Tarihçi Aydın: Mevcut rejimin ağır sonuçlarıyla karşı karşıyayız

img

İSTANBUL - Türkiye’deki yeni rejimi Suudi Krallığı’na benzeten Tarihçi Erdoğan Aydın, ülkenin, yeni rejimi uzun vadede taşıyamayacağını kaydetti. Aydın, mevcut rejimin dünyayla yürütmüş olduğu "bilek güreşi"nin ağır sonuçlarıyla karşı karşıya olduklarını vurguladı.

Tarihçi-Yazar Erdoğan Aydın, 1920'den bu yana parlamenter sistemle yönetilen Türkiye’de, 24 Haziran seçimleri sonrası geçilen yeni sistemi ve bu sistemle beraber gelen-gelebilecek krizleri değerlendirdi. Seçim sonrası oluşan sistemin söylendiği gibi "başkanlık sistemi" olmadığını kaydeden Aydın, “tek adamın” istediği her şeyi yapabildiği, tüm keyfiyetleri elinde tuttuğu tipik bir otokrasi olduğunu kaydetti. 
 
Bu sistemin evveliyatının Osmanlı'da söz konusu olduğunu söyleyen Aydın, "Hatta Osmanlı Sultanlığında bile Fatih, Yavuz, Kanunu, Abdülhamit gibi kimi istisna isimler bir yana bırakılırsa, sultanların denetçileri onları uyaran, onlara müdahale edecek bir dizi kurumlaşmış bürokrasi söz konusuydu. Hatta öyle ki bu kah dini kah siyasi bürokratlar dönem dönem sultanın bile yetkilerini elinden alabilen, sınırlayabilen bir pozisyona sahiplerdi" ifadelerini kullandı. 
 
'UZUN VADELİ TAŞINABİLİR BİR DURUM DEĞİL'
 
Aydın, siyaset tarihini irdeleyenlerin coğrafyada tek adamın sınırlanmasının 1839’da Tanzimat Fermanı’yla başladığını bildiğini ifade ederek, "Görece batılılaşma reformlarıyla birlikte tek adamın, sultanın yetkilerinin görece azaltılmaya başlanmıştı. Yine tek adamın sınırlandırması konusunda 1876 Anayasası bu toprakların görüp görebildiği ilk anayasadır. Dolayısıyla bugün geldiğimiz nokta kah 1839 Tanzimat’ın gerisine kah 1876 Mithat Paşa Anayasası’nın gerisine doğru gidiş anlamına geliyor. Bu mevcut durum bu rejimi kaldırır mı, doğrusu uzun vadeli taşınabilir bir durum olmadığını düşünüyorum" şeklinde konuştu.
 
'SUUDİ KRALLIĞI İLE KIYASLANABİLİR’
 
"Bugünkü sistemle kıyaslanabilir biricik sistem, Ortadoğu’da Suudi Krallığı olabilir" diyen Aydın, Suudi Krallığı’nda iktidarın elinde bulunan yetkilerini fazlasıyla kullanabildiğini ifade etti. Aydın, Türkiye'de kuvvetler ayrılığının tümüyle ortadan kaldırıldığını vurgulayarak, "Bugün Türkiye’de kuvvetler ayrılığı bütünüyle ortadan kalkmış vaziyette. Basın bütünüyle bu rejimin uzantısı pozisyonda; bu rejimi denetleyecek, kontrol edecek, bütçe yapacak hiçbir kurum yok" diye konuştu. 
 
‘TÜRKİYE BU SİSTEMİ TAŞIYAMAZ’
 
Türkiye'nin başkanlık sistemini taşımasının mümkün olmadığını kaydeden Aydın, Türkiye’nin Ortadoğu ülkelerinden farklı özelliklere ve yere sahip olduğunu belirtti. Aydın, "Bu özelliklerin başında sanayileşme ve ciddi bir modernleşme oranının geldiğini söylemek mümkün. Bunun yanı sıra Türkiye’nin ilişkileri esas olarak batı ile entegre olmuş bir durumda. Böyle bir ülkeyi Ortadoğu gibi veya petrol kaynakları sayesinde pekala keyfi bir yönetimdeki ülkeler gibi yönetmeniz mümkün olmaz. Bu ülkenin şu anda yaşamakta olduğu değişkenleri de anımsayacak olursak en küçük bir uyumsuzluk kaçınılmaz olarak ekonominin iç dengelerine yansıyabilmektedir" değerlendirmesinde bulundu.
 
‘REJİMİN AĞIR SONUÇLARIYLA KARŞILAŞIYORUZ’
 
Türkiye’deki mevcut rejimin dünya ile yürütmüş olduğu "bilek güreşi"nin ağır sonuçlarıyla karşılaştıklarını dile getiren Aydın, "Ama tabi ki sadece dışsal faktörlere ekonomik verilere bağlamamak lazım. Çünkü hiçbir siyasal tahlil insanı toplumun içerisindeki mücadele dinamiklerini, farklılıkların, ezilen kimliklerin hak taleplerinin görmezden gelerek yapılamaz. Çünkü bir şekilde egemenler birbirleriyle uzlaşabilirler" dedi.
 
‘BU SİSTEMDE İNAT EDİLDİKÇE KANAMA ARTAR’
 
Bütün iplerin “tek adamın” eline geçmesinin asla bir istikrar nedeni olamayacağına da işaret eden Aydın, şunları kaydetti: "Bu tür rejimler demokratikleşmeyi getirmediği gibi istikrarı da ortaya çıkarması mümkün olmadı, olmayacak da. Şu anda Türkiye, insan yapısından, eğitim sisteminden tutun da, ekonomisinden dış politikasına kadar her alanda çözülmeye, çürümeye, tıkanmaya ve tıpkı uzayda örneklerini gördüğümüz gibi bir kara deliğe dönüşüp, kendi içinde kendi kendini yemeye başlayan bir ülke pratiği konumunda. Umarım ve dilerim ki bu süreçten daha fazla inat edilmez. Tek adam rejimiyle memleketin sorununu çözmek, normalleştirmek asla mümkün değildir. Öte yandan Türkiye’nin mevcut dünyanın gidişatına, toplumun taleplerine daha fazla direnebilmesi kesinlikle de mümkün değildir. Sistemde inat edildikçe de, Türkiye’nin mevcut kanamasının daha da artacağını ne yazık ki görmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
 
MA / Bilal Seçkin