Açlık grevindeki MLKP'li Gerçek: Eylemin destekçisi değil, öznesiyiz

img

DİYARBAKIR – Öcalan’a dönük tecride karşı açlık grevinde olan MLKP’li tutuklulardan Hülya Gerçek, “eylemin destekçisi değil, öznesiyiz” diyerek, tecridin kırılmasının işçilerin, kadınların, gençlerin, ezilen ulus ve inançların mücadelesine katkı sağlayacağını söyledi. 

 
İmralı Cezaevi’nde kalan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecride son verilerek ailesi ve avukatları ile görüştürülmesi talebiyle cezaevlerinde açlık grevine giren 3 bin dolayındaki tutukludan biri Hülya Gerçek (46), 2012 yılında “MLKP yöneticisi olma” suçlaması ile 18 yıl hapis cezası verilen Gerçek, 7 yıldır tutuklu. 
 
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nden kalan Gerçek, PKK’li tutuklu ve hükümlüler gibi 1 Mart’tan beri Öcalan’a dönük tecridin son bulması talebiyle süresiz dönüşümsüz açlık grevinde. 
82 gündür açlık grevindeki Gerçek, Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
Cezaevinde Hatice Duman, Hiyem Yolcu ve Zeynep Yeter ile birlikte aynı koğuşta kaldıklarını aktaran Gerçek, çok fazla gazete okuma ve televizyon izleme imkânları olmasa da özellikle ziyaretçiler üzerinden gündemi takip ettiklerini belirtti.
 
Tecride karşı açlık grevleri ve ölüm oruçları ülke gündeminde değilmiş gibi görünse de, her geçen gün daha fazla gündeme girdiğini ifade eden Gerçek, “Özellikle annelerimiz ve kadınların kararlı duruşu, hapishane önlerini bırakmaması eylemimizi daha fazla görünür kılıyor. Her gün Gebze’de, Amed’de ve birkaç duvar ötemizde Bakırköy Hapishanesi önünde beyaz tülbentleri ve zılgıtları ile toplanan anneler bir yandan bizim sesimiz olurken, diğer yandan toplumsal vicdanın sesi olmaktadırlar” dedi.
 
‘GÜVEN ÖNCÜLÜĞÜNDE BİR MEŞALE YAKILDI’
 
Gerçek, 8 yıl sonra İmralı’nın yolunu açıp, Öcalan’ın mesajlarını toplumla dolaysız olarak paylaşmasını sağlayanın açlık grevi direnişi ve gelişen tecrit karşıtı mücadele olduğunu da vurguladı.
Gerçek, bu konuda şunları söyledi: “Leyla Güven öncülüğünde tecride karşı bir meşale yakılmamış olsaydı, bu talep yüzler, binler tarafından sahiplenilmeseydi, milyonların vicdanında tecrit bir kez daha mahkûm edilmeseydi, herhangi bir görüşme gerçekleşmeyecekti. Fakat biz bunun bir kazanım olmakla birlikte yeterli olduğunu düşünmüyoruz. Keza direnişin gücü ile açıklamalar yapmak zorunda kalan Erdoğan, Bahçeli, Kılıçdaroğlu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün açıklamalarının da bir güvence sağlamadığına inanıyoruz. Taleplerimiz açık; tecrit bir kereliğine değil, birilerinin lütfuymuş gibi değil, insani ve politik bir hak olarak ve hukuki güvencesi sağlanarak kaldırılmalıdır.”
 
‘EYLEMİN DESTEKÇİSİ DEĞİL, ÖZNESİYİZ’
 
MLKP’li tutsaklar olarak sürdürdükleri açlık grevi için  “Biz bu eylemin destekçisi değil, öznesiyiz” diyen Gerçek, yine direnişi bireysel değil, kolektif olarak sürdürdüklerinin de altını çizdi.
 
‘ANNELERİN DİRENİŞİNE GÜÇ VERİLMELİ’
 
Bu süreci açlık grevi direnişçisi olmayan tüm arkadaşları ile birlikte yaşadıklarını söyleyen Gerçek, “Bizler hakikat arayışçılarıyız. Hakikat yolundan ilerleyerek kazanacağımıza inanıyoruz. Dışarıdakiler de kimin elinden ne geliyorsa, yarın değil, hemen bugün yapmalı. Annelerin direnişine güç verilmeli. Birlikte ve omuz omuza direnilirse kazanılacağına, mutlaka kazanılacağına inanılmalıdır. Tecridin kırılmasının işçilerin, kadınların, gençlerin, ezilen ulus ve inançların mücadelesine de katkı sağlayacağı bir an bile unutulmasın. Birlikte kazanabiliriz, kazanacağız” diye belirtti.