KESK'liler taleplerini TİS öncesi Hükümete duyurdu

img

HABER MERKEZİ  - 3 milyon kamu emekçisi ile 2 milyon kamu emeklisinin gözü kulağı, 1 Ağustos’ta başlayacak olan 2020-2021 yıllarını kapsayacak Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde. Masaya oturulması öncesi birçok merkezde sokağa çıkan KESK üyeleri, taleplerini Hükümete duyurdu.

DİYARBAKIR

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Diyarbakır Şubeler Platformu, Toplu İş Sözleşmesi’ne (TİS) ilişkin Eğitim Sen 1 No'lu Şube’de basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda, KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ramazan Polat konuştu.

Kamu emekçileri ve emeklilerin önemli bir sürece girdiğini söyleyen Polat, “2020-2021 yıllarını kapsayan ‘toplu sözleşme’ görüşmeleri 1 Ağustos 2019 Perşembe günü başlayacak. 3 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emekçisi emeklisinin gözü kulağı iki hafta sonra kurulacak masada olacak.  3 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emeklisi tam 7 yıldır yandaş yapı ile danışıklı dövüş oyunlarına dayalı mutabakatların bedelini fazlası ile ödemiştir. Dolayısıyla kamu emekçilerinin, emekliklerin daha fazla fedakarlık yapacak hali kalmamıştır” diye konuştu.  

‘MÜCADELEMİZ SÜRECEK’

Polat, demokratik adil bir çalışma yaşamı, insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli istihdam, güvenli gelecek ve gerçek bir toplu pazarlık hakkı için mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.

 ANTEP

KESK Antep Şubeler Platformu üyeleri de, sendikalar ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasında 1 Ağustos’ta başlayacak olan 2020-2021 yıllarını kapsayacak Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerine ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Eğitim Sen Şubesi'nde düzenlenen toplantıya Platform Sözcüsü Ali Ersönmez, DİSK Antep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü ve Tüm-Bel Sen Şube Başkanı Niyazi Çevik’in yanı sıra KESK'e bağlı birçok sendika yöneticisi katıldı.

Toplantıda konuşan Platform Sözcüsü Ali, Ersönmez, son yıllarda açığa çıkan ekonomik kriz, enflasyon ve hayat pahalılığının emekçiler başta olmak üzere tüm toplumsal kesimleri sefalete mahkûm ettiğini dile getirdi.

'MEMUR-SEN HEP HÜKÜMET’E UYUYOR'

Daha önceki üç toplu sözleşme döneminde yetkili sendika olarak masaya oturan Memur-Sen’in, 2014-2015 yıllarını kapsayan toplu sözleşme döneminde 2014 yılı için hükümetin önerdiğinin altında bir rakam olan 123 TL zamma imza attığını hatırlatan Ersönmez, şöyle devam etti: “2018-2019 yıllarını kapsayan toplu sözleşme döneminde ise Memur-Sen, iki yıl için toplam yüzde 38,52 altında bir zamma asla imza atmayacağını iddia etmişti. Ancak 2018 için 4+3,5; 2019 için ise 4+5 oranına çektikleri zamma imza atarak, bu zamları kazanım gibi kamu emekçilerine açıklamakta bir sakınca görmediler."

Kamu emekçilerine Temmuz ayında verilecek olan yüzde 5’lik zamma yüzde 1,01’lik enflasyon farkı da eklenerek maaşların ödeneceğini söyleyen Ersönmez, “Ancak birkaç ay geçmeden kamu emekçileri yüzde 20’lik vergi dilimine gireceği için verilen zamlar daha eline geçmeden kaynağında kesilmeye başlayacak” dedi. Ersönmez, emekçilerin insanca yaşayabileceği bir maaşa kavuşabilmesi için yeterli düzeyde zam yapılmasını istediklerini söyledi.

ADANA

Adana’da da KESK Şubeler Platformu bileşenleri, TİS’e ilişkin İsmet İnönü Parkı’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Eğitim Sen MYK Üyesi Ahmet Karagöz, CHP Adana eski Milletvekili İbrahim Özdiş ile İHD, EMEP temsilcileri de katıldı.

"Gerçek sendika gerçek, Toplu İş Sözleşmesi, insanca yaşanacak ücret istiyoruz" pankartı açıp, “Emekçilerin hakkı engellenemez" ve "Zafer direnen emekçinin olacak" sloganları atan emekçiler adına açıklama yapan Eğitim Sen MYK Üyesi Ahmet Karagöz, kamu emekçilerinden alınan Gelir Vergisi’ne tepki göstererek, insanca yaşanacak bir ücret talep etti.

