Gökkan: Rejim değişti cinsiyetçi dil hortladı

  • kadın
  • 09:09 10 Ağustos 2018
  • |
img

DİYARBAKIR- 24 Haziran seçimlerinden sonra özelikle iktidar çevresindeki siyasetçilerde cinsiyetçi dilin hortlatıldığına dikkat çeken TJA aktivisti Ayşe Gökkan, “Siyasette tek adam rejiminin politikaların karşı çıkmakta örgütlenmeyi gerektiriyor. En büyük savunmamız örgütlenmedir” dedi. 

24 Haziran seçimlerinin ardından değişen rejimle birlikte eril sistemin de daha çok hissedilir olduğunu belirten Özgür Kadın Hareketi (TJA ) aktivisti Ayşe Gökkan, kadınların kazanmış olduğu hakların çıkarılan kanunlar geri alınmaya çalışıldığına dikkat çekti. Seçim döneminde kadınların yürütmüş olduğu mücadeleye değinen Gökkan, seçim çalışmalarında özellikle cinsiyetçi dilin hortlatıldığını belirterek, kadına biçilen rolün, “her erkeğin arkasında başarılı bir kadın” olduğu iddiasının ötesine geçilemediğini söyledi. 
 
‘KADININ YETKİSİ ALINIYOR'
 
Gökkan, şöyle devam etti: “Biz TJA’lı kadınlar olarak, parlamentoya çok büyük bir misyon biçmiyoruz. Çünkü, yetkisiz bir parlamentodan söz ediyoruz ve yetkisi alınmış bir parlamento da kadınların yetkisi iki kat alınmış demektir. Biz tüm seçilen kadınların çok büyük bir emekle ve tecrübeyle olağanüstü bir seçimi, olağan geçirmeye çalıştık. Bundan sonraki çalışmalar da örgütlenmenin bir özsavunma olduğunu, siyasetin içerisindeki bu muhalefetin ve iktidar dedikleri basamaklarda, toplum dinamiklerini eritmeye çalıştıklarıdır.”
 
‘PARLAMENTODAKİ KOLTUK SAYISI KADIN SORUNU ÇÖZMÜYOR’
 
Seçim sonrası kadınların yaptığı değerlendirmelere de dikkat çeken Gökkan, şunları dile getirdi: “Kadın, toplumsal dinamik olarak bu seçime hangi stratejilerle girdiği ve devletin parlamenter sistemdeki stratejileri... Bunlar çok önemlidir. Çünkü; biz, dünya kadınlarından da aldığımız tecrübe ile bir konuda başarılı olmak ve fazla koltukta yer almanın çözüm olmadığını gördük. Örneğin, Katar’da eğitimde kadın çok üst düzeyde. Neredeyse okuma yazması olmayan kadın olmamasına rağmen monarşiyle yönetiliyor. Biz, burada kadınların eğitimde sisteme hizmet etme üzerinden nasıl yaklaşıldığını görüyoruz. Ruanda da parlamentonun yüzde 69 kadın ama buna rağmen kadın sorunu çözülmüş değildir.” 
 
‘CİNSYETÇİ DİL ÖZELİKLE HORTLADI’
 
Siyasette artan cinsiyetçi dile de vurgu yapan Gökkan, şöyle dedi: “TJA olarak,  HDP’yi destekleyen bir seçim kampanyası yürüttük. Kadın özgünlüğünü ve kadının seçim bildirgesini ayrı olarak çıkardık. Bunun nedeni ilk kez Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimine giriyorduk. Biz tek kişinin seçim kampanyalarında inanılmaz eşitsiz, cinsiyetçi propagandaların nasıl öne çıktığını gördük; yani iddiası olanlarla tek kişilik cumhurbaşkanlığı seçiminde cinsiyetçi dil neredeyse hortladı. Özellikle kampanya sırasında aile ilişkileri üzerinden kampanyalar yürütüldü. Kadınlar olarak seçim sonrasını, cinsiyetçi dilin nasıl bu kadar ortaya çıktığını değerlendirdik.” 
 
‘KADIN SİYASİ ALANA SIKIŞTIRILMAK İSTENİYOR’
 
Kadın kazanımlarına seçim öncesinde ciddi bir saldırı olduğunu sözlerine ekleyen Gökkan, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Her tarafta kadın toplantıları alındı. Tabi eksik kalındığımız ve eleştirisini vereceğimiz çok yönler vardır. Ancak, kayyumlar ile birlikte aslında tolumun nasıl geri götürüldüğünü de gördük. Erkek egemen zihniyetin siyasi alanda tek adam etkisinde kalarak, nasıl cinsiyetçi propaganda yaptıklarına da tanık olduk. Bu seçimde özelikle de AKP-MHP faşizminin yeniden kadının karşısına ciddi bir direnç olarak getirdiğini gördük." 
 
'EN BÜYÜK SAVUNMAMIZ ÖRGÜTLENMEDİR'
 
TJA’nın yürütmüş olduğu tartışmalarda sosyal, kültürel, ekonomik, eğitim, sağlık ve  hukuk alanlarında toplumsal dinamiği siyasete sıkıştırmadan nasıl örgütleyeceğine dair ciddi tahlilleri yaptıklarını vurgulayan Gökkan, şöyle konuştu: “Kadına yönelik özelikle de şiddetin bu kadar artması devletin hukuk sistemiyle ilgilidir. Bu hukuka karşı mücadele etmek içinde örgütlenmek gerekiyor. Siyasette tek adam rejiminin politikalarında karşı çıkmakta örgütlenmeyi gerektiriyor. En büyük savunmamız örgütlenmedir.” 
 
‘KADINI SİSTEM İÇİNE ÇEKMEYE ÇALIŞIYORLAR’
 
Savaş politikasına karşı da örgütlenmenin elzem olduğunu belirten Gökkan, şunları söyledi: “Savaş politikalarına karşı, seçim dönemimdeki propaganda çalışmalarımızda kadınların ne kadar duyarlı ve köklü bir tecrübesi olduğunu gördük. Örneğin, Tayip Erdoğan’ın fotoğrafıyla birçok yere asılan pankartlar var; ‘güçlü kadın, güçlü toplum’ sözü. Bu kadınlardan çalınmış bir sözdür. Bu aynı zamanda hırsızlık yaparak da kadını sistemin içine çeken ve erkek egemen zihniyete hizmet eden bir noktaya getirmeye çalışıyorlar. Seçim sonrası bu sloganın çıkması hem de AKP-MHP faşizmi gibi bir zihniyetten çıkması şaşırtıcı gelmese de inanılmaz bir ret sahibi olmamız gerekiyor. Kadınlardan çaldıkları sloganlarla, kadının kafasını karıştırıp sanki onlarda kadına özgürlük istiyormuş gibi bir hava yaratılmaya çalışılıyor.”