Prof. Ulusoy: 2023 hedeflerinin gerçekleşmesi artık olanaksız

img

İSTANBUL – Meclis’e sunulan 11. Kalkınma Planı’nı “Orta gelir tuzağının kabulü” olarak değerlendiren ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy, “Bu planla yapısal faktörlerin tamirinin hemen gündeme alınması halinde bile, iktidarın 2023 hedeflerinin gerçekleşmesinin artık olanaksız olduğunu” söyledi. 

 
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk kalkınma planı olan ve 2019-2023 yılları arasını kapsayan 11. Kalkınma Planı, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın onayının ardından TBMM’ye sunuldu. Daha önce açıklanan 2023 hedeflerinin yarıya indirildiği yeni Kalkınma Planı’nda, 2023 yılı için öngörülen 2 trilyon dolarlık “milli gelir” hedefi 1.1 trilyon dolara, 25 bin dolarlık “kişi başı gelir” hedefi ise, 12 bin 244 dolara düşürüldü. 
Ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy, Meclis’e sunulan bu 11'nci Kalkınma Planı’nı değerlendirdi.
 
Prof. Dr. Ulusoy, 2017 yılının ilk aylarında parlamenter sistemle başlayan 2019-2023 dönemi 11. Kalkınma Planı çalışmalarının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (CHS) döneminde nihayet yayınlandığını dile getirdi.
“Ama doğal olarak daha Meclis süreci var” diyen Ulusoy, 2019 yılının başından beri plansızlık ile yönetilen bir Türkiye ile karşı karşıya olduklarını kaydetti.
 
‘ORTA GELİR TUZAĞINDA KALACAĞIMIZ’ 
 
Ulusoy, Kasım 2017’de yayınlanan Özel İhtisas Grup Raporları el kitabına değinerek, “2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planı, ‘2023 vizyonu doğrultusunda ülkemizin kalkınma hedeflerini daha da ileriye taşıyacaktır' yaklaşımı ile başlayan çalışmalarda gelinen yere baktığımızda; geliri ve tasarrufu ile yatırımı ve sermaye ve oluşumuyla, istihdam işsizlik ile dönem sonunda yani 2023’de tam 10 yıl geriye gittiğimizin hatta onun da ancak yarısına erişebileceğimizin fotoğrafı var. 11'nci Kalkınma Planı özellikle orta gelir tuzağında kalacağımızın bir belgesi, bir kabulüdür” dedi.
 
Bugün itibariyle kişi başı gelirde 8 ila 12 bin ABD doları seviyesine sahip ülkeleri kapsayan bu orta gelirin, bu aralıkta uzun süre kalanlar için tuzak niteliğine sahip olduğunu vurgulayan Ulusoy, “Belirtilen 12 bin 484 Dolar bile, 5 yıl sonra burada olacağımızın garantisi gibi. GSYH beklentilerine baktığımızda ise resim biraz daha karmaşık hale geliyor” diye belirtti.
 
 “2019 yılını küçülme ile kapatacağımız varsayımı ile belirtilen 1 trilyon 80 milyar dolarlık üretim gücünü yakalamamız için her yıl ve üst üste yüzde 11 civarında büyümemiz gerekiyor” diyen Ulusoy, bunun gerçekleşmesinin şu anki makroekonomik koşullara bakıldığında “olasılık dışı” olduğunun altını çizdi. 
 
Ulusoy, bu noktada işsizlik ve istihdam rakamları arasındaki ilişki kopukluğuna da dikkat çekiyor. Ulusoy, “Yüzde 11’e yakın ve sürekli büyümedeki işsizliğin hala yüzde 10’larda hedeflenmesi temel olarak sayısal modellemelerin yapılmadığını gösteriyor. Aynı yaklaşımla büyümenin çift hane olduğu ekonomilerde, tasarruf oranının hala yüzde 15’lerde gezmesi, cari açığı yüzde 1’lerde tutması ekonomik teoride yeri olmayan bir yaklaşımdır” ifadelerini kullandı.
 
‘HAZIRLANAN PLAN REVİZE EDİLDİ’
 
11. Kalkınma Planı’nda beklentilerin yarı yarıya indirilmesini ve daha önce planlanan hedeflerin geri çekilmesini değerlendiren Ulusoy, ekonomik kriz ve siyasetteki dalgalanmalardan dolayı hazırlanan planın önemli ölçüde revize edilmesine gerek duyulduğunu kaydetti. Ulusoy, bunun nedenlerini ise şöyle açıkladı:  “Kamu tasarruflarının GSYH’nın yüzde 2,4’üne ulaşması hedefi, hazine borçlanma sürecini izlediğimizde oldukça iyimser bir nokta olarak karşımıza çıkıyor. Bu plandaki beklentilerin bir öncekine göre yarı yarıya olması, aslında planlama mantığına inanmayan bir siyaset anlayışının modellere dayanmayan sayısal ifadeleri günün koşullarına göre şekillendirdiğinin göstergesidir. Zaten planın 2019 yılının başında hayata geçirilmesi gerekirken, yaşadığımız ekonomik kriz ve siyasetteki dalgalanmalardan dolayı önceden 43 özel ihtisas komisyonu tarafından hazırlanan planın tekrar ve önemli ölçüde revize edilmesine gerek duyulmuştur. Gecikmenin de asıl nedeninin bu olduğu kanaatindeyim. Plandaki rakamlarında bu kapsamda yarıya indirilmesi gereği gözükmekteydi.”
 
‘HEDEFLERİNİN GERÇEKLEŞMESİ OLANAKSIZ’
 
Prof. Ulusoy, çoğu analist tarafından da yıllarca vurgulanan yapısal reformların yapılması gerektiği fikrinin sözde kalan formatta ele alındığına vurgu yaparak, bunun kısa sürede söndüğünü