'Yerel Demokrasi ve Kadın' tartışıldı

  • kadın
  • 17:43 3 Kasım 2018
  • |
img

İSTANBUL – HDK Kadın Meclisi tarafından düzenlenen “Yerel Demokrasi ve Kadın” başlıklı panelde, yeni bir toplumsal inşada yerelden örgütlenmenin kadınlar açısından önemi ve önümüzdeki yerel seçimler konuşuldu.  

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi, İstanbul Tünel’de bulunan binasında “Yerel Demokrasi ve Kadın” başlıklı bir panel organize etti. HDK Eşsözcüsü ve Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ile HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm’ün de katıldığı panele konuşmacı olarak davet edilen Tevgera Jinen Azad (TJA) aktivisti Ayşe Gökkan, “Yerel demokrasi mücadelesinde kadınların rolü ve mücadele deneyimleri”, Feminist yazar Hülya Osmanağaoğlu ise, “Yeni rejim karşısında yerel mücadele” başlıklı birer sunum yaptı.
 
‘ERKEK EGEMEN ZİHNİYETLE ÇOK MÜCADELE ETTİK’
 
İlk sunumu yapan Ayşe Gökkan, bölge illerindeki belediyelerin yönetimlerinde kadınların görev alması sonrası yaşanan değişimler üzerinde durdu.
 
Özellikle 1999 yılında yapılan yerel seçimler öncesi ve sonrasını kıyaslayan Gökkan, bu yıl öncesinde bölgedeki belediyelerde ciddi sorunlar yaşandığını dile getirdi. 1999 yılında yapılan yerel seçimlerin ise, çok önemli olduğunu ifade eden Gökkan, nedenini şu sözlerle ifade etti: “Kürdistan’ın üstünde kara bulutların döndüğü bir zamandı. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edildiği bir yıldı. Hem genel, hem yerel seçimler yapıldı. İnanılmaz tehditler vardı. Kürdistan’da 1999 yılında 37 belediye kazanıldı. O dönem aday olanlar kefen giymiş gibiydi. Toplum içinde; ‘Bunlar ya ölecek ya da cezaevine girecekler’ deniliyordu. ‘Cezaevine girerlerse şanslıdır’ deniliyordu. 99 yılı sonrası getirilen kadın kotası, belediyelerde eşbaşkanlık sistemi ve örgütlenmeleri bir milattır.”
 
Gökkan, bunlarla birlikte en önemli değişikliğin bağımsız kadın örgütlenmesi olduğunun altını çizdi.
 
Bağımsız kadın örgütlenmesiyle birlikte erkek egemen zihniyete karşı çok güçlü mücadele etmeye başladıklarını söyleyen Gökkan, “Örgütlenerek kendini saldırılara karşı korumak çok önemli bir demokrasi aracıdır. Bizim için demokrasi, tüm temsiliyetlerin olmasıdır. Aksi halde siyasi partilerde herkesin tanık olduğu gibi erkekler çoğunluktadır. Peki, bağımsız kadın örgütlerinin bize kazandırdıkları ne? Her alanda mücadele.  Bunu yaparken de devletsiz ne yapabiliriz diyorduk. Devletle demokrasinin gelmeyeceğini biliyorduk” dedi. 
 
Gökhan, bu yıldan sonra bölgedeki kadınların hızla yerel demokrasiyi inşa etmelerinin dünyadaki örneklerinin çok az olduğunu da kaydetti.
 
‘FEMİNİST BİR ADAY ÇIKARDIK’
 
Hülya Osmanağaoğlu ise, 2009’da yapılan yerel seçimler üzerinde durdu. Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) olarak katılınan seçimlerde feminizmin Türkiye’de yeni yeni ivme kazandığını söyleyen Osmanoğlu, “Feminist bir adayı Beyoğlu’nda çıkarmaya karar verdik. Mor Çatı’dan bir arkadaşımızı aday yaptık. Bu oy alma hareketinden çok bizim kendimizi örgütleme çalışmamızdı. Siyasetin bütününe söylenen sözün, Feminizm açısından yerel siyasette bir karşılığı olduğunu düşünüyorum. Yerel demokrasi, yerel siyaset, sadece kreş, sığınak, yaşlı bakım evi, çamaşırhaneden öte aslında toplumsal hareketin yeniden inşasında Kürt kadın hareketi deneyimlemesiydi” dedi.
 
‘DÖNÜŞÜM BİR GECEDE GERÇEKLEŞMİYOR’
 
Osmanağaoğlu, yeni bir toplumsal inşa için yerel örgütlenmeler ile önümüzdeki yerel seçimlerin önemi üzerinde de durdu.
 
Osmanağaoğlu, “Önümüzdeki yerel seçimlerin gündemi sadece çamaşırhane, sığınak, kreş, sadece bir belediyecilik sözü ile değil. Aile politikaları karşısında kadının mücadelesi ve örgütlenmesi AKP politikaları karşısında çok önemli” diyerek kadınların daha güçlü örgütlenmesi çağrısında bulundu.
 
Panel, yapılan sunumlar sonrası katılımcıların katkıları ile son buldu.