‘Şiddet azaldı’ diyenlere: Artmasıyla ilgili sorunlarımız var

  • kadın
  • 09:04 4 Aralık 2020
  • |
img

İSTANBUL - Kadın mücadelesinin bir parçası olarak 30 yıldır mücadele ettiklerini belirten Mor Çatı Gönüllüsü Özgür Sunatay, “Kadınlar bize başvurarak, hayatını değiştirme kararı alıyor ve yeniden hayatlarına sahip çıkıyor" dedi. 

Feministlerin 80’li yılların sonunda yaptığı Dayağa Karşı Kampanya’nın ardından kurulan Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, bu yıl 30'uncu yaşını doldurdu. Erkek şiddeti ile mücadelede bugüne kadar 40 bin kadının hayatına dokunarak dayanışan Mor Çatı, aynı zamanda Kadın Sığınma Evi açarak 9 bin kadın ve çocuğa gönüllü destek sağladı. Kadınlar en fazla fiziksel şiddet nedeniyle başvururken, hukuki ve psikolojik destek taleplerine de cevap olunmaya çalışıldı. 
 
Gönüllülük üzerine bir çalışmayı esas alan Mort Çatı’nın gönüllülerinden Özgür Sunatay ile 30 yılı ve çalışmaları hakkında konuştuk.
 
KURULUŞ AMACI
 
Sunatay, Mor Çatı’nın 30 yıldır kadınlarla dayanışarak, feminist politika üreten ve bu politikayı besleyen, büyüten bir yapısı olduğunu belirtti. Kuruluş fikrinin 1987 yılında Çankırı'da bir kadının açtığı boşanma davasının hâkimin "kadının sırtında sopayı, karnında sıpayı eksik etmeyeceksin" kararıyla reddetmesi üzerine doğduğunu anımsatan Sunatay, bunun da feminist avukat ve şuanda HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu'nun mahkeme tutanaklarını fark edip kadın örgütleriyle paylaşması üzerine duyulduğunu ve büyük bir yankı uyandırdığını aktardı.
 
DAYAĞA KARŞI KAMPANYA 
 
Bu karar üzerine tüm kadın örgütlerinin isyan ettiğini vurgulayan Sunatay, “Bu isyan yaygınlaştıkça Dayağa Karşı Kampanya başlatıldı. 17 Mayıs'ta Yoğurtçu Parkı'nda bir eylem gerçekleştirildi. Bu eylem çok büyük bir ses getirdi. Bundan yola çıkan feminist kadınlar ‘Dayağa karşı’ eyleminin politik bir araca dönüşmesi üzerine bir hat oluşturdu. Çeşitli şiddet ihbarlarının gelmesiyle buna karşı yapılması gerekenler üzerine Mor Çatı kuruldu” dedi.
 
KADINLARIN İLK ADRESİ 
 
Mor Çatı’nın kuruluşundan bu yana feminist kadınların emeğinin büyük olduğunu söyleyen Sunatay, Mor Çatı’nın yaptığı çalışmalarla devletin şiddette karşı neler yapması gerektiği üzerine önemli bir politika ürettiğini ve yol gösterdiğini belirtti. 
 
Sunatay, şöyle devam etti: “Mor Çatı demek öncelikle tüm kadınların dayanışacağı bir yer demek. Türkiye'de 30 yıldır bilinen bir kurum. Sığınak deyince kadınların ilk aklına Mor Çatı geliyor. O yüzden kadınların ilk tercihi Mor Çatı oluyor. Şiddetin artık dayanılmaz boyuta ulaşması sonucu kadınlar bize başvuruyor. Şiddete uğrayan kadının bu arayışını karşı çıkmanın ilk adımı olarak düşünebiliriz. Biz de şiddetsiz bir hayat alternatifi için birlikte konuşup çözüm buluyoruz. Her kadının hikayesinde yeni bir şey öğreniyoruz.”  
 
