Sınır hattında takip ettiği haberler gerekçe gösterilerek gözaltına alınarak tutuklanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Dicle Medya Haber Ajansı (dihaber) muhabirleri Erdoğan Alayumat ve tutuksuz yargılanan Nuri Akman'ın ikinci duruşması Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yarın görülecek. Mersin’deki gazeteciler,  Alayumat ile birlikte çalıştıklarını ve Alayumat’a yönelik suçlamaların gerçekleri yansıtmadığını ifade ederek gazeteciliğine tanık olduklarını belirtti. 

 

‘ERDOĞAN’IN TUTUKLANMASI BASINA SANSÜRDÜR’

 

Özgür medya üzerindeki baskıların yeni olmadığını, 80’li yıllardan bu yana baskıların devam etiğini belirten gazeteci Soner Aydın, son yıllarda da iktidar eliyle gazetecilerin baskı altına alındığını söyledi. Aydın, “Bu süreç içerisinde gazeteciler tutuklandı, katledildi, gazeteler kapatıldı, bombalandı, gazeteciler kaçırılarak işkence yapıldı. Tabi gazetecilik mesleği açısından bakıldığı zaman bu baskılar ilk değil son da olmayacak. Erdoğan, yıllardır tarafsız bir şekilde mesleğini yapan bir arkadaşımızdır. Yapması gerekeni yaptı, doğru olanı yaptı. Halka doğru haberleri ulaştırmaya çalışmış ve bu yüzden tutuklanmıştır. Erdoğan’ın tutuklanması basın özgürlüğüne bir sansürdür. Dolayısıyla gazeteci arkadaşımız Erdoğan Alayumat’ın serbest bırakılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu. 

 

‘ALAYUMAT’IN TUTUKLULUK GEREKÇESİ YAPTIĞI HABERLERDİR’

 

Kilikya Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Turan Dal ise, özgür basın çalışanı Alayumat ile birlikte uzun yıllar Mersin’de haber kovaladıklarını belirterek, Alayumat’ın gerçekleri yazan bir gazeteci olduğunu vurguladı.  Dal, “Ancak Alayumat yaptığı haberlerden kaynaklı ne yazık ki geçtiğimiz yıl Temmuz ayından beridir tutuklu yargılanıyor. Tutukluluk gerekçesi yalnızca yaptığı haberlerdir. Alayumat hakkında hazırlanan iddianamede yöneltilen suçlar bir hüküm taşımamaktadır. İlkokul mezunu bir gazeteciye üniversite yılları suçlaması yapılması gibi benzer ithamlarla bir gazeteciyi suçlamanın ne kadar yersiz olduğu aşikardır. Erdoğan arkadaşımızın yanı sıra OHAL ile birlikte basının düştüğü durum ortadadır. Binlerce gazeteci arkadaşımız işsiz bırakıldı. Onlarca basın yayın kuruluşu kapatıldı” dedi. 

 

Gazetecilerin yaptığı haberlerden kaynaklı yargılanmaması gerektiğini vurgulayan Dal, “Biz şunu demek istiyoruz; Yarın Erdoğan Alayumat’ın mahkemesi görülecek, bu suçlamalara bir son verilmesini ve gazeteci arkadaşımız şahsında tutuklu olan tüm gazetecilerin bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyorum. Şu unutulmamalıdır ki yarına sadece gerçekler ve bu gerçekleri yazanlar kalacaktır” dedi. 

 

‘HAKKINDAKİ İDDİALAR ZORLAMADIR’

 

Alayumat’ın gazetecilik faaliyetlerine tanık olduğunu söyleyen Cumhuriyet Gazetesi Mersin muhabiri Abidin Yağmur da, Alayumat hakkında iddia edilen suçlamaların hukuki temelinin olmadığını dile getirerek açılan davanın hukuk dışı olduğunu ifade etti. Yağmur, “Erdoğan’ın yaptığı çalışmalar ve yaptığı haberler gazetecilik faaliyetleri olduğunu biliyoruz.  Bu ülkede gazetecilik faaliyetleri her geçen gün geriye doğru gidiyor. Alayumat hakkında açılan bu dava da bu ülkede gazeteciliğin düştüğü durumu gösteren somut bir davadır. Alayumat hakkında iddia edilen “casusluk” tanımı zorlama bir tanımdır. Gazeteciler olarak böyle zorlama suçlamalarla karşı karşıya kalacağımızın önünün kesilmeyeceğini de biliyoruz. Bir gazetecinin görevi gördüğünü ve tanık olduğunu yazıp kamuoyunu duyurmaktır. Alayumat da tanık olduğu gerçekleri basın yolu ile kamuoyuna duyurmuş bir gazetecidir. Alayumat hakkında hazırlanan iddialar zora dayalı ve hukuka uygun olmayan iddialardır. Bundan dolayı Erdoğan arkadaşımızın beraati başta olmak üzere tüm meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi.