30 Nisan’dan beri kayıp: İşkence fotoğraflarına rağmen savcı takipsizlik verdi

img

İSTANBUL – İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na giden üniversite öğrencisi Muhammet Emektar’dan 21 gündür haber alınmıyor. Ailesi, sosyal medya hesaplarından  paylaşılan ve çocuklarına ait olduğunu düşündüğü işkence fotoğraflarını savcılığa vermesine rağmen, iki defa takipsizlik kararı verildi.

30 Nisan günü Almanya’ya gitmek üzere İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na giden üniversite öğrencisi Muhammet Emektar’dan haber alınamıyor. Daha önce sık sık Emektar’ın tehdit edildiği bazı sosyal medya hesaplarından 1 Mayıs günü fotoğraflar paylaşıldı. Twitter hesaplarından yapılan paylaşımda yer alan fotoğrafın Muhammet Emektar’a ait olduğunu düşünen ailesi, harekete geçerek havalimanına, karakola ve savcılığa başvurdu. Savcılığa başvurularda, Muhammet Emektar’ı tehdit eden Twitter hesapları ve hesaplardan alınan görüntüler delil olarak sunuldu.
 
SAVCILIK TAKİPSİZLİK KARARI VERDİ
 
Ailenin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı  başvurular sonucunda iki ayrı soruşturma dosyası açıldı. Bu dosyalardan ilki olan 2018/92507 soruşturma sayılı dosyaya 10 Mayıs günü savcılık “Kayıp şahısları arama görevi emniyet müdürlüğünün görevidir” diyerek, takipsizlik kararı verdi. 2018/95972 Soruşturma Sayılı ikinci başvuru dosyasına da savcılık, Muhammet Emektar’ın 30 Nisan 2018 tarihinde de aynı gün uçuşla ülkeden ayrıldığını belirterek, ailenin ve avukatların diğer iddialarını araştırmaksızın bir kez daha takipsizlik kararı verdi. Savcılık her iki dosya hakkında da takipsizlik kararı ile kapatma kararı verdi.
 
30 NİSAN’DAKİ UÇAĞA BİNMEDİ İDDİASI
 
Savcılık talimatı ile incelenmesi istenen güvenlik kameralarını izleyen Muhammet Emektar’ın kızkardeşi, Muhammet Emektar’ın havalimanında pasaport kontrol noktasından geçtiğine dair kamera kayıtlarını izlemiş ancak uçağa binip binmediğine dair bilgi alamadı. Ailenin görüştüğü havalimanı polis şefi de Muhammet Emektar adına 6 Mayıs’a kadar 2 kez daha uçuş işlemi yapıldığını söylese de buna dair ayrıntı vermediği belirtildi.
 
TANIK: POLİSLER GÖZALTINA ALDI
 
Başka bir güvenlik görevlisi de Muhammet Emektar’ın kaybolduğu gün olan 30 Nisan günü havalimanında huzur operasyonu yapıldığını ve Muhammet Emektar’ın da gözaltına alındığını aileye ilettiği belirtildi.
 
AİLEYİ TEHDİT ETMİŞLER
 
Emektar ailesinin, yaklaşık iki yıldır yaşadıkları bölgede büyük bir inşaat yapmaya hazırlanan Barış İnşaat’ın da hedefinde olduğu da başka bir iddia. Evlerini inşaat firmasına satmak için baskı yapılan aile, Barış İnşaat ve Ataşehir Belediyesi’yle de davalık. 23 Mayıs günü de Muhammet Emektar’ın annesini telefonla arayan bir kişi “Bir çocuğunu biz aldık, iki kızını daha kaçıracağız…” dediği, aynı telefondan üst üste 20 kez arama yapıldığı, ailenin durumu ve arayan numarayı savcılığa şikayet etmesine rağmen her hangi bir sonuç alamadığı belirtildi.
 
Adalet Bakanlığı’na ve Almanya İstanbul Başkonsolosluğu’na yapılan başvurulara da her hangi bir yanıt verilmiş değil.
 
