Avukat Akço: Toplumsal sorunlar en çok çocukları etkiler

img

İSTANBUL - Çocuk Hakları Günü nedeniyle İHD tarafından düzenlenen panelde konuşan avukat Seda Akço, toplumsal sorunlardan en çok çocukların etkilendiğini söyledi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu 20 Kasım Çocuk Hakları Günü kapsamında Taksim’de bulunan şube binalarında panel düzenledi. Sosyolog Özgür Aktütün, Avukat Seda Akço Bilen ve Yrd. Doç. Dr. Dilek Çelik’in konuşmacı olarak katıldığı panele çok sayıda kişi katıldı.

‘ÇOCUKLARIN SORUNLARI EVRENSELDİR’

Panelde  “Türkiye şartlarında çocukların durumu” başlığını anlatan sosyolog Özgür Aktütün, çocukların yaşadığı sorunların evrensel bir mesele olduğunu söyledi.  “Çocukluğun” tanımının bütün ideolojik yaklaşımlar da “çocuk boş bir levhadır” şeklinde olduğunu belirten Aktütün, “Bütün idelojiler çocukları şekillendirici olarak görüyor. Bu sağ sol olması önemli değil. Her ideoloji kendi ideolojisinin taşıyıcısı olarak görüyor” dedi.

Yaşları 13 ile18 arasında olanların çocuk olarak görüldüğünün altını çizen Aktütün, 16 yaşında çalıştırılan çocukların durumuna ve çocuk yaşta evlenmelere dikkat çekerek, “Çocuk ihmal ve istismar meselesi doğrudan kadın haklarıyla alakalıdır. Kadın hakları noktasında bir yere gelemezsek çocuk haklarında da bir yere gelemeyiz. Çocuk istismarı konusunda bir şeyler yapmak için kadının güçlenmesi gerekir” dedi.

‘KENDİ YAPTIĞIMIZ İHLALLERİ GÖRMÜYORUZ’

 “Çocuk hakları savunuculuğunda neler yapılıyor” konusuyla ilgili söz alan avukat Seda Akço Bilen de bütün toplumsal sorunlardan en çok çocukların etkilendiğini söyledi. Akço, “Çocuk hakları sayılabilecek davranışınız nedir diye katılımcılara soru yönlendirdi. Katılımcılar söz alarak “Zorla yemek yedirme bir ihlaldir”, “Tercih hakkını kullandırmamak”, “Çocukların izni olmadan fotoğraflarının paylaştırılması”, “Tutarsız yaklaşmak” gibi tespitleri ortaya koydular.  “Başkasının yaptığı ihlalleri fark ediyoruz ama kendi yaptığımız ihlalleri çok görmüyoruz ya da gerekçelerimiz var” diyen “Öncelikle kendimizin nasıl bir yetişkin olduğumuzu ve çocuklarla nasıl bir ilişkilenme biçiminden olduğuna bakmak gerekir. Çocukları çalıştırmayın evlendirmeyin diyoruz. O zaman önce kendimizden başlamak gerekir. O nedenle her ilişkiyi mercek altına almak gerekir. Her şey elimizde. Bu mücadele bireysel bir mücadeledir demiyorum ama bireysellikten başlamak önemlidir. Bu toplu olarak hepimizin yarattığı sorundur” diye ifade etti. 

‘ÇEVRE ÇOCUĞU SUÇA SÜRÜKLEYEBİLİYOR’

 “Adli sistemde çocuk travmalar ve ruh sağlığı hizmetlerine erişim hakkı” başlığını tartışmaya açan Yrd. Doç. Dr. Dilek Çelik de “Daha önce cezaevinde ses kayıt cihazı ile görüştüğümüz çocuklar oldu.  Suç oranı yüksek olan semtlerde çocuğun yakını bir suç işlemişse bir damgalanmayla karşı karşıya kalıyor. Çocuğun ağzından söyleyecek olursak ‘Ben çok mücadele ettim. Ama ilkokulda bir silgi çalınsa dahi oklar bana dönüyordu. Çok mücadele ettim ama sonunda pes ettim’ diyor. İşte bu tür çevresel etkiler de çocuğu suça sürüklüyor” diye belirti.

Panel soru ve cevap bölümünün ardından son buldu.