2020-2021 yıllarını kapsayan TİS görüşmelerinin 1 Ağustos 2019 Perşembe günü başlayacağını ifade eden KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ahmet Aydoğan, 3 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emekçisi emeklisinin gözü kulağının 2 hafta sonra kurulacak masada olacağını dile getirdi.

Ekonomik kriz ve Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK)  ile bunların kalıcı hale getirildiği düzenlemelerin iş güvencesini fiilen kullanılmaz hale getirdiğini anlatan Aydoğan, “Dün elimize geçen maaşlar tüm bu haberlerin koca bir palavradan ibaret olduğunu ispatlamaktadır. Bu ülkede yaşayan 81 milyon TÜİK'in resmi enflasyonu ile düşük gösterilmeye çalışılsa da sokakta, pazarda yaşanan gerçek enflasyonun en az yüzde 40 olduğunu biliyor. Buna karşın maaşlarımızda yüzde 5'lik 'toplu sözleşme' zammını,  yüzde 1,01'lik enflasyon farkını, iki günlük bebek bezi almaya yetmeyen çocuk yardımının üç beş kuruş artırılmasını 'memura üç zam birden' diye sunanları, en düşük maaşı hesap oyunları ile 650 – 700 TL fazla gösterenleri, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğine atananların maaşlarında yüzde 40 zam yapılmasını görmeyip bizim maaşlarımızdaki sefalet artışını ‘müjde’ diye yutturmaya çalışanları buradan kınıyoruz” dedi.

“Yıllardır en temel sorunlarımız arasında yer alan gelir vergisi adaletsizliği bugün daha da yakıcı hale gelmiştir” diyen Aydoğan, maaş artışının daha ceplerine girmeden gelir vergisi olarak kesildiğine işaret etti. Aydoğan son olarak ise şöyle konuştu: “Konfederasyonumuz KESK’in toplu sözleşme teklifi sadece hükümete sunulmuş bir teklif değildir. Sendikalı sendikasız tüm kamu emekçilerine sunulmuş insanca yaşam, güvenceli iş ve güvenli gelecek teklifidir. Gelin taleplerimize birlikte sahip çıkalım, haklarımızın peşkeş çekilmesini hep beraber engelleyelim. “

İZMİR

İzmir’de de KESK Şubeler Platformu bileşenleri, TİS’e ilişkin Alsancak Semtinde bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaptı.

“OHAL KHK’leri iptal edilsin! Hukuksuz ihraçlar işlerine geri dönsün” ve “Grevli sendika hakkı ve özgür bir toplu sözleşme için birleşelim kazanalım” pankartları açılan açıklamada, “Zorlunu BES iptal edilsin” , “Çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınsın” ve “Yüzdelik değil taban maaşlarına zam yapılsın” dövizleri taşındı.

‘MAAŞLARIMIZ ERİME SÜRÜLMEKTEDİR’

Burada açıklamada bulunan Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven, mevcut iktidar ve bu iktidarın 'sendikamız' diye tanımladığı yapı arasında 2012 yılından bugüne tam dört kez yapılan Toplu Sözleşmelerde hiçbir temel sorunu çözülmediğini söyledi.

Türkiye’de bir yıldır devam eden ekonomik kriz, Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ve bunların kalıcı hale getirildiği düzenlemeler çalışma yaşamını daha güvencesiz hale getirdiğini vurgulayan Güven, “Yaşadığımız sorunları daha da derinleştirmiştir. İş güvenceleri fiilen kullanılamaz hale getirildi. Maaşlarımızdaki erime sürmektedir. Hedeflenen enflasyon oranlarına,  hatta bazen bunun bile altındaki rakamlara imza atanların ‘tarihi başarıları’ sayesinde maaşlarımız her yıl açlık sınırına daha fazla yaklaşmıştır. 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan seçimler öncesinde bizzat Cumhurbaşkanı tarafından verilen 3600 ek gösterge sözünün gereği aradan geçen bir yılı aşkın zamana rağmen yerine getirilmemiştir. Bunlara ek olarak kamuda siyasi kadrolaşma ve sendikal ayrımcılık hiç olmadığı kadar artmıştır” diyerek sorunları dile getirdi.

KESK ve üye sendikaları olarak toplu sözleşme sürecinde de güvenceli istihdam, güvenli gelecek ve gerçek bir toplu pazarlık hakkı için mücadelelerini sürdüreceklerini söyleyen Güven, TİS ilişkin taleplerini sıraladı. Açıklama alkışlarla son buldu.

İSTANBUL

KESK İstanbul Şubeler Dönem Yürütmesi de, Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecine ilişkin Kadıköy İskelesi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi.

“Toplu görüşme masalına hayır! Grevli, toplu sözleşmeli sendika istiyoruz” pankartının açıldığı basın açıklamasına birçok sendika üyesi katıldı. Basın açıklamasını Eğitim-Sen 6 Nolu Şube Başkanı Mustafa Görkem Doğan yaptı.

‘İŞ GÜVENCEMİZ FİİLEN KULLANILAMAZ HALE GETİRİLMİŞTİR’

Ülkede devam eden ekonomik kriz, Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kamın Hükmünde Kararnameler (KHK) ve bunların kalıcı hale getirildiği düzenlemeler çalışma yaşantılarını daha güvencesiz hale getirildiğini vurgulayan Doğan, yaşadıkları sorunları daha da derinleştirdiğini ifade etti. “İş güvencemiz fiilen kullanılamaz hale getirilmiştir” diyen Doğan, “Bugün kamuya kadrolu personel alımı durma noktasına gelmiştir. Kamu emekçilerinin sözleşmeli, kadro karşılığı sözleşmeli, geçici sözleşmeli, vekil ve ücretli gibi farklı biçimlerde güvencesiz istihdamı artarak sürmektedir. Hükümet yılardır kadro talep eden sözleşmelilerin sesine kulak tıkamaya, oyalama taktikleri geliştirmeye devam etmektedir. Nitekim bugünlerde TBMM'de görüşülmesine devam edilen torba yasa sadece 4+2 olarak bilinen sistemle sözleşmeli istihdam edilenleri kapsamaktadır. Buna göre altı yıl boyunca ailesinden koparılanların 3+1 sistemi ile yani ceza indirimi ile yetinmesi beklenmektedir” diye konuştu.

‘3600 EK GÖSTERGESİ SÖZÜ YERİNE GETİRİLMEDİ’

24 Haziran 2018 tarihinde yapılan seçimler öncesinde bizzat Cumhurbaşkanı tarafından verilen 3600 ek gösterge sözünün gereği aradan geçen bir yılı aşkın zamana rağmen yerine getirilmediğini hatırlatan Doğan, “Bunlara ek olarak kamuda siyasi kadrolaşma ve sendikal ayrımcılık hiç olmadığı kadar artmıştır. Kamu görevine almada ve görevde yükselmede KPPS ve yazılı etkisinin azaltılması ile kariyer ve liyakat ilkeleri tamamen ortadan kaldırılmıştır. Yani torpili,  kayırmanın, ayrımcılığın siyasi kadrolaşmanın kapısı sonuna kadar açılmıştır” dedi.

‘FEDAKARLIK YAPACAK HALİMİZ KALMADI’

Yaşadıkları sıkıntıların bunlardan ibaret olmadığını dile getiren Doğan, “Cumhurbaşkanın üç ay önce ‘sendikamız’ dediği yapının düzenlediği konferansta söz konusu yapının önümüzdeki dönemde de 'fedakarlıkta'  bulunmasını beklediklerini ifade ettiğini söyledi. Buradan altını bir kez daha çiziyoruz. Bugüne kadar fedakarlıkta bulunanlar çifte maaş alıp hükümet temsilcileri ile boy boy fotoğraf vermeyi sendikacılık zannedenler değildir. Tüm fatura kamu emekçilerinin ve kamu emekçisi emeklisinin sırtına yıkılmıştır. 3 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emekçisi emeklisi tam yedi yıldır yandaş yapı ile danışıklı dövüş oyunlarına dayalı mutabakatların bedelini fazlası ile ödemiştir. Dolayısıyla kamu emekçilerinin, emekliklerin daha fazla fedakarlık yapacak hali kalmamıştır” diye belirtti.

KESK’İN TALEPLERİ

*  İnsanca yaşanabilir bir ücret istiyoruz! Bugün dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 6.750 TL’yi aşmıştır. En düşük ücrette bu yoksulluk sınırının temel alınmasını, eşi çalışmayan iki çocuklu en düşük maaşı alan kamu emekçisinin maaşının buna göre artırılmasını,  eş ve çocuk, kira, yakacak, yemek ve ulaşım yardımları ile cebine giren paranın yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını, tüm kamu emekçilerinin maaşlarının bu durum gözetilerek artırılmasını istiyoruz. 

* Sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi hür türlü güvencesiz istihdama son verilmesini, tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini,

* İşe almada ve görevde yükselmede, unvan değişikliğinde mülakatın güvenlik soruşturması arşiv kaydı araştırmasının kaldırılmasını,

* Mahkeme kararı olmadan, hukuksuz bir şekilde KHK ile ihraç edilen tüm kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesini istiyoruz.”