‘Newroz ateşini kimse söndüremez'

img

VAN - Van’da polis şiddetine sahne olan 2008 yılı Newrozu’na katılan kadınlardan biri olan Cahide Ölmez, “Newroz dünyanın ateşi, ışığıdır. Kimse onu söndüremez" dedi. O yıl Newroz ateşini kıyafetleriyle yaktıklarını söyleyen Hatice Aslan da, “Yine gideceğiz, yine kutlayacağız" dedi.

10 yıl önce yasaklanan Van Newrozu’nda sokağa çıkan binlerce kişi arasında yer alan kadınlar, maruz kaldıkları polis şiddetini anlattı. Newroz'un dünyanın ışığı ve ateşi olduğunu belirten kadınlar, ilk ateşi yakmak için kıyafetlerini yaktıklarını hatırlattı
 
Van’da 2008 yılında, yasaklanmasına rağmen sokağa çıkan kent halkının gerçekleştirdiği Newroz kutlamaları, polislerin saldırıda bulunup üst üste yığdığı kadınları joplarla darp etmesi ile hafızalara kazınmıştı. O saldırıya maruz kalan kadınlardan ikisi olan Cahide Ölmez (50) ile Halime Aslan (72) o gün yaşadıklarını ve bu yıl kutlamaya hazırlandıkları Newroz’un önemini anlattı. 
 
Üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen o gün yaşadıklarının ilk günkü gibi belleklerinde saklı olduğunu dile getiren kadınlar, bütün baskılara rağmen bu yıl da Newroz alanında olacaklarını söyledi.
 
'NEWROZ ATEŞİNİ KİMSE SÖNDÜREMEZ’
 
O yıl Newroz kutlamaları için sokağa çıkan yüzlerce kadından biri olduğunu ifade eden Cahide Ölmez, yapılan bütün yasakların aslında Newroz'u engellemeye yönelik olduğunu belirtti. Newroz'un tarihten bu yana Kürtler tarafından kutsal sayıldığını ve kadınların zılgıtları halaylarıyla renk kattığını söyleyen Ölmez, "Bu kadar ağır baskıya rağmen Newroz'dan vazgeçmedik" sözleriyle tarif etti. 
 
Beyaz tülbentli kadınlara o dönem yapılan şiddetin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Ölmez, "Yaşını başını almış onlarca kadın aramızda vardı. O kadar çok şiddet uygulandı ki şimdi bile hatırladıkça kalbim sıkıyor. Ayakkabılarımız, örtülerimiz kayboldu, en yakınımdaki komşumu bulamadım. Göz gözü görmüyordu. Şimdi o görüntüyü kim unutturabilir? Kadınlara uygulanan bu şiddet asla kabul edilemez. Şimdi yasaklardan bahsediliyor o zamanda yasak vardı, her sokak başında panzerler TOMA araçları polisler bekliyordu. Ama biz yine de Newroz'u bir bayram havasında geçirmek için sokağa çıkmaktan geri durmadık. Bugün de kadınlar o günü yaşasın ya da yaşamasın gelip, Newroz'u kutlamalıdır. Newroz dünyanın ateşi, ışığıdır, kimse onu söndüremez" dedi.
 
Halime Aslan ise, o yıl Newroz'dan günler önce bütün mahalledeki kadınlarla birlikte yöresel kıyafetler dikip, hazırlandıklarını anlattı.
 
'KADINLAR İLK ATEŞİ KIYAFETLERİYLE YAKTI'
 
Newroz günü geldiğinde ise, bütün kadınlarla kutlamanın yapılacağı alana zılgıtlar çekerek yürüdüklerini söyleyen Aslan, "Hükümet o dönemde Newroz'u yasaklamıştı. Elbette yaşanabileceklerin bilincindeydik ama yine de Newroz bizim için kutsal bir gün. Bütün zorluklara rağmen kutlamak istedik. Ateşi yakmak için odun falan yoktu, biz kadınlar çoğumuz üstümüzdeki yelekleri yakarak ilk ateşi yaktık” dedi.
 
Gür olmasa da yaktıkları ateşin sevinciyle zılgıt çekip, halaya durduklarını dile getiren Aslan, sonrasında yaşananları ise şu sözlerle anlattı: “İlk saldırı başladığında kaçmaya çalıştım, baya da uzak bir yere gittim. Ama polis arkamdan gelip, silah dipçiğiyle beni darp etmeye başladı. Öyle ki parmağım, ayağım ve kaburgalarım kırıldı. Yaralı halimle uzaklaşmaya çalıştım. Her yerim kan içinde kalmıştı. Hastaneye bile gitmedim, kendi yaptığımız ilaçlarla tedavi oldum.”
 
Diğer kadınlarla birlikte maruz kaldığı bu saldırıya rağmen, Newroz kutlamaktan ne pahasına olursa olsun vazgeçmeyeceklerini ifade eden Aslan, tıpkı o gün dedikleri gibi “Newroz bizim ortak bayramımızdır. Yine gideceğiz, yine kutlayacağız" dedi.