Yaylacı kadınlar: 2 ay mandıraya 1 ay kendimize çalışıyoruz

  • kadın
  • 09:01 12 Temmuz 2018
  • |
img
ARDAHAN - Yaz aylarının gelmesiyle birlikte büyükbaş hayvanlarını yaylalara çıkaran Ardahanlı kadınlar, yayla yaşamının zorluklarını anlattı. Kadınlar, kışın borç aldıkları para karşılığında 2 ay boyunca mandıracılar için, 1 ay ise ev ihtiyacı olan peynir ve yağ üretimi için çalıştıklarını dile getirdi.
 
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte ağırlıkta büyükbaş hayvancılığın yapıldığı yerlerden biri olan Ardahan’da köylüler, geniş mera ve otlak alanların olduğu yaylalara çıktı. Merkeze bağlı Hoçvan Nahiye’sinin Tunçoluk’un (Panik) köylüleri, yaylada her evin tek gözlü taştan bir barınak ve süt sağımı için ahır yapıyor. 4 binden fazla büyükbaş hayvan ve yine bölgede besiciliği önem atfeden kazlar köyün geçim kaynaklarından. Yaylanın ortasında geçen dereden su ihtiyaçlarını sağlayan kadınlar, yemekten temizliğe, kanatlı hayvan besiciliğinden süt sağımına kadar evin en zor işlerini üstleniyor. Kadınlar yaylanın köyden daha rahat olduğunu belirterek, kışın borçlandıkları paranın karşılığında 2 ay mandıracılara çalıştıklarını geriye kalan bir ay ise ev ihtiyacı olan peynir, çökelek ve tereyağı yaptıklarını dile getirdi. 
 
‘YAYLA KÖY YAŞAMINDAN DAHA İYİ’
 
Yaylaya çıkan Ayten Yıldız, 3 ay süreyle yaylada kaldıklarını, son bir ay yöreye ait çiçal peynir, yağ ve çökelek yaptıklarını anlattı. Günde 13 inek sağdığını belirten Yıldız, yayla yaşamının köyden daha rahat ve güzel olduğunu dile getirdi. Yıldız, “Yaylalar biz kadınlara göre köyden daha rahattır. Sabah ve akşam sadece süt sağıyoruz, onun dışında ki vakitlerde bir araya gelip kendimize vakit ayırabiliyoruz. Yayla köyden daha keyiflidir. Kadınlar olarak yaylalarda kazandıklarımızla birikim yaparak kışın geçimimizi sağlıyoruz” diye konuştu.
 
‘YAYLADA KAZLARI BESLİYOR’
 
Suna Yıldız da, süt sağımının yanı sıra yaylaya getirdiği 30’dan fazla kazı beslediğine dikkat çekti. Yıldız, “Kazla, tavuklarla uğraşıyoruz. Kazlara sabah saatlerinde yem veriyoruz. Daha sonrasında ise meraya salıyoruz. Akşam saatlerinde kazlar ya kendileri geliyor ya da biz gidip getiriyoruz. Kaz ve tavuk besiciliğinde zorluk çekmiyoruz” diye konuştu. Market raf fiyatı 4 lirayı aşan sütün litresini 1 lira 20 kuruştan satabildiklerini vurgulayan Yıldız, yağmurlu günlerde yaylada yaşamın kendileri için zorlaştığını ifade etti. Yıldız, “Yaylada her zorluğu kadınlar çekiyor. Erkekler şuan köyde işsiz güçsüz. Tarla zamanı da köyde erkekler sıkıntı çekiyorlar. Kadınlar için yayla yaşamı köy yaşamından daha güzeldir. Köyde ev işi, bahçe işi, hayvanların bakımı derken daha çok yoruluyoruz” diye belirtti. 
 
'SATTIĞIM SÜTTEN BORCUMU ÖDÜYORUM'
 
Bir aydır yaylada olduğunu anlatan Leyla Demir de, hayvanlarını besleyebilmeleri için yaylaya çıkmak zorunda olduklarını söyledi. Demir, “Sütü aldığımız borç karşılığında 2 ay boyunca mandıracıya veriyoruz. Borç bitince de kışlık ihtiyaçlarımız için işliyoruz. Peynir ve yağ yapıyoruz. Hayvan başına göre kışın mandıracılardan toptan para alıyoruz. Bazı evler 30 bin, bazıları 10 bin alıyor. İnekleri çok olup 40 bin gibi borç para alan da var. Ben bu kışın 5 bin aldım ve halen ödeyemedim. Çünkü sütün litresi 95 kuruş. Gel de o ter, o sıcakta inek sağ ve onların borcunu ödemek zorlaşıyor” diye konuştu. İlk yaylaya çıktıkları günlerde 15 ineğinin sabah 100 litre süt verdiğini belirten Demir,  şimdi ise yağmurun azalmasıyla bu oranın 60 litreye kadar düştüğünün bilgisin paylaştı. 
 
MA / Müjdat Can