Kadınları iş yaşamındaki şiddet biçimlerine karşı bilinçlendiriyor

  • kadın
  • 09:03 13 Kasım 2018
  • |
img

İSTANBUL - Çalıştığı tekstil ve sağlık sektöründe maruz kaldığı şiddet biçimlerine karşı mücadele eden Kırkyama Kadın Dayanışması Üyesi Eylül Baysal, şimdilerde emekçi kadınlarla bir araya gelerek deneyimlerini paylaşıp verilmesi gereken mücadeleye ilişkin tartışmalar yürütüyor. 

Çalışma hayatının farklı iş kollarında emek harcamış Eylül Baysal, maruz kaldığı psikolojik şiddet, baskı ve mobbinge karşı mücadele eden bir kadın. Ağır çalışma koşullarının olduğun tekstilde çalıştığı süre zarfında kadın-erkek arasındaki eşitsizliğe, maaş ve iş bölümünde sıkça rastlayan Baysal, daha sonra geçiş yaptığı sağlık sektöründe de benzer durumlarla karşılaşmış. Yaşadıklarını sorgulamaya başlayan Baysal, şimdilerde o dönemlerde tanıştığı Kırkyama Kadın Dayanışması’nda mücadele yürütüyor. 
 
EMEKÇİ KADINLARLA ŞİDDETİ TARTIŞIYOR
 
İstanbul’un birçok semtinde emekçi kadınlarla bir araya gelen Baysal, çeşitli şiddet biçimleri ve verilmesi gereken mücadele yöntemlerine ilişkin tartışmalarda bulunarak dayanışma gösteriyor. Kurum bünyesinde, yaklaşan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle çeşitli etkinliklerle kadınlara ulaşan Baysal, aynı zamanda kendi yaşamından deneyimler paylaşarak örnek olmayı amaçlıyor. 
 
Hikayesinden yola çıkarak kadına yönelik şiddet üzerine konuştuğumuz Baysal, 25 Kasım’a ilişkin yaptıkları çalışmaları anlattı. 
 
'YAŞADIĞIM ŞİDDETİ ŞİMDİ DAHA İYİ ANLIYORUM’
 
Kadınların en çok işyerlerinde cinsiyetlerinden kaynaklı fiziki olmasa da psikolojik şiddete maruz kaldığını belirten Baysal, tekstilde çalıştığı dönemlerde karşılaştığı ve şiddet biçimlerinden biri olarak tanımladığı durumlara ilişkin şunları söyledi: “Tekstilde çalışan kadın ve erkekler aynı işi yapmasına rağmen, mesela makineciysen sana verilen adedi yetiştiremediğin zaman mesaiye kalıyordun. Mesai ücretleri verilmiyordu. Genelde de hep kadınlar mesaiye kalıyordu. Psikolojik baskı ve mobbing uygulayıp bir şekilde mesaiye bırakıyorlardı. Ben orada çalıştığım süre boyunca bir erkeğin bizimle birlikte mesaiye kaldığını görmedim. Saat 19.00 oldu mu çıkıp giderlerdi. Kimi zaman aç çalışırdık. Böyle bir şiddet biçimiyle de karşılaştım tekstilde. Sonrasında işten çıkarıldım. Bu süre zarfında patronun hakaretlerine maruz kaldım. Bu da benim için sözlü şiddet biçimiydi. Yaşadığım bu örnekler beni yıpratmıştı. Dava açtım ve kazandım. Fakat o zamanlar farkında olmadığım bu şiddet biçimlerini şimdi örgütlü bir kadın olarak çok daha iyi anlıyor ve anlatabiliyorum.”
 
‘İŞTEN ÇIKARILDIĞIMDA PATRON BENİMLE GÖRÜŞMEDİ' 
 
En son çalıştığı sağlık sektöründe de benzer psikolojik şiddete maruz kaldığını söyleyen Baysal, şöyle devam etti: “Çalıştığım işyerinde 2 buçuk ay maaş alamadığım için işten çıktım. Dava sürecim başlatıldı; fakat bunun öncesinde patron, kadın olduğum için benimle hiçbir görüşme yapmadı. Tamamen babam ya da ağabeyimle telefonlaştı. Bu durum beni çok rahatsız etti. Psikolojik olarak çok kötü hissettim kendimi. Çünkü sonuç olarak orada çalışan bendim. Orada emeği sömürülen bendim. Beni araması gerekirken ailemi araması beni rahatsız etti. İşyerinde yaşadığım bu örnek bile şiddettir. Unutamıyorum  o günü. ‘Ben bir birey değil miyim?’ diye kendime çok sorduğum oldu. Kadınım diye beni muhatap almaması kabul edilebilir bir şey değil. Bunun yanında kadın arkadaşlarıma karşı tacizde bulunan bazı kişiler de oluyordu. O örnekleri gördük ve birlikte müdahale etmeye çalıştığımız zamanlarda oldu.” 
 
'ŞİMDİ KADINLARA DESTEK OLUYORUM’
 
Bulunduğu kadın kurumunda arkadaşlarıyla mücadele edip birlikte o süreçleri yendiğini dile getiren Baysal, şimdilerde ise benzer süreçleri yaşayan kadınlara kendisinin destek olduğunu söyledi. Baysal “Kadınların bir arada oldukları zaman her şeyi yenebileceklerini gördüm. Kadınlar birlikte güçlü. Tabi ki tek başına da birçok şeyi yapabilir. Şiddete maruz kaldığı zaman kendini koruyabilir; ama biz kadınlar bir arada olduğumuz zaman daha da güçlüyüz” dedi.
 
'SESİMİZİ YÜKSELTMEKTEN GERİ DURMADIK’ 
 
Kadına yönelik artan şiddetin iktidarın kadın düşmanı politikalarından ve hayata geçirmeye çalıştığı yasal düzenlemelerden bağımsız olmadığını da sözlerine ekleyen Baysal, “Kadına yönelik şiddet, taciz öldürme… Bunların hepsi cezasız bırakıldığı oranda artıyor. Öyle olmasaydı erkekler bu kadar rahat bir şekilde şort giydiği için kadına şiddet uygulamazdı. Her erkek, istediği yerde tanısın tanımasın artık kadına şiddet uygulayabiliyor. Maalesef ki o yetki ve cüreti kendinde görebiliyor.  Fakat tüm bunlara rağmen kadınlar sesini yükseltmekten geri durmadı. Hep sokakta oldu ve mücadele etmeye de devam ediyor” ifadelerini kullandı. 
 
'ŞİDDET KONUSUNDA FARKINDALIK YARATIYORUZ’
 
Kırkyama Kadın Dayanışması olarak 25 Kasım’a giderken kadınlarla çeşitli etkinliklerde bir araya geldiklerini söyleyen Baysal, “Şiddet konusuna dair filmler izliyor ve bunun üzerine tartışıyoruz. Yine bu başlıkla çeşitli semtlerde paneller düzenleyerek işçi kadınlarla şiddete karşı neler yapılabilir üzerinden tartışmalar yürütüyoruz. Çoğu kadın farkında değil; ama en çok işyerlerinde şiddet biçimleriyle karşı karşıya kalıyor. Bu şiddet biçimlerini anlatıp kadınların bilinçlenmesini ve ses çıkarmalarını sağlamaya çalışıyoruz” diye konuştu. 
 
Baysal, kadınlara, “Benim başımdan bir şiddet olayı geçmedi, ben neden orada olayım’ demesin. Hakkımız, haklarımız ve hayatlarımız için mutlaka 25 Kasım’da Taksim’de olalım” çağrısı yaptı. 
 
MA / Necla Demir