'5 KEZ BİLET İPTALİ YAPILDI'
 
Olaya dair Muhammet Emektar’ın ailesi ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Avukat Gülseren Yoleri, İHD İstanbul Şube binasında basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında ilk olarak konuşan Avukat Yoleri, Muhammet Emektar’ın pasaport işlemlerinin yapıldığının resmi olarak bilindiğini; ancak uçağa binip binmediği ve Almanya’ya inip inmediğinin bilinmediğini, savcılığa bu yönlü yaptıkları başvuruya verilen yanıtta ise pasaport işlemlerinin yapıldığı ana kadar bilgi alabildiklerini ifade etti. Uçağa bindiğine dair net bir bilgi verilmediği gibi 5 defa bilet iptalinin olduğunu öğrendiklerini dile getiren Yoleri, ailenin tehdit telefonları aldığını da kaydetti.
 
‘MÜTEAHİT TARAFINDAN TEHDİTLER ALIYOR’
 
Yoleri, ailenin yaşadığı evin bir müteahhit tarafından alınmak istendiğini, bölgedeki tüm evlerin müteahhit tarafından alındığını ancak Emektar ailesi ve bir başka aile haricinde herkesin evini sattığını belirterek, “Bunun için ailenin ölüm tehditleri dahil ciddi tehditler aldığına dönük iddialar var. Ailenin zaten hem Ataşehir Belediyesi, hem de müteahhit ile davalık olduğu bir dava var. 2 yıldır bu dava devam ediyor. Yine aile hakkında ‘PYD ile ilişkili’ olduğuna dair asılsız iddialar var. Aile, bu asılsız iddianın sahibinin de yine müteahhit olduğunu belirtiyor. Müteahhitin büyük projesinin önündeki tek engel şu anda aile” diye konuştu.
 
 ‘DEVLETİN SORUMLULUĞU VAR’
 
Yoleri, olayda devletin büyük bir sorumluluğu olduğunu kaydederek, dosyadan takipsizlik kararının kaldırılmasını ve etkin bir soruşturma yürütülmesini istedi. Yoleri, “Bir yurttaş devletin kamu alanından kaçırılmış ya da kaybolmuştur. Bunun bir açıklaması olmalı” dedi.
 
‘BU İŞİN BİTTİĞİNİ SÖYLEDİLER’
 
Muhammet Emektar’ın ablası Gül Emektar da, “Kamera kayıtları için savcılıktan aldığımız belge ile havalimanına gittik. Burada polis şefi ile görüştük. Bize ‘30 Nisan’da yurtdışına gitmemiş, 2 Mayıs ve 5 Mayıs’ta İrem Afşin tarafından bording işlemi yapılmış’ dedi. O esnada bir yeri aradı. Sonra bize ‘Ben 4 saat kamera kaydı izleyemem. Çıkmış gitmiştir’ dedi. Sonra bir daha gittik ve bize ‘bu işin bittiğini’ söylediler. Bazı sosyal medya hesaplarından kardeşimin eşyaları paylaşıldı. Kardeşimin ayağında iz vardı. Bunları paylaşmış sosyal medya hesapları. Bu hesaplar anonimde değil” dedi.
 
‘ATAŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI TARAFINDAN TEHDİT EDİLDİK’
 
Daha önce müteahhit ve Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi tarafından defalarca tehdit edildiklerini dile getiren abla Emektar, “Davamız vardı. Orada karşılaştık. Burada bize davamızdan vazgeçmemizi, aksi halde bizi tek tek öldüreceğini söylemişti. Sürekli takip ve tehdit ediliyorduk. Ben kardeşimi istiyorum” diye konuştu.
 
FOTOĞRAFLAR SOSYAL MEDYADA
 
Konuşmalardan sonra Muhammet Emektar’a ait olduğu iddia edilen ve @adotelli ve @cihataktel isimli sosyal medya hesapları başta olmak üzere bir çok hesapta paylaşılan fotoğrafları basın ile paylaşıldı. @cihataktel tarafından 1 Mayıs günü paylaşılan fotoğraflara şimdi ulaşılamıyor. Sosyal medya hesaplarını kimin kullandığı ve işlem yapılması için savcılığa yapılan sözlü başvuruya da “En az 5 kişinin iddiaya ilişkin başvuru yapması lazım” denilerek reddedildiği belirtildi.