'İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak kadın katliamlarına ortak olmaktır' 2020-08-04 17:14:22 HABER MERKEZİ - İstanbul Sözleşmesi'nin vazgeçilmezleri olduğuna dikkat çeken kadınlar, iktidara “Yaşam hakkımızı savunmak için, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmayın” diye seslendi.  İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik saldırılara karşı alanları terk etmeyen kadınlar, bugün de pek çok ilde çeşitli etkinliklerde bir araya geldi. Kadınlar, sözleşmenin önemine dikkat çekti. YALOVA Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu(KESK) Yalova Kadın Meclisi, kadın cinayetlerine dikkat çekmek ve İstanbul Sözleşmesine ilişkin Cevdet Aydın Parkı'nda açıklama yaptı. Eylemde“İstanbul sözleşmesi yaşatır, haklarımızdan ve yaşamlarımızdan vazgeçmeyeceğiz” pankartı ile “Kadın yaşam özgürlük” dövizleri taşındı.    ‘HAYATINIZDAN VAZGEÇİN DİYORLAR’   Basın açıklamasını okuyan Çiğdem Köroğlu, “Bizler, işyerlerinde, evlerden, üniversitelerden, fabrikalardan, atölyelerden yaşama hakkımızın gasp edilmesine itiraz etmeye geldik” dedi. 2011 yılında Türkiye’nin imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesiyle birlikte kadın cinayetlerinde gerileme olduğunu dile getiren Köroğlu, “Şimdi bize hayatlarınızdan vazgeçin diyorlar. Nasıl vazgeçeriz. İstanbul Sözleşmesinin feshi ile ilgili kararın 5 Ağustos’ta düzenlenecek AKP MYK toplantısında verileceği haberleri üzerine iktidara seslenmeye devam ediyoruz. İstanbul Sözleşmesi için buradayız. Çünkü İstanbul Sözleşmesi her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddeti ve şiddet tehdidini ve ayrımcılığı önler” diye konuştu. Köroğlu, “İstanbul Sözleşmesi eşit vatandaşlığın garantörüdür. Devletlere, devletin tüm aygıtlarını işleterek kadına karşı şiddeti ortamdan kaldırmak için her türlü tedbiri alma yükümlülüğü getirir” diyerek sözleşmenin gereğini yapmayan devletlerden hesap sorduğunu ve şiddet mağdurlarının uğradığı zararın tanzimi sağladığını söyledi.    İstanbul Sözleşmesinin ayaklarını bastıkları sağlam zemin olduğunu vurgulayan Köroğlu, “Bütün katillerin, tacizcilerin, tecavüzcülerin ceza almasını sağlar. Şiddetsiz yaşam en temel insan hakkıdır. Kadınlar bu haktan mahrum edilemez. İstanbul Sözleşmesi kadınların eşit yurttaş olma hakkını ve en temel yaşam haklarını korur. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak kadın katliamlarına ortak olmaktır” diye belirtti.    İstanbul Sözleşmesinin vazgeçilmezleri olduğuna dikkat çeken Köroğlu,iktidara seslenerek, “Eşit ve özgür yaşayabilmek için bütün kadınların geleceği için yaşam hakkımızı savunmak için, İstanbul Sözleşmesinden çıkmayın” diye ifade etti.    Açıklamanın ardından öldürülen 2 bin 900 kadının isimleri okundu.    İZMİR İzmir'de Narlıdere ve Balçovalı kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek istenmesine karşı bugün bir panel düzenledi. Narlıdere Kültür ve Cem Evi’nde düzenlenen panelin konuşmacısı Avukat Zeynep Ferda Demirbaş iken, panele Halkların Demokratik Partisi (HDP), Emek Partisi (EMEP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ilçe örgütleri ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, Alevi ve yöre dernekleri de katıldı. