'Kadın mücadelesine daha hızlı başlama kararlılığındayız'

  • kadın
  • 09:05 13 Ağustos 2018
  • |
img

İSTANBUL – Türkiye’de yeni dönem yürütülecek kadın mücadelesine daha hızlı başlama kararı aldıklarını söyleyen bağımsız feminist Hülya Osmanağaoğlu, "AKP’nin saldırısı arttıkça daha çok kadının sözü bu mücadeleye katılıyor" dedi.

24 Haziran seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin hayata geçirilmesiyle birlikte toplumsal hayatın hemen her alanında yapılacak yeni düzenlemeler yasalarla kalıcılaştırılmak isteniyor. Meclis açılır açılmaz ise bu durum en çok kadın ve çocuklara dönük düzenlemelerle açığa çıkacağa benziyor. Önceki meclis döneminden hazırlıklı olan Türkiye’deki kadın hareketi ise şimdiden yürütecekleri mücadeleye ilişkin çalışmalarına başladı. 
 
Bağımsız Feminist Hülya Osmanağaoğlu, Türkiye’de yeni dönemde yürütülecek kadın mücadelesine ilişkin konuştu. 
 
‘BU SENE HIZLI BAŞLAMA KARARLILIĞINDAYIZ’
 
Müftülere nikah kıyma yetkisi verilen düzenlemenin Meclis açılır açılmaz hayata geçirildiğini  hatırlatan Osmanağoğlu, bu yasaya kadınların güçlü bir karşı koyuşla mücadele ettiğini söyledi.  Osmanağaoğlu, bu seneki yeni Meclis döneminde de ilk hedefin kadınlar olacağını ve bu yüzden de çalışmalarına şimdiden başladıklarını belirtti. Osmanağaoğlu, “Bizler feminist ve kadın hareketi olarak bir araya gelip özel alanın, aile kurumunun bütünüyle dini normlara göre örgütlenmesine itiraz için kampanyamıza başlamıştık. Önceki kampanyalarda gösterdiğimiz başarı nedeniyle AKP iktidarı da hazırlıklı başladı ve meclis açıldığında ilk olarak daha birinci haftasında müftülük yasa tasarısını gündeme getirdi. Henüz toplum yeni okul, yeni iş dönemi itibariyle tatil havasından çıkamamışken bizim kampanyamız henüz yeni başlamışken apar topar yasayı meclisten geçirdiler. Erdoğan biz feministlere atıfta bulunarak ‘isteseler de istemeseler de yasayı geçireceğiz’ demişti. 
 
Aslında biz yasanın geçiriliş sürecinde kendi gücümüzü gördük. Yeterli zaman sürecinde örgütlediğimiz kampanyalarımızın kadınların hepsinde bir etkisi oluyor. AKP iktidarı feminist harekete rağmen yasalarını geçiremiyor. Onun için geçen yıl hızlı başladılar. Bu sene de biz hızlı başlama kararlılığındayız. Toplantılar feminist ve kadın hareketlerinin değişik bileşenleri arasında sürüyor. ‘Kadınlar Birlikte Güçlü’ Eylül başında toplantısını örgütleyecek. Aynı şekilde 152 imzalı 'Haklarımızdan da mücadelemizden de vazgeçmeyeceğiz' metni yayınlandı. Anlayacağınız biz de şimdiden antrenmanlıyız" dedi. 
 
‘AKP MİLİSLERİ İKTİDAR GÜDÜMÜNDE GÜNDEM OLUŞTURUYOR’ 
 
Geçen sene müftülük yasasının geçirilme sürecinde edindikleri deneyimlerden kaynaklı mücadeleye erken başlama kararı aldıklarını söyleyen Osmanağaoğlu, meclisin yeni döneminde 2 senedir gündemde çokça tartışılan Boşanma Komisyonu Raporu'nun sonuçları üzerinden AKP iktidarının kadınları ev içine hapsetme politikalarına devam edeceğine vurgu yaptı. Osmanağaoğlu, “Kimi AKP yandaşı örgütlerin geçen günlerde ‘ömür boyu nafakaya hayır, 6284 iptal edilsin, kadın erkek eşit değildir’ başlıkları altında yaptıkları yürüyüş çok az sayıda önemsiz etkiler yaratmış olsa da biz şunu biliyoruz ki bu aslında AKP’nin milislerinin sokakta söylediği sözler. Bunlar iktidar güdümünde eylemler. Biliyoruz ki kendi taraftarlarını oluşturarak biz harekete geçmeden önce Boşanma Komisyonu Raporu’na karşı onlar kendi taraftarlarını oluşturmaya çalışıyorlar. Becerebilirler mi? Mümkün değil. Çünkü kadınlar hangi siyasi partiye oy verirlerse versinler aile içerisinde, evde, sokakta erkeklerin kendileri üzerinde arttıracağı baskıya karşı birlikte davranılabiliyor. Bunu deneyimledik. Biz bunu cinsel istismar yasasında gördük, müftülük yasasında da görüyorduk. En önemli deneyimimiz hiç kuşku yok ki kürtaj yasakları. Bunun için Boşanma Komisyonu Raporu’ndan çıkan sonuçlar itibariyle nafakanın kaldırılması, 6284’ün uygulanmaması türünde eğilimlere karşı mücadeleye devam edeceğiz" diye belirtti. 
 
