‘Kadını güçlendiren politikalar üretmek gerekiyor’

  • kadın
  • 09:19 17 Kasım 2018
  • |
img

DİYARBAKIR - Nafaka düzenlemesi ile kadınların şiddet dolu evliliğe mahkum edilmenin amaçlandığını belirten Av. Aslı Pasinli, bunun yerine kadınları çalışma hayatına teşvik etmek ve kadın istihdam alanları açarak kadını güçlendiren politikalar üretmek gerektiğini söyledi. 

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı “100 Günlük Eylem Planı’nda yer alan nafaka düzenlemesi ile ilgili tartışmalar devam ederken, Av. Aslı Pasinli, kanunda yapılmak istenen değişiklikleri değerlendirdi. Pasinli, kadınları eve ve erkek şiddetine mahkum etmek isteyen iktidarın, boşanmaların önünü almak için çeşitli önlemler almaya çalıştığını kaydetti.
 
'ÖMÜR BOYU NAFAKA YOK'
 
Son günlerde nafakayla ilgili yaşanan tartışmaların alt yapısının geçmişe dayandığını hatırlatan Pasinli, "2016 yılında boşanma komisyonu (Meclis Aile Bütünlüğünün Korunması Araştırma Komisyonu) raporu yayınlandı. Aslında kadının yaşı, evli kalma süresi, kusur durumu, çocuk sayısı ve çalışıp çalışmadığına göre nafakanın yarısına göre yeniden düzenlenmesi bu raporda geçmişti. Rapordan önce de Anayasa Mahkemesine taşınmıştı bu olay. Anayasa Mahkemesi, erkekleri mağdur etmediğini, tamamen hak temelli olduğuna ilişkin bir karar verip talepleri ret etmişti. Verilen karara rağmen şu an yürütülen tartışmalar daha çok sanki kadına ömür boyu nafaka ödeniyormuş gibi bir algı yaratılarak, en temel hak olan nafakayı kaldırmaya çalışıyorlar. Ancak şunu belirtmek lazım. Ömür boyu nafaka diye bir şey yoktur. Bunula daha çok kadınların hukukken kazandıkları hakların ellerinden alınmasıdır" dedi.
 
KADINLARIN İSTİHDAMI 
 
Şimdilik bir nafaka tasarısı olmadığını, ancak Adalet Bakanlığı’nın bu yönden bir tasarının geleceğine ilişkin talepleri olduğunu belirten Pasinli, Türk Medeni Kanunun 175. maddesi ile Anayasa'daki kanun maddesini hatırlattı. Kanunda güç durumda olan erkek olsa dahi nafaka bağlanabileceği, fakat tartışmanın daha çok kadınlar üzerinden yürütülmesinin farklı amaçları olduğuna dikkat çeken Pasinli, "Türkiye’de kadınların istihdam içinde yer alması, erkeklerin üçte biri oranındadır. Dolayısıyla mahkemelerin, daha çok kadınların nafaka alması yönündeki kararları söz konusu olabiliyor. Türkiye’nin sosyolojik yapısını ve kadınların istihdam alanında yer edinmesini göz önünde bulundurmadan bu tartışmayı yapamayız. Dolayısıyla nafakayla ilgili bir sınırlandırma yapılacaksa önce kadınların erkeler karşısındaki eşitsizliği giderilmelidir " dedi.
 
‘MAĞDUR BABALAR İMAJI
 
Ücretsiz kreşler olmadığı için birçok kadının çalışma hayatından geri çekilmek zorunda bırakıldığını belirten Pasinli, bunların alt zemini oluşturulmadan getirilmesi düşünülen nafaka tasarısının kabulünün mümkün olmadığını söyledi. Pasinli, bir diğer tartışma konusunun ise nafakanın süresiz olmasıyla ilgili kurulan mağdur babalar ekibinin, “Üç gün evli kaldık, bir ömür boyu nafaka ödüyoruz” şeklindeki açıklamaları üzerinden bir infial yaratmaya çalışıldığına dikkat çekti. Av. Pasinli, tarafların ekonomik durumları değiştiği takdirde nafakanın ortadan kaldırılabileceği ve azaltılabileceği, anayasayla hüküm altına alındığını ifade ederek, mağdur diye lanse edilen babaların, bu yersiz çıkışının kanunda bir karşılığı olmadığını dile getirdi.  
 
‘KADINLAR ŞİDDET GÖRDÜĞÜ İÇİN BOŞANIYOR’
 
 Türkiye istatistik verilerine bakıldığı zaman kadınların daha çok şiddet gördüğü için boşandığını dikkat çeken Pasinli, "Hiçbir kadın üç beş kuruşa tamah etmek için boşanma davası açmıyor. Birçok kadın boşanma arifesinde öldürüldüğü göz önünde bulunulduğu zaman, bu iddianın çok da yersiz olduğunu görüyoruz. Bir diğer önemli husus da, birçok davada nafaka kazanılmış olsa bile, tahsil kabiliyeti olmadığı için nafakalar temin edilemiyor. Eğer bu konuda bir istatistikler çıkarılıp veriler paylaşılırsa, ne kadar nafaka kazanıldığı değil, aynı zamanda ne kadar nafakanın tahsil edilebildiğine ayrıca bakmak lazım. Boşanma sonucu bir sürü kadın nafakaya bağlanmış olsa da bunun bir hükmünün olmadığı birçok karar vardır" dedi.  
 
KADINI GÜÇLENDİREN POLİTİKALAR
  
Söz konusu tasarının amaçlarına dikkat çeken Pasinli, şunları belirtti: “Boşanma Komisyonu raporunda, kadının ne kadar evli kaldığı, gelir durumu, çocuk olup olmamasını baz alıyor ve buna göre bir nafakanın bağlanması gerektiğini söylüyor. Oysa kadınlar nafaka için değil kesinlikle şiddet gördüğü için boşanıyor. Bunun tersi bir argümanla gittiğimizde aslında kadını şiddet dolu bir evliliğe mahkum etmek amaçlanıyor. Boşanma sayısını azaltma amaçlanıyor.”
 
Av. Pasinli, kadınları çalışma hayatına teşvik etmek ve kadın istihdam alanları açarak kadını güçlendiren politikalar üretmek gerektiğine işaret etti. 
 
MA / Esra Solin Dal