Yaka’nın pazarcı kadınları: Ev hanımı değil emek kadınıyız 2019-06-06 09:04:54   İZMİR - Güzelbahçe Kültür Sanat ve Musiki Derneği'nin otantik pazarında stant açan kadınlar, ekonomik olarak zorlandıkları için burayı önemsediklerini belirterek, kendi ayaklarının üzerinde durmanın mutluluğunu dile getiriyor.    Güzelbahçe Kültür Sanat ve Musiki Derneği, Yaka Mahallesi’ne açtıkları otantik pazarda yörede yaşayan kadınların elleriyle üretilen ürünleri satıyor. Derneğin 10 yıl önce kurduğu pazar, Yaka Mahallesi’nde bulunan Berkin Elvan Parkı’nın içinde haftada bir gün açılıyor. Cumartesi sabah erken saatlerde başlayan yoğunluk, öğlen sıcakları bastırmadan azalıyor. Pazarcı kadınların çoğu Yaka Mahallesi’nden.    4 ÇOCUK OKUTULUYOR   Derneğin başkanı Emel Ardahanlı, dernekte el işlemeleri, müzik, takı yapımı gibi pek çok kursun verildiğini söyledi. Ardahanlı, kurslara gelen kadınların ürettiklerini pazarda satarak kendi ekonomik kazanımını sağladığını ifade etti. Yakalıların pazara sahip çıktığını belirten Ardahanlı, pazara ek olarak bu yıl da antika pazarının açıldığını dile getirdi. Üç aydır devam eden ikinci el eşya pazarında sıklıkla takas usulü bir alışverişin sürüyor. Stantlarda satış yapanları belirlerken önceliğin Güzelbahçe’de yaşayan kadınlara verildiğini dile getiren Ardahanlı, önümüzdeki dönemde pazarın büyüyebilmesi için dışarıdan katılımlara çağrı yaptıklarını belirtti. Güzelbahçe Kültür Sanat ve Musiki Derneği ayrıca pazardan elde edilen kazançla “Güzelbahçe’nin Filizleri” projesi kapsamında 4 çocuğun eğitimini burs vererek destekliyor.   ANNE ÇEYİZLERİ TEZGAHLARDA   İkinci el eşyaların satıldığı pazardaki ürünlerin çoğu, kadınların ya kendi çeyizlerinden ya da annelerinin çeyizlerinden kalan eşyalar. Ayşe ve Ayten Ege kardeşler emekli olduktan sonra hem gittikleri hobi kurslarında ürettiklerini, hem de annelerinin vefatından sonra sandığından çıkan el işlemeleri dantelleri, ebru sanatıyla boyanmış kahve fincanlarını, çeşitli bibloları pazarda satıyorlar. Stantlarını ziyarete gelenlere ürünleri anlatırken geçmişte kalan anılarından da bahsediyor Ayşe Ege, “Duygulanıyorum elbette ne de olsa annemden kalan anılarımız buradakiler. Ama çok daha fazlası evimde olduğu için satılmalarından üzüntü duymuyorum tabii” diyor.    Pazara katılan Sevgi Doğan da, emekli olduktan sonra gittiği resim kurslarından yaptığı boyamalarını satıyor. Hayatında ilk defa pazara çıktığını söyleyen Doğan, hem güzel vakit geçirdiklerini hem de emeğinin karşılığını almaya çalıştığını ifade etti.     ‘ADAMLARIN ELİNE BAKMIYORUZ’   Kızının önerisiyle pazara katılmaya karar veren 61 yaşındaki Sultan Tekkanat, 10 yıldır pazarda. Hayatında daha önce hiç çalışmadığını belirten Tekkanat, “Pazarda olmaktan çok mutluyum, çünkü kendi paramı kazanıyorum” dedi. 63 yaşındaki Güler Can da, kendi pişirdiği özel ekmekleri satıyor. Can, geçimini pazardan kazandığı para ve çocukların yardımıyla sağlıyor.    81 yaşındaki Elif Sezer de, pazarda kendi pişirdiği zeytinyağlı yaprak sarmalarını ve çiçek dolmasını satıyor. Pişirdiği otları oğlunun dağlardan topladığını dile getiren Sezer, halden ürün almadıklarını söyledi. Pazara katıldığından beri para kazandığını ifade eden Elif, “Elimiz para görüyor, adamların eline bakmıyoruz. Bir şey yapmak istediğimde el açmıyorum adama” diye belirtti.    Yazın Konya’ya gidip fasulye, nohut, buğday üretip pazara getiren 57 yaşındaki Sevim Yetiş de, aynı zamanda bahçesinde kuruttuğu meyveleri satıyor. Yetiş, ev kadını olarak yaşadığı onca yılda emekli olabileceği bir işe giremediği için hayıflanarak, “Emekli değilim, el emeğimle geçinmeye çalışıyorum” dedi.   RENGARENK TEZGAHLAR...    Ziraat yüksek mühendisi Şebnem Türker de emekli olduktan sonra dernekten aldığı kurslarla öğrendiği dikiş tekniklerini tezgahına yansıtmış. Ürettiği otantik kıyafetleri tezgahında satan Türker, aynı zamanda dernekte kadınlara kurs veriyor. Dernekte kadınlara miyuki boncuk tasarımı eğitimi veren Sevinç Kara da, aynı zamanda yaptığı milimetrik boncukları satıyor. Yaptığı işte özel iplik ve iğne kullandığını vurgulayan Kara, kaneviçe işler gibi miyuki boncukları işliyor.    Beşalet Türkelli ise, Yaka Mahallesi’nde yaşayan kadınlardan. Doğduğundan beri hiç ayrılmamış mahallesinden. İki erkek çocuğu olduğunu, bahçelerde çalıştığını anlatan Türkelli, pazarda çiğ börek satıyor. Türkelli, “ev hanımı değil emek kadınıyım” diyerek işiyle övünüyor.    MA / Sevda Aydın