümü ona hiç konduramadım. Hastaneye gittiğimizde jandarma kardeşimin elbiselerini bize verdi. Jandarmaya 'kardeşim kendini mi astı?' diye sordum. Jandarma da bana 'ortaya çıkacak' dedi. Savcılık eşliğinde kardeşime baktık. Sibel'in gözleri açık, dudakları masmavi ve buz gibiydi. Savcı Sibel'in saat 20.00'de yazmayla kendisini astığını söyledi. Ön raporda ise kardeşimin kendisini bir tel ile astığı yazılıyor" ifadelerini kullandı. 
 
'SUÇLULAR ORTAYA ÇIKARILMALI'
 
Yıldız, Sibel’in kendi odasında değil, kayınvalidesinin odasında yaşamını yitirdiğini söylüyor. Ambulanstaki doktorlardan birinin babasına, 'Amca biz odaya girdiğimizde senin kızın yerde yatıyordu. Yazması da yanındaydı. Senin kızının boyu 1.60 dolaylarında. O yatağa çıksa eli yetişemez. Ayrıca intihar etmek istese yatağın üzerine bir sandalye koyması lazım. Ama odada sandalye falan yoktu. Derli topluydu' dediğini kaydeden Yıldız, savcının da anlattığına göre Sibel’in boynunda kırık olmadığını söyledi. Yıldız, “Kendisini asan bir insanın boynu kırılır. Parmakları açılmıyor, elleri bir şeyi sıkmış gibi yarı açık kalmıştı. Parmak uçları morarmıştı. Kim kardeşimi bu hale getirmişse bunun hesabını verecek. Hepsinden şikayetçi olacağız. Kim öldürmüşse ve ölümüne sebep olmuşsa ortaya çıkacak. Kardeşim hayata bağlı bir insandı. Bunun için adalet istiyoruz. Kesinlikle intihar edecek bir insan değildi” diye konuştu. 
 
MA / Ayşe Sürme