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacısı olduğunu söyleyen Demirbaş, “İlk kez uluslararası bir sözleşmede kadına yönelik şiddet insan hakları ihlali sayıldı. Devletler, toplumsal cinsiyet eşitliğini savunmak, geliştirmek durumunda kaldı” dedi. ‘SÖZLEŞME FAİLİN CEZALANDIRILMASINI İSTİYOR’ Sözleşmeyle birlikte ev içi şiddet kavramının yasalarda yer aldığının altını çizen Demirbaş, “Aile içi şiddetten farksız olarak, evde yaşayan ve şiddete maruz kalan herkesi korumaya dönük bir tanım aldı. Sözleşme, bahsedildiği gibi bir aile yapısını bozmuyor, aile tanımı bile yer almıyor. Devletlere şiddeti önleme yükümlülükleri getiriyor. Kadınının korunmasını, failin ise cezalandırılmasını hükmediyor” diye konuştu. ‘LGBTİ İDDİALARI KÖTÜ NİYET GÖSTERGESİ’ İktidar çevrelerinin LGBTİ bireyleri öne çıkararak sözleşmeyi “hedef” gösterdiğini belirten Demirbaş, sözleşmede cinsel yönelimin sadece 4. Madde’de ‘ayrımcılık şiddetin gerekçesi olamaz’ vurgusuyla geçtiğini söyleyerek “Aksini söylemek, savunmak kötü niyetten ibarettir” dedi. ‘ŞİDDET İNSAN HAKLARI İHLALİDİR’ Türkiye’nin hazırlayıcılarından biri olan İstanbul Sözleşmesi’nin 80. Maddesi’nde ‘Taraf devletler sözleşmeden çekilebilir’ ifadesinin yer aldığını hatırlatan Demirbaş, uluslararası pek çok sözleşmede ayrımcılığın suç sayıldığını, kadına yönelik her türlü şiddetin bir insan hakları ihlali sayıldığını, devletlerin de bunu önleme sorumluluğundan kaçamayacağını dile getirdi. ‘ŞİDDETİ ÖNLEYECEK YASALAR VAR’ Sözleşmeden çekilerek kadın cinayetlerinin önlenemeyeceğini belirten Demirbaş, devamla şunları söyledi: “Türkiye’nin imzacısı olduğu Sözleşmeyi uygulamadığı hem ulusal hem de uluslararası alanda raporlandı. Sadece kadın olduklarından yaşanan şiddetin engellenmesi için sözleşmenin uygulanması gerekiyor. Türkiye de şiddeti önleyecek ve cezalandırma konusunda yeterli yasalar var ama uygulanmıyor. Kadın mücadelesi bu yüzden önemli, yasaları ve sözleşmenin uygulanması için mücadeleyi büyütmeliyiz.” Panel kadınların bilgi alışverişiyle sona erdi. MUĞLA Muğla’da ise Bodrum Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesi’nin hedef alınmasına karşı, “Haklarımızdan vazgeçmiyoruz, İstanbul Sözleşmesi’ni uygula” şiarıyla yürüyüş yaptı. Tepecik Cami Meydanı'nda bir araya gelen kadınlar, Belediye Meydanı'na kadar yürüyüş yaptı. Çok sayıda kadının katıldığı açıklamaya, "Vazgeçmiyoruz İstanbul Sözleşmesi'ni uygula" pankartı taşındı. Açıklamayı kadınlar adına Zühal Macit, Umut Anıl özdoğan  ve Nesrin Özalın okudu. 1 Ocak 2016 ile 31 Aralık 2019 tarih aralığında 48 aylık sürede bin 652 kadın öldürüldüğünü belirten Macit, bin 132 kadın cinsel şiddete ve 96 çocuğun tecavüze maruz kaldığını söyledi. Macit, "Dolayısıyla şiddetsiz bir hayatı var etme sorumluluğunu ortadan kaldırmaya yönelik bir yaklaşım hiçbir gerekçeyle savunulamaz. İstanbul sözleşmesi şiddeti durdurmak demektir. İstanbul Sözleşmesi’nin feshi tartışmaya açık değildir, kadınların eşit ve şiddetsiz bir yaşam sürdürebilmeleri için devlete ait sorumluluğu ve yükümlülüğüdür" dedi.