'Kadın Bakanlığı yoksa biz varız'

  • kadın
  • 09:03 19 Temmuz 2018
  • |
img

İSTANBUL - Kadın Bakanlığı'nın kurulmaması halinde kadın cinayetleri ve çocuk istismarına çözüm bulunamayacağına dikkat çeken İstanbul Kadın Meclisi Üyesi Dilara Gevrek, yeni dönemde mücadeleye kaldıkları yerden devam edeceklerini belirterek, "Kadın Bakanlığı yoksa biz varız" dedi. 

Hükümetin yıllardır kadın örgütlerinin Kadın Bakanlığı’nın kurulması yönündeki taleplerini görmezden gelerek, Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı’nı hayata geçirmesine tepkiler gelmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde "Kadın Bakanlığı yoksa biz varız" diyerek açıklama yapan Türkiye Kadın Meclisleri, yeni dönem örgütlülüklerine ağırlık vererek, artan çocuk istismarı ve kadın cinayetlerine karşı mücadele etmeye hazırlanıyor. Önlerine 81 ilde örgütlenme hedefini koyan Meclis, kadınları ve çocukları yok sayan politikalarla da mücadele edecek. İstanbul Kadın Meclisi üyesi Dilara Gevrek, yeni dönemde yürütecekleri çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
 
Kadın Bakanlığı kurulması taleplerinin güncelliğini koruduğunu ifade eden Gevrek, bakanlığın olmamasından kaynaklı kadın cinayetleri ve çocuk istismarında artış yaşandığına dikkat çekti. Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı'nın taleplerini karşılamaktan uzak olduğunu ve torba bakanlık haline getirildiğini söyleyen Gevrek, "Kadını aileye indirgeyen aile görevini kutsallaştıran bir şekilde kadının adının hiçbir yerde geçmemesi, kadını yok sayan politikaları kabul etmiyoruz. Bu yüzden Kadın Bakanlığı yoksa biz varız diyoruz” dedi.  
 
'YARGI MEKANİZMASI KADIN BAKANLIĞI İLE DENETLENEBİLİR'
 
Kadın cinayetleri davalarında yargı alanında yaşanan boşlukların ancak Kadın Bakanlığı ile denetlenebileceğine işaret eden Gevrek, neden bakanlık istediklerini şu şekilde aktardı: “Kadın Bakanlığı’nın koruyucu, önleyici bir konumda olması esastır. Başlangıçta yine artan kadın cinayetleri ve çocuk istismarına yönelik hiçbir önleyici tedbirin olmaması da bu durumun ciddiyetle ele alınmamasının siyasi bir sonucuna bağlayabiliriz. Mevcut Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Çalışma Bakanlığı ile birleştirilmesi sonucu bize şunu gösteriyor. Hiçbir siyasi irade ortaya konmuyor. Kadın cinayetleriyle birlikte toplumun yarası olan çocuk istismarı ve çocuk ölümlerinde koruyucu önlemler alınmıyor. Sürekli toplumu çözümsüz bırakma eğiliminin olduğunu görüyoruz."
 
'HAKLARIMIZIN FARKINDAYIZ'
 
Toplumun idam ve hadım gibi uygulamalara yönlendirildiğini söyleyen Gevrek, ortaya çıkan bu tartışmaların ise çözümden uzak olduğunu belitti. Gevrek, "Biz yasalara uygun, evrensel hukuka uygun, insan haklarına yaraşır yaptırımlar bekliyoruz. Kadın Bakanlığı yoksa biz varız diyoruz o yüzden. Biz haklarımızın farkındayız. Her durumda mücadele ediyor durumdayız. Biz yetkililere soruyoruz; bunu yapan kadınlar varken siz ne yapacaksınız? Biz mevcut kadın cinayetleri verileri bile bakanlıktan alamıyorken daha fazla bu ivmenin yükseldiğini ve vahşileştiğini görüyoruz. Bunun önüne geçilmesi ve Kadın Bakanlığı’nın kurulması gerekiyor” diye belirtti.
 
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANMALI
 
Toplumun bir kesiminin idam ve hadım tartışmalarını süreklileştirmesinin tesadüf olmadığına dikkat çeken Gevrek, bunun nedeninin ise kadınlar ve çocuklar lehine politikalar geliştirilmediği için olduğu görüşünde. Gevrek, idamın insan haklarına aykırı olduğunu, hadımın ise suçu işlemede önleyici bir tedbir olmadığını belirterek, “Bizim çözüm önerilerimizden biri İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasıdır. Çocuk Koruma Kanunları’nın uygulanmasıdır. O yüzden kadın mücadelesiyle birlikte bunların toplumda yer edinebildiğini görüyoruz" ifadesinde bulundu.  
 
'MÜCADELEYE KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM'
 
Kadın Meclisleri olarak ilk hedeflerinin 81 ilde örgütlenmek olduğunu belirten Gevrek, yapacakları çalışmalara dair de şunları söyledi: “Sürekli gündemde olan çocuk istismarı ve kayıplarını  gündemimizde tutmaya devam edeceğiz. En son Bağcılar Hastanesi’ndeki 392 çocuğun istismar sonucu hamile kalması ve hastanede kayıtlarının geçmiyor olmasıyla mücadelemizi perçinleyen bir durum. O açıdan çocuklar ve kadınlar için ayrı iki bakanlığın kurulması talebimiz devam ediyor. Çocukları korumak için elimizde çok somut belgeler var. Bunların madde madde uygulanması halinde biteceğini umuyoruz. Kadın meclislerinin buradaki varlığı da bu yükü hafifletmek yönünde oluyor. Biz hiçbir kadının ve çocuğun asla yalnız yürümediğini ve bu yolda da onlarla birlikte sonuna kadar mücadelemizi yürütebileceğimizi söylüyoruz. Yeni dönem hedeflerimizi şimdiden önümüze koyduk ve mücadeleye kaldığımız yerden devam edeceğiz. Herkesi de bu mücadeleye katılmaya çağırıyorum.” 
 
MA / Necla Demir