BAŞVURU SÜREÇLERİ 
 
Sunatay, başvuru süreçlerinin ilk aşamasını ise şöyle anlattı: “Öncelikle şunu belirtmek isterim. Biz kadınlara şiddet mağduru sıfatı kullanmıyoruz. Çünkü biz her kadının çok güçlü olduğunu düşünüyoruz. Güçlü olan kadınlar şiddette karşı çıkmak için mücadele yollarını aradıkları için bize başvuruyor. Kadınlar ilk olarak bize telefon ve meali üzerinden ulaşıyor. Bu konuda ilgili çalışma arkadaşlarımız var. Başvuruları alıp yönlendirme yapıyor. Mümkün olduğu sürece yüz yüze görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Öncelikle kadınları dinliyoruz. Şiddetsiz nasıl bir hayat istedikleri, nelere karşı mücadele edecekleri ve etmeleri gerektiğini konuşup çeşitli çözüm alternatifleri üzerinde duruyoruz. Türkiye’de tek bağımsız sığınaklarımız var. İhtiyaç temelinde varsa çocuklarıyla birlikte sığınağa yerleştiriyoruz. Daha çok birlikte dayanışma kanallarını açmaya çalışıyoruz. Şiddet üzerine çalışma yürüten belediye ve STÖ’lerle iş birliği yapıp kadınlara olanak sağlıyoruz.” 
 
Kendilerine başvuran kadınların hayatındaki etkileri üzerinde duran Sunatay, “Kadınlar bize başvurarak, hayatını değiştirme kararı alıyor. Bu kararı almak çok kolay olmuyor. Bizimle yeniden hayatlarına sahip çıkıyorlar. Başvuran her kadının hikâyesi kendisini güçlendirmiştir. Her gün yeni şeyler öğreniyoruz. Buna karşı nasıl bir mücadele edilmesi gerektiğini görüyoruz. Bize başvuran kadınların hayatları elbette ki her yönüyle olumlu anlamda değişiyor” diye belirtti. 
 
SIĞANAKLAR NASIL OLMALI? 
 
Sunatay, belediyelere ait sığınma evlerine de dikkat çekerek, “Mor Çatı çok önemli bir deneyim barındırıyor. 30 yılda feministler ‘sığınak nasıl olmalı?' sorusuna cevap aradılar ve nasıl uygulaması gerektiğini gösterdik. Sığınaklarda çalışanların yaklaşımı önemlidir. Kadın perspektifi sığınaklarda da olmazsa olmazımızdır. Devlet politikasının sığınaklara yönelik yaklaşımının negatif olduğunu düşünüyorum. Sığınak, personel sayısı ve bütçe yetersiz” ifadelerini kullandı. 
 
ERKEKLİĞİN ŞİDDETE YANSIMASI
 
Kadına yönelik şiddetin temel sebeplerine dikkat çeken Sunatay, “Pandemi ile şiddetin yoğunluğu arttı. Asıl olan mesele ‘şiddet arttı azaldı’ meselesi değil. Şiddete karşı mekanizmalara ulaşmada sıkıntı olduğunu görüyoruz. Pandemi ile birlikte bu katmerleşti. Şiddet, kadın ve erkek arasındaki eşitsizlik nedeniyle tahakküm biçimi olarak arttığını söyleyebiliriz. Buna karşı bütünlüklü bir mücadele verilmeli. Erkekliği ve erkek egemenliğini, şiddetin sebebi olarak görebiliriz. Kadınlar buna karşı çıktığı için şiddet artıyor” dedi. 
 
VERİLER NE DİYOR?
 
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 25 Kasım arifesinde yaptığı “şiddet azaldı” açıklamasına da işaret eden Sunatay, “Bizim verilerimizde bir azalma yok. Ancak artmasıyla ilgili sorunlarımız var. Bakanlığın 'azaldı' demesinden ziyade önceliği kolluk kuvvetlerinin şiddette karşı kadınların yanında olmaları için eğitim vermek olmalıdır. Şiddette uğrayan kadınlar emniyete başvurduklarında ya evlerine gönderiliyorlar ya da sığınma evinde bulunan kadınların adresini söyleyecek noktaya kadar varabiliyorlar. Bakanlığın öncelikle bunu gündeme alması gerekir. Bu konuda çalışma yürüten kadın örgütlerinden destek almalı iş birliği içerisinde olmalıdır” diye konuştu. 
 
KADIN MÜCADELESİNİN BİR PARÇASI
 
Mor Çatı’nın 30’uncu yılına dair gelen yoğun destek mesajlarına dair ise Sunatay, şu ifadeleri kullandı: “Feminist kadın hareketin sözü çok karşılık buluyor. Gücümüzü sözümüzden alıyoruz. Mor Çatı 30 yıldır kadın mücadelesinin bir parçasıdır. Her kadın kendine ait bir şeyler hissedebiliyor. O yüzden desteklerin bu kadar yoğun olması olağan ve kıymetlidir. Bu dayanışma çok değerlidir.”
 
MA / Semra Turan