Annelerin ziyaret ettiği Oran: O çocukları canlı almak istiyoruz

img
ANKARA - Açlık grevindeki çocukları için Ankara’da olan anneler, bugün de kurum kurum gezerek taleplerini iletti. Annelerin ziyaret ettiği yazar Baskın Oran, “Biz o çocukları canlı almak istiyoruz” dedi. 
 
Açlık grevindeki çocukları için Ankara’da Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Merkezi’ne eylemlerini taşıyan anneler, bugün 9 günü geride bıraktı. Bugün de tüm gün kurum kurum gezen annelerin ilk durağı, Genel İş Sendikası oldu. Anneler burada taleplerini ve yaptıkları eylemlere dair bilgilendirmelerde bulundu. 
 
Genel İş’ten ayrılan anneler akabinde Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Anneler, SES Eş Genel Başkanları İbrahim Kara ve Gönül Erden tarafından karşılandı. Cezaevlerinde çocuklarının yaşadıkları hak ihlallerini ve sağlık durumlarına dair konuşan anneler, açlık grevleri bittikten sonra sağlık örgütleri olarak üzerlerine büyük görevler düştüğünü belirtti. 
 
‘TECRİT İŞKENCEDİR’
 
Ardından söz alan SES Eş Genel Başkanı Erden, şunları söyledi: “Çocukları açlık grevinde olan, çocuklarını yaşatmak için aylardır çığlık atan, çaba sarf eden annelerin sözüne karşı ne söz söylense yanında küçük kalır. O yüreğinizin, duygunuzun yanında çok bir şey ifade etmiyor. Biz hem bireyler hem sağlık emekçileri olarak açlık grev eylemi başladığı günden bugüne herhangi bir kötü sonuçla karşılanmadan sonuçlanmalı dedik. Bu ülkenin bu anlamda kötü bir tarihi var. Bir diyalog zemini kurulması, konuşulması ve daha kötüye gitmeden olumlu bir şekilde sonuçlanması için sözümüzü söyledik. ‘Tecrit işkencedir, tecrit sağlıksızlıktır, tecrit insana aykırı bir durumdur’ dedik. Bunu yıllardır söyledik. Bugün de söylüyoruz.”
 
‘MUHATAP BULAMIYORUZ’
 
Kendilerinin de muhatap bulamadığını söyleyen Erden, “Sağlık Bakanlığı’na, Adalet Bakanlığı’na, hem yazı yazdık hem de onlarla görüşmek istediğimizi ifade ettik. Yine Sağlık Bakanlığı’na, cezaevlerine bağımsız heyetlerin girmesi ve eylemcilerin durumunun takip edilmesi gerektiğini söyledik; ancak cevap alamadık. Uzun süredir annelerin cezaevlerinde başlattığı eylem ve Ankara’da olmanız çok ses getirdi. Annelerin sesi başka bir sestir” diye belirtti.
 
 Sonrasında Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Merkezi’ne geçen anneler, burada da TTB Merkez Konsey Başkanı Sinan Adıyaman ve Merkez Konsey Üyesi Selma Güngör ve tarafından karşılandı. Cezaevlerinde yaşanan sağlık durumlarına ilişkin girişimlerin yapılması gerektiğini belirten anne Nezahat Teke, “Siz işinizi biliyorsunuzdur. Ama bizim işimiz bitmiyor. Tecrit kırılsa bile çocuklarımız yeniden sağlığına kavuşana kadar alanlarda olacağız. Sizin yanınızdayız” dedi.
 
‘TÜM CEZAEVLERİNE GEREKLİ BELGELERİ YOLLADIK’
 
Söz alan TTB Merkez Konsey Üyesi Selma Güngör de, şöyle konuştu: “Cezaevi koşullarını biliyoruz. Tecridin nasıl insanlık dışı olduğunu, sağlıksız koşulları yarattığını biliyoruz. Sağlık durumlarını dikkate alarak bir çok kez çağrıda bulunduk. Açlık grevlerini bitmesi durumunda cezaevlerindeki hekimlere broşür yolladık. Hem cezaevleri hem de doktorlar ilk müdahalenin nasıl olması gerektiğine dair rehberlere sahip.”
 
‘SAĞLIK BAKANLIĞI’NDAN RANDEVU TALEP ETTİK’
 
TTB Merkez Konsey Başkanı Sinan Adıyaman da, Türkiye’nin açlık grevlerinden kaynaklı kötü bir tarihi olduğunu ve doktorlar olarak deneyim kazandıklarını vurguladı. Adıyaman, deneyimlerinden oluşan bilgileri tüm kurumlarla paylaştıklarını ve Sağlık Bakanlığı’ndan yeniden randevu talep ettiklerini belirtti.
 
Sağlık örgütleri ardından anneler Düşünce İçin Özgürlük üyelerini İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Aralarında Fikret Başkaya ve Baskın Oran’ın da bulunduğu heyet önce annelerin taleplerini dinledi.
 
