Sami Tan: Newroz dil ve kültür üzerindeki etkisinden yasaklanıyor

img

ANKARA - Kürt Enstitüsü Başkanı Sami Tan, bu yıl Efrin’e adanacak olan Newroz kutlamalarına yönelik geliştirilen yasakların tamamını “Newroz’un Kürt dili ve kültürü üzerinde yarattığı etkilerden kaynaklanıyor” diyerek değerlendirdi. 

Her yıl olduğu gibi bu yılda Newroz’un 10 gün süren bir programla 54 merkezde kutlanması planlanmıştı. Ancak Olağanüstü Hâl (OHAL) koşullarında bir haftaya yayılacak etkinliklerden çekinen AKP Hükümeti, kutlamaları genel olarak 21 Mart tarihiyle sınırlandırmayı amaçlıyor. 21 Mart dışında yapılmak istenen kutlamalara ise şu ana kadar izin verilmedi. 
 
NEWROZ'U YASAKLAMAK İŞE YARAMADI
 
Özellikle 1990’lı yıllarda yapılan ve “yasaklı Newrozlar” olarak anılan kutlamalarda Kürt halkı çok büyük bedeller ödedi. Özellikle Cizre ve Nusaybin’deki Newroz kutlamalarında katliamlar yapıldı. Yasakladıkça Newroz’u sahiplenmenin daha da büyüdüğünü gören devlet, sonraki yıllarda bu yasaklamaları yumuşattı ancak Newroz'u sahiplenme eksilmedi. 2000’li yıllardan sonra Newroz milyonlaştı ve milyonlarca insan tarafından kutlandı. Bunun üzerine yine ara ara “W” harfi, program akışı gerekçe gösterilerek kutlamalara yasaklamalar getirildi. 
 
‘KÜRT EDEBİYATINDA NEWROZ'UN ÖNEMİ GÖRÜLÜYOR’
 
Newroz’a getirilen yasaklamaların tesadüfi olmadığına işaret eden Kürt Enstitüsü Başkanı Sami Tan, yasaklamaların Newroz’dan ve onun etkisinden duyulan korkudan kaynaklandığını söyledi. Newroz’un Kürt dili ve Kültürü üzerindeki etkilerine işaret eden Tan şunları söyledi:
 
“Newroz'un Kürt edebiyatı ve dili üzerinde çok önemli bir etkisi var. Bunu Kürt edebiyatına baktığımızda da görüyoruz. Önemli Kürt şairlerinde bunu görüyoruz. Piremerd, Cigerxwîn, Osman Sebri gibi şairler bunu şiirlerine eserlerine taşıdılar. Ahmedê Xanê'nin Mem Zin’de Newroz’u bir sahne olarak göstermesi Newroz’un Kürt tarihi dili ve edebiyatı konusundaki önemini gösterir. Mem û Zin’de de belirtildiği gibi bütün halk en güzel elbiselerini giyerek kutlamaya çıkar. Aslında baharla kucaklaşmadır o gün. O yüzden Kürt edebiyatı üzerinde etkisi olmuştur. Kürt edebi eserlerinin çoğunda da Newroz vardır. Kürt kültürü ve dilinin gelişmesinin de Newroz’un gelişmesinde çok önemli bir yeri olduğunu görüyoruz. 
 
İNKAR POLİTİKASINA DA BİR BAŞKALDIRIDIR 
 
Newroz inkar politikasına da bir başkaldırıdır. Newroz’u ehlileştirmek için egemenler çok ciddi girişimlerde bulundular ama bu sonuç almadı. Kürt halkının bu bayramı sadece kendisine mal etme yönünde gibi bir iddiası olmasa da Kürt dilinin ve kültürünün gelişiminde Newroz’un çok önemli bir yeri olduğunu biliyor. Diğer halklarla kucaklaşma ve Newroz'u onlarla birlikte kutlamada bir sıkıntısı yok. Ama bunun yerine inkara dayalı bir yaklaşımı da Kürt halkı kabul etmedi. İnkarcı yaklaşımlar Newroz’u yok etmeye, yasaklamaya, inkar etmeye ve özünden koparmaya dönük bir şey olarak gördü. Newroz her zaman bir başkaldırıdır ve inkara karşı var olma mücadelesidir. 
 
KÜRT DİLİNİ GELİŞTİRMEK NEWROZ'DUR
 
Kürt kültürü ve dili konusunda yapılan çalışmalar da aynı anlama geliyor. Çünkü Kürt kimliğini, dilini korumak demek aslında özürleşme demektir, kendisi olabilmek demektir, kendisini var etmek demektir. Başkaları ile bunun üzerinden ilişki geliştirmek ve eşit olmak demektir. 
 
EFRİN’E SALDIRI KÜRT KİMLİĞİNE SALDIRIDIR
 
Yasaklamaların tamamı Kürt kazanımlarını yok etmeye yöneliktir. Devleti yönetenlerden biri ‘Kürtler ayda da bir devlet kursa biz karşı çıkarız’ demişti. Efrin’e yönelik saldırılar Kürt kimliğinin yok edilmesi anlamında geliyor. Özgürleşme anlamına, Efrinle dayanışmak ve işgale karşı çıkmak da bu özgürleşme mücadelesinin bir parçası olarak görülmelidir. Newroz halklar açısından bir özgürleşme ve kardeşleşme projesidir. Halkların kucaklaşmaya ihtiyacı var, Rojava’da yaratılan model bunun göstergesidir. Buna karşı Ergenekon, Enver Paşa kafası ile gitmek IŞİD kafası ile gitmek çözüm değil.”