‘ERKEKLER KENDİLERİNDE TACİZ TECAVÜZ HAKKI GÖRÜYOR’
 
Artan kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarında hükümetin çözüm olarak ortaya attığı kimyasal hadım ve idam tartışmalarını da hatırlatan Osmanağaoğlu, bu durumun sebeplerinin bireysel değil toplumsal olduğu görüşünde. Osmanağaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu durum ne kimyasal hadımla çözülebilir ne de idam tartışmalarıyla… Çünkü bunlar erkeklerin kendilerini güçlü hissettikleri için işlediği suçlardır. Kadınlara yönelik taciz tecavüz eylemlerinde bulunan erkekler de çocukları istismar eden erkekler de hasta ya da sapık olduklarından değil, kendilerinde bu hakkı gördükleri için bunu yapıyorlar. Bu hakkı da aslında toplumsal ilişkilerde güçlenen erkeklikten alıyorlar. AKP iktidarının erkeklere kazandırdığı güçten alıyorlar. Onun için her iki yöntem de insan haklarına aykırı. Biz de tam tersine diyoruz ki kimyasal hadım değil önce kadınları ve çocukları koruyacak yasalar çıksın. Çıkan yasalar uygulansın. 6284 No’lu yasa olsun, İstanbul Sözleşmesi yasası olsun bunlar hükümleri gereğince uygulandığında, bu suçlar işlendiğinde AKP yargısı tarafından suçları işleyenlere ödül gibi cezalar verilmediğinde bununla mücadele edilebilir. İdam tartışmalarının kendisi ise AKP’nin siyasi muhalifleri tehdit etme tartışmasından başka bir şey değildir. Bunun ilk uygulanacağı kesimlerin de kimler olacağını biliyoruz. Öncelikle sol sosyalist hareket Kürt hareketi olacak bunun muhatabı.” 
 
Her iki yöntemin feminist hareket açısından kabul edilemez olduğunu dile getiren Osmanağaoğlu,  kendilerinin meseleye suç-ceza ikiliği üzerinden bakmadıklarını, aksine cezaların arttırılması meselesi olarak değerlendirdiklerini söyledi. Osmanağaoğlu, “Önemli olan koruma tedbirlerinin geliştirilmesi, suç işlendikten sonra ise erkeklik indirimlerinin hayata geçirilmemesi” dedi. 
 
‘SALDIRI ARTTIKÇA DAHA ÇOK KADIN MÜCADELEYE KATILIYOR’
 
Osmanağaoğlu, 2012’den beri özellikle kürtaj yasaklamalarından bu yana kadın hareketinin özgürlüğünü ve elde ettiği kazanımları sokaklarda korumaya devam ettiğinin altını çizdi. Osmanağaoğlu, bundan sonra verecekleri mücadelenin de aynı seyirde devam edeceğini belirterek, “Bundan sonra belli ki AKP iktidarının kadınların hayatlarına yönelik saldırıları sürdüğünde biz de kazanımlarımızı koruma mücadelesine devam edeceğiz. Ancak bütün bunlarla beraber biz sadece kazanımlarımızı korumuyoruz, bu mücadelenin içerisinde her gün daha fazla kadına ulaşıyoruz. Her gün daha fazla kadın AKP iktidarının tehdidini hayatında hissettikçe feminist ve kadın hareketine gözünü dikiyor. Bir yandan haklarımızı ve kazanımlarımızı korumaya çalışırken bir yandan daha fazla kadınla bir araya geliyoruz. Daha fazla kadınla güçleniyoruz ve mücadeleyi örgütlüyoruz. AKP’nin saldırısı arttıkça daha çok kadının sözü bu mücadeleye katılıyor diyebiliriz” dedi. 
 
MA / Necla Demir