‘KALBİMİZ SİZİNLE’
 
Ardından söz alan yazar Fikret Başkaya, “Bugün İmralı’ya gidilmesi sanıyorum bir kırılmanın gerçekleştiği anlamına gelir. Dolayısıyla bundan sonraki aşamada bu haklı eylemlerin, açlık grevleri ve ölüm oruçlarına son verilmesini arzu ediyoruz. Biz şunu yapın, bunu yapın diyemeyiz. Haklı davayı destekliyoruz, desteklemeye devam edeceğiz. Umuyorum en kısa sürede bir gelişme olacaktır. Kalbimiz yüreğimiz sizinle” dedi.
 
‘ONLARA ÖYLE BİR ŞAMAR VURDUNUZ Kİ’
 
Açlık grevlerini başından beri izlediğini söyleyen yazar Baskın Oran da, açlık grevlerinde en çok etkilendiği durumun, Diyarbakır’da annelerin iftar sofrası orucunu bir bardak suyla açarak, “Çocuklarımız açken biz daha fazla oruç bozamayız” demeleri olduğunu söyledi. Bu sözün rejimin suratına vurulmuş en büyük şamar olduğunu kaydeden Oran, “Ben bu rejimin sorumluları arasında olmak istemezdim. Kürtler, Kürt olarak bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yaşamaktan başka bir şey istemiyor. Bu, bir kimlik sorunudur. Bu kadar basit bir şeyi vermemek, bırakın Kürtlere memlekete  ve devlete zarardır” diye ekledi.
 
Devam eden açlık grevleri ve iktidarın tutumunu da eleştiren Oran, şöyle devam etti: “Biz bütün cezaevlerinde ölüm oruçları başlamadan çocukları canlı almak istiyoruz. Biz o çocukları canlı almak istiyoruz. Rejim aldatmacalara gidiyor. Yaptığı insanlık ve hukuk dışı eylemleri sizin eylemleri görünce geri çekmiş gibi gösteriyor. Halbuki tutukluların hakları var. Herkesin mektup alma, gazete okuma, kitap alma hakkı var. Ama bunlar yok sayılınca tecrit oluyor. Tecrit olunca çocuklar açlık grevine başlıyor, sizler anaları olarak perişan oluyorsunuz. Biz ne yapacağımızı bilememenin çaresizliği içerisinde kıvranıyoruz, buna da memleket yönetmek diyorlar. Ama bu kadar çok hata yapıp, bu kadar çok zulmeden insanların kalmasına imkan yoktur. Bir parça anlarım ama fazla oldular. Yüreklerinizi ferah tutun, bunlar kalamayacaktır. Bunlar 12 Mart, 12 Eylül askeri darbe dönemlerinden daha fazla zulmetmektedir. Çünkü o zaman bir şehirden sıkıyönetim kalktığında mahkeme açabiliyorduk; ama şimdi OHAL kalkıyor mahkeme açamıyoruz. Demek ki sözde sivillerin OHAL’i askerlerin sıkıyönetimden daha berbat işte fazla dediğim bu. Bu, kendi kendini tahrip eden bir mekanizma.”
 
‘ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKMIYOR’
 
Annelerin son durağı 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği oldu. Burada Dernek Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun ve yaralılar tarafından karşılanan anneler, onların acılarını da paylaştıklarını belirtti. Söz alan Coşgun, annelerin acılarını paylaştığını söyleyerek, “Biz de yakınlarını kaybedenler olarak sizin acınızı paylaşıyoruz. Biz de 10 Ekim’de yakınlarımızı kaybettik ve sonrasında bir araya gelerek büyük bir aile olduk. Biz şunu biliyoruz; ateş sadece düştüğü yeri yakmıyor. Sizin eyleminiz çok anlamlı, çocuklarınız için sesinizi yükseltiyorsunuz” dedi.
 
Kurum ziyaretleri ardından HDP Genel Merkezi’ne geçen anneleri burada Ankara Kadın Platformu üyeleri ziyaret etti. Annelerle tek tek selamlaşan kadınlar, onların direnişlerinin yanında olduklarını belirtti.
 
‘BARIŞ İÇİN BERABER MÜCADELE EDECEĞİZ’
 
Kadın Platformu adına söz alan Nebiye Merttürk, açlık grevi süreci boyunca annelere uygulanan şiddeti kendilerinin de takip ettiğini ve buna karşı sessiz kalmadıklarını aktardı. Baskı ve şiddetin yoğun olduğu bir dönemden geçildiğini aktaran Merttürk, “Zulme beraber ses çıkarmaya çalışıyoruz. Annelere uygulanan şiddet, sadece annelere uygulanmıyor; aynı zamanda bu saldırı kadınların barış potansiyeline yönelik bir saldırıdır. Sizin direnişinizi selamlıyoruz. Barış için beraber mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadesinde bulundu.