İhsan Eliaçık: Fetih, cihat ve şehit kavramları güncellenmeli

img

DİYARBAKIR - Diyarbakır’da DTK’nin düzenlediği panelde konuşan Antikapitalist müslümanlardan İhsan Eliaçık, AKP’nin din politikalarına dikkat çekerek, "cihat", "şehit" ve "fetih" kavramlarının iktidar tarafından algı oluşturmak amacıyla yanlış kullanıldığını söyledi. 

Diyarbakır’da Demokratik Toplum Kongresi (DTK)  Halklar ve İnançlar Komisyonu ve Demokratik İslam Kongresi (DİK) tarafından "Ortadoğu'da birlikte yaşam için İslam'ın mesajı ve haklarımız" konulu panel düzenledi. Merkez Kayapınar ilçesinde bulunan Liv Suit Oteli konferans salonunda yapılan panele yoğun ilgi gösterildi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen moderatörlüğünde yapılan panele, Antikapitalist Müslümanlardan ilahiyatçı yazar İhsan Eliaçık, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Prof. Dr. Nurettin Turgay ve HDP eski Erzurum Milletvekili Seher Akçınar Bayar katılımcı olarak yer aldı.
 
Panele dinleyici olarak DTK Eşbaşkanı Bedran Öztürk, HDP milletvekilleri Nimettullah Erdoğmuş, Leyla Birlik'in yanı sıra birçok kanaat önderi ile yurttaş katıldı.
 
Bilgen, bölgede yaşanan hak ihlallerine dikkat çekerek, konuşulacak gündem başlıklarını kısaca açıkladı. 
 
ELİAÇIK: 'ALLAH PEYGAMBER' DİYOR VE İNSANLARI KANDIRIYOR
 
Bilgen'in ardından konuşan Eliaçık Türkiye'de yaşanan din istismarına değindi. Eliaçık,"İslamın bir arada yaşam için ne söylediği asıl mevzumuz bu. İslam çağımıza ne söylüyor? Dillerden düşmüyor İslam’ın güncellemesi bu aralar. Bir takım kişiler din namına fetvalar veriyor. Din bir türlü ülkenin gündeminden düşmüyor. Siyasetçi ve zenginlerin elinde malzeme olarak kullanıyor. İnsanları dolandırmak isteyen bir tosun çıkıp 'Allah peygamber' diyor ve insanları kandırıyor. Her defasında bu aynen tekrar ediliyor. Sanki Allah deyince tüm kapılar açılıyormuş bu çok acımasızca bir istismarın aracı haline geliyor. Bölgemizde 3 ülkede dinden kaçma söz konudur. Bu ülkeler de İslamiyeti iyi şekilde yaşadıklarını söyleyenlerdir. Birincisi Arabistan, ikincisi İran, üçüncüsü ise Türkiye’dir. Türkiye'de hızlı bir dinden kaçış söz konusudur" dedi.
 
‘MEDİNE SÖZLEŞMESİNE İHANET ETTİLER’
 
Kürtlerin bu coğrafyada büyük acılar çektiği hatırlatmasında bulunan Eliaçık, bölgede kurulan imparatorluğun İslamiyete ihanet ettiğini ifade etti. Eliaçık, şu ifadelerde bulundu: ”Böyle bir ortamda İslamiyet’ten söz etmek biraz zor. Kürtlerle olan bir bölüm de var ve büyük yaralar açmıştır. Kürtlerin ve Türklerin bir arda yaşaması için. Bu coğrafyada yaşaması için gerekli olan dini referans İslamiyet’te vardır. Hakiki şekilde uygulandığından anadilinden vazgeçmesine gerek yoktur. Medine Sözleşmesi vardır bunu en iyi gösteren. İslam tarihinde Emevi, Selçuklular ve Osmanlılar Medine Sözleşmesine ihanet etmiştir. Medine sözleşmesini çizdiği rotada ilerlememişlerdir. Kerbala'da İslamiyet doğduğu topraklarda gömülmüştür. Saltanat ve iktidarlar ön plana çıkmıştır. Köleliğin bitmesi gerekiyordu ama bitmedi. Kan bağı kabileler kutsanmaya başladı. Ondan sonrası Bizans’ı, Moğol'u, İslamiyet kırıkları altında hortlaması vardır.”
 
‘AKP SUÇA BULAŞMIŞTIR’
 
Müslüman dünyasında bir rönesansın şart olduğunun altını çizen Eliaçık, Erdoğan’ın “İslam güncellemesi” sözlerine yanıt verdi. Eliaçık, “Bu özeleştiriyi yüzleşmeyi yapıyoruz. İslam’ın güncellemesi hepsi siyaset icabı yapılan konuşmalar. Çıkıp masayı devirip ’İslam’ın güncellemesi bitti’ diyebilir. Ne söylediyse tam tersini söyleyebilir. Güvenilmezdir, AKP'nin ikinci döneminin sonunda 2 dönem bittiği kanaatindeyim. Türkiye sosyolojisini 2 dönem bunlara ihtiyacı vardı. 2014 sonrası memlekete vereceği hiçbir şey kalmamıştır ve suça bulaşmıştır” dedi.
 
‘FETİH, CİHAT VE ŞEHİT KAVRAMLARI GÜNCELLENMELİ’
 
Son dönemde Efrin saldırılarıyla birlikte sık sık dini terimlerin kullanmasına da tepki gösteren Eliaçık, “Fetih, cihat ve şehit kavramları iktidar tarafından amuda kaldırılmıştır. Fetih, barış süreci demek ama bunlar tankları binip silah kuşanıyorlar. Cihat adalet ve baskıyı ortadan kaldırmak için yapılır. Şehit, hakkı ve adalete şahitlik yapmaktır ama bunu ölüme çevirdiler. Hiçbiri yerli yerinde kullanılmıyor. Bunların değiştirilip güncelleştirilmesi gerekir buna da ihtiyaç vardır” değerlendirmesinde bulundu.
 
‘KÜRTLERİN MÜSLÜMANLIĞINA ŞAPKA ÇIKARILMALI’
 
Bölgede bulunan Arap, Fars ve Türk İslam devletlerinin aynı dine mensup olmasına rağmen Kürtlere zülüm ettiğini belirten Eliaçık, konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı: “Türklerin, Kürtlerin, Arapları ve diğer halkların barış içinde bölgede yaşaması için demokratik konfederemizim gereklidir. Kürtlerdeki Müslümanlığı önemsiyorum. Kürtler bulundukları coğrafyada tarih boyunca 3 Müslüman milletin içinde yaşamış onlarla beraber olmuş ve bu Müslümanların zulmüne uğramıştır. Bunlar Arap, Fars ve Türklerdir. Bu 3 devletin orayı burayı işgal etmesine uğramıştır. Buna rağmen bugün Kürtler ‘biz Müslümanız’ diyebiliyor ve  ‘Demokratik İslam Kongresini kuruyoruz’ diyorsa bütün bunlara rağmen ve ısrar ediyorsa buna şapka çıkartmak lazım.”
 
GERGERLİOĞLU: BİRİ EFENDİ, BİRİ KÖLE OLDUĞUNDA HAKLAR GASP EDİLİYOR
 
Ülkenin parti devleti haline geldiği vurgusunda bulunan Gergerlioğlu ise OHAL’le birlikte toplumdaki kutuplaşmaya dikkat çekti. Gergerlioğlu: “Bu topraklarda neden demokrasiyi konuştuğumuz çok iyi anlaşılıyor. Birlikte yaşayabiliriz ama bu birlikte yaşam değildir. Birisi efendi, birisi köle olduğu zaman haklar gasp ediliyor, bu birlikte yaşam değildir. Toplumdaki kutuplaşma artıyor. OHAL yönetimi uygulandı ve büyük mağduriyetler yaşandı. Sayılar korkunç. Yıllardır, barış ve demokratiği anlatıyoruz insanlar anlamadı ama şimdi bazı bazı şeyleri anlamaya başlıyorlar. Bu topraklar da bazı şeylerin anlaşılması için herkesin bir şok mu yaşaması gerekir. İslam’ın mesajı önemli ama Müslümanların haberi yok.  28 Şubat’ta Kocaeli’de başörtüsü eylemleri yapardık, ‘başörtüsüne özgürlük herkese adalet’ diye slogan atardık ve bugün orada olanlar bugün iktidar” hatırlatmasında bulundu.
 
BAYAR: DİN ARAÇSALLAŞTIRILIYOR
 
İslamiyet’in araçsallaştırıldığına değinen Seher Akçınar Bayar da Kürt kentlerinde cenazelere yapılan saldırılara dikkat çekerek şu şekilde konuştu. “Bu süreçlerden en çok kadınlar etkilenirken kadınlara barışın inşasında ise yer verilmiyor ya da çok komik rakamlar oluyor. Silopi’de Taybet Ana’nın cenazesi bir haftada sokakta kaldı.  Küçük Cemile'nin cenazesi yine aynı şekilde. Kobane’de IŞİD tarafından katledilen insanların cenazelerinin Türkiye’ye getirilmesine izin verilmemesi, bunlar iktidar İslamcılarının İslamiyet’e  bakış açısını gösterir. Aysel Tuğluk'un annesi Hanım Tuğluk'un cenazesine yapılanlar, böyle bir örneğe rastlamadım. İster İslam ülkesi olsun ister olmasın bunu hiçbir yerde görmedim. Toprağın kabul ettiğini bunlar kabul etmiyor. İnsanları linç ederken bir yandan da tekbirler getiriyor. Ben bu insanlarla aynı dinden değilim öyleyse. Bu insanların kendi iktidarlarını ayakta tutabilmek için dini araçsallaştıranlardır. Kürtler çoğu zaman ümmet adı altında terbiye edilmeye çalışılmıştır. Afrin'e operasyon yapılıyor tüm camilerde fatih süresi okunuyor. Fetih sürecinin gelişi belli, meali belli. Dini araçsallaştırılarak bu yapılıyor.”
 
PROF. DR. TURGAY: ‘İSLAM DÜNYASININ LİDERİYİM’ DEMEK KIYAMET ALAMETİDİR
 
“Bütün dünya Müslüman olur diyanet olmaz” diyen Prof. Dr. Turgay da Kürtçe üzerinde devam eden baskıları dile getirdi. Turgay, “İslam dininin temeli Kuran'dır, biz de buna göre yaşayacağız. Birlikte yaşamının ortamı da Kuran'da anlatmaktadır. Tüm dinlerin amacı tüm insanların yaşamlarını, dillerini, kültürlerini korumak ve eşit tutmaktır. Eğer Kürtlerin haklarını kabul etmeyen biri varsa Müslüman değildir. Bunu üstüne çıkıp ‘İslam dünyasının lideriyim’ demek bu kıyamet alametidir. İslam aleminde peygamberden bu yana muhaliflere hak ve hukuk vermemiştir, kendi egemenlikleri için. İslam’ı da kendileri için malzeme yapmışlardır. Ben Kürtçe konuştuğum için aciz olanlar var, başka biri kendi dilini kültürünü nasıl seviyorlarsa ben de öyleyim. Bunu kabul etmeyenler Allah’ı inkar ediyorlar. Şirk koşuyorlar” şeklinde konuştu.