'Krizle mücadele için çocuklara erken tuvalet eğitimi başladı’ 2019-01-11 09:04:11 İSTANBUL - Ev ekonomisini zora sokan krize dikkat çeken Dev-Turizm Sendikası’nda Eğitim Uzmanı Saniye Evren, “Emekçi arkadaşlarımız çocuklarına erken tuvalet eğitimine başlamış. Çünkü bez parası yetiştiremiyorlar. İnsanlar, masraf olmasın diye anne babalarını yanlarına alıyor” dedi.  Ekonomik krizden kaynaklı üst üste gelen zamlar geçim sıkıntısını arttırıyor. Ekonomik önlemlere başlayan yurttaşların kimi doğalgazı yakmayarak durumu protesto ediyor kimi de yaşananlara tepki göstermek amacıyla kendine zarar verecek eylemlere yöneliyor.    “Kriz yok” açıklamalarının aksine krizin yükünü en fazla kadınlar çekiyor. Buna en son örnek Bursa’da geçinemediği ve çocuğuna bakamadığı için onu alışveriş merkezine bırakmak zorunda kalan bir kadın oldu.    Kriz derinleştirkçe benzer örneklerin çoğalacağının endişesini yaşayan kadınlar, geçinmek için ne tür yollara başvurduklarını dile getirdi.    ‘KRİZ ŞİDDETE KILIF OLDU’    Kadınlar üzerinde yıllardır devam eden saldırının hızla arttığını ve ülkede yaşanan krizle birlikte bunun daha da derinlikli hissedildiğini söyleyen Halkevci Kadınlar’dan Nebiye Merttürk, “Türkiye, kadına yönelik şiddetin çok fazla yaşandığı bir ülke. Kadına yönelik politikalarda gelişmişlik seviyesinde 130’uncu sıraya kadar gerileyebilmiş. 2018 yılında 400’den fazla kadın öldürüldü. Bu tabi ki sadece fiziksel boyutu; ama bir de son süreçte önümüze çıkan ekonomik krizle birlikte ekonomik şiddet boyutunu da yaşamaya başlar olduk. Sokağa çıkmaya çalıştığımızda devlet şiddetiyle karşılaşır olduk. Evde hakkımızı aramaya çalıştığımızdaysa eşten, ağabeyden, hayatımızdaki en yakın erkekten şiddet görmeye başladık. Bu şiddet biçimlerinin son süreçle birlikte daha da fazlalaştığını söylemek mümkün. Kriz, buna daha da fazla bahane ve kılıf oldu” dedi.    ‘GÜVENCESİZ ÇALIŞMA KRİZLE YAYGINLAŞTI’   Türkiye’de kadın istihdamının oldukça düşük olduğunu ve bu kadar düşük istihdam içerisinde de kadınların iş yaşamında kendilerine güvencesiz ve esnek çalışma koşullarıyla yer bulabildiğini belirten Merttürk, şöyle devam etti: “İşten çıkarmalar söz konusu olduğunda, ilk tercih edilen kadınlar oluyor. Çünkü, toplumun bakış açısı erkek egemen. Toplumsal cinsiyet iş bölümüne bakacak olursak evde tencereyi kaynatan kadın, pazarda alışverişi yapan kadın, kendisi kazansa da kazanmasa da ev ekonomisini düzenleyen kadınken, kadının alım gücünün düştüğünü görebiliyoruz. Bu da hem aile hem de toplumsal yaşamda eşitsizliğe neden oluyor. Bu durum; daha esnek, güvencesiz çalışma koşullarında çalışmayı kabul etmemiz anlamına geliyor. Ev içindeki emeğimizin ücretli olmasını tartışmamız gerekirken ev içi ve dışında emeğimizin sömürüldüğüne bu dönemde fazlasıyla tanıklık ediyoruz.”    ‘ÖRNEKLER ARTACAK’   Bursa’da bir annenin geçinemediği için çocuğunu AVM’ye bıraktığını hatırlatan Merttürk, “Bu ve benzer örnekler önümüzdeki süreçte artacaktır. Ekonomik olarak kadının bu gücü elinde bulunduramaması, zayıflaması yeni mağduriyetleri de beraberinde getirecektir. Krizin etkilerinin şiddet biçimi olarak kadınlara yönelmesi de krizin diğer bir boyutu” ifadelerini kullandı.    ‘KRİZE SES ÇIKARANLAR KADINLAR OLMALI’    2019 yılı itibariyle krizin daha da derinleşeceğini kaydeden Merttürk, kadınların da yeni döneme yeni örgütlülükle girmesi gerektiğini söyledi. Merttürk şöyle dedi: “Ekonomik kriz, deyince aklıma kadın mücadelesinin ‘Ocaktaki tencere kimin umurunda, dünyanın yükü benim omuzumda’ sloganı geliyor. Bu slogan, her şeyi özetliyor aslında. Dünyanın bütün yükünü sırtlanan kadınlar ekonomik krizin de tüm yükünü üstlenmek zorunda bırakılıyor. Bulunduğumuz her yerde önce evlerden başlayarak bu mücadeleyi sokağa taşıyabilmeliyiz. Krizin adının bile konuşulmak istenmediği bir zamanda bu krize ses çıkaracak olanlar yine kadınlar olmalı.”   ‘KRİZİ ÖRGÜTLÜLÜKLE AŞABİLİRİZ’    Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Dev-Turizm Sendikası’nda Eğitim Uzmanı Saniye Evren de, kadın istihdamında son zamanların en yüksek işsizlik oranlarının yaşandığını belirtti. Evren, “Bizim kendi deneyimlerimizden bildiğimiz üzere, kriz dönemlerinde ilk önce bizler işsiz kalıyoruz; ama ucuz iş gücü olarak sermayeye emeğimizin peşkeş çekildiğini de unutmuyoruz. Gittiğimiz bütün işyerlerinde ilkin kadın arkadaşlarımızın işsiz bırakıldığını fark ettik. Bu arada ‘kriz yok’ denilerek başlanan süreç, ‘kötü günleri geride bıraktık’ karartmasıyla devam ediyor. Biz kadınlar hanelerimizde, cebimizdeki ve mutfaktaki yangından işsizlik sorunu ve krizin yarattığı şiddet sarmalından çok iyi biliyoruz ki kötü günler ancak mücadele ederek, sesimizi yükselterek olacak. İktidar temsilcilerinin açıklamalarının bizim nezdimizde bir hükmü ve anlamı yok. Bizler bu süreci ancak örgütlülüğümüz ve direnişimizle aşabiliriz” diye konuştu.    ‘HALA DOĞALGAZ KULLANMAYA BAŞLAMAYANLAR VAR’   Kadınların, aynı zamanda krizle çok yaratıcı örneklerle mücadele etmek zorunda kaldığını da ifade eden Evren, şunları söyledi: “Yakınımızdaki emekçi arkadaşlarımızdan, işçilerden duyduğumuz üzere kadınlar çocuklarına erken tuvalet eğitimine başlamış. Çünkü bez parası yetiştiremiyorlar. İnsanlar, masraf olmasın diye anne babalarını yanlarına alıyor. Hala doğalgaz kullanmaya başlamayanlarımız var. Bu anlamıyla kadınlar açısından bu önlemler artacaktır. Krizle nasıl mücadele ve baş ederiz meselesine insanlar daha fazla kafa yorar oldu. Çünkü yapılan zamlara yetişemiyor. Belirlenen asgari ücretin ne bizim taleplerimizle ne de işçilerin haklarıyla uzaktan yakından alakası yok. Bunun bir kandırmaca olduğunu biliyoruz. Böylesi bir süreçte boş bir sakız kutusunu aldığı için işten çıkarılan kadın arkadaşımıza da tanıklık ettik. Bunun yanında bugün fabrika önlerinde kadınların direnişine tanıklık ettiğimiz bir dönem. Artan baskı ve şiddet karşısında kadın mücadelemizin ve örgütlülüğümüzün de büyümesi lazım.”   MA / Necla Demir-Servet Karaduman