24 Haziran seçimlerine bir haftadan az bir zaman kaldı. Siyasi partiler seçim kampanyalarını yürütürken, siyasi partilerin seçim çalışmalarını yaparken dokunmadığı seçmen kitlelerinden biri de yaylaya çıkan yurttaşlar. Sinek Bölgesi’nin yaylalarına yerleşen yurttaşlarla, 24 Haziran seçimlerine ilişkin düşüncelerini ve seçimlerde nedenleri ile birlikte hangi partiyi destekleyeceklerine dair konuştuk.

 

‘TAPUMUZ OLMASINA RAĞMEN KÖYÜMÜZÜ YIKTILAR’

 

Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıkla geçimini sağlayan ve kente kilometrelerce uzaklıkta bulunan Sinek Bölgesi’ndeki yaylaya yerleşen yurttaşlardan biri Muhabbet Deniz ve ailesi. Deniz ve ailesi, Iğdır’ın Elhacı ilçesine bağlı Suveren köyünün Kijik mezrasından göç etmek zorunda kalarak kent merkezine yerleşmiş. Göç etme nedeni ise köyün muhtarı ile aralarındaki mera davası. Deniz, muhtara açtıkları mera davasından dolayı 20 hanelik köylerinin yıkıldığını belirterek şöyle konuştu: “Köyümüz 100 yıllık bir köydü. Köyümüzün muhtarı geçen sene köyün tamamını yıktı. Tapularımız olmasına rağmen köyü boşaltmamızı istediler. Biz direnince davalık olduk. Ancak dava hala devam ettiği halde köyde keşif gibi hiçbir yasal işlem yapılmadan muhtar ve beraberindeki korucular bizi oradan çıkardı. Bağımızı, bahçemizi, tarlamızı, evimizi her şeyimizi elimizden aldılar. Perişan olduk. Tapumuz var ama adalet olmadığı için hakkımızı alamıyoruz. Köyümüzü elimizden aldıkları için Iğdır’da ev kiralamak zorunda kalacağız. Hayvanlarımızı da bu yaylaya getirip geçimimizi sağlıyoruz. Köyümüz varken hayvanlarımız meralarda otlardı. Ama şimdi şehirde saman vermek zorunda kalacağız.”

 

‘KÜRTLERİN OYUNU İSTEMEYE HAKKI VAR MI?’

 

Yasal yollarla haklarını alamadıklarını ve bu yüzden köylerinin yıkılmasından Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı sorumlu tutan Deniz, adaleti sağlayacağına inandığı için HDP’yi desteklediklerini ifade etti. Deniz, Erdoğan’a ise şöyle seslendi: “ Biz adalet istiyoruz başka bir şey istemiyoruz. Biz köyümüzü istiyoruz. Niye zulümle evlerimizi, yaşam alanlarımızı ellerimizden aldınız? Eğer adalet olsaydı biz bu durumda olmazdık. Tayyip Erdoğan ‘Kürtlerin oyunu alacağız’ diyor. Peki  Erdoğan’a soruyorum: Sen ne hakla oy istiyorsun? Hakkın var mı buna? Sen gelip kendi köyümüzü yıktın ve gelip bizden oy mu istiyorsun? Sende adalet var mı? Namaz kılarken, oruç tutarken gidip insanlara yalan söylüyorsun. Adalet olsaydı 100 yıllık köyü gelip yıkmazdın. Kürtlerin oyunu sadece kendi menfaati için istiyor. Başka bir şey için değil. Allah’ın izniyle inşallah HDP kazanacak.”

 

‘HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ OYUMUZU DA VERMİYORUZ’

 

Yine aynı köyden olan ve evi yıkılan Emine Agiş de köylerinin yıkılmasından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhtarlara verdiği yetkinin neden olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Bizi perişan ettiler. Çocuklarımız okullarından oldu, psikolojileri bozuldu. Taktir, teşekkür alan çocuğum sınıfta kaldı. Onları Allah’a havale ediyorum. Hakkımız haram olsun onlara. Bizim evimizi yıktılar hepimizi dağıttılar hakkımızı helal etmiyoruz, oyumuzu da vermiyoruz. Erdoğan muhtarlara talimat veriyor, muhtarlar da aldıkları bu cesaretlere bize her türlü sıkıntıyı çıkarıyor. Bizi topraklarımızdan göçertmek istiyorlar. Biz oyumuzu HDP ve Demirtaş’a vereceğiz ve Demirtaş’ı cezaevinden çıkaracağız.”

 

‘ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ İÇİN OYUMUZU HDP’YE VERECEĞİZ’

 

Iğdır’dan gelip Sinek Bölgesi’nin bir başka yaylasına yerleşen altı evden biri Ayşe Kaçak ve ailesi. Yaylada altı ev olmasına rağmen seçmen sayısı 45. Altı evin de akraba olduğunu ve 45 oyun tamamının HDP’ye gideceğini belirten Ayşe Kaçak, “Bu seçimler hepimizin geleceği için önemli. Özellikle de biz Kürtlerin. Bizler yazın yaylalara gelip hayvanlarımızı burada besleyip geçimimizi sağlıyoruz. Hiçbir parti de gelip bize nasılsınız diye sormaz. Ama biz özgürlüğümüz için oyumuzu HDP’ye vereceğiz. Çocuklarımızın geleceği için oyumuzu HDP’ye vereceğiz. Biz Kürt aileler olarak böyle düşünüyoruz. Yeterince ezildik, küçük düşürüldük. Şuan geleceğimizin ne olduğunu bilmiyoruz. Ama biz HDP’den asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

 

MA / Diren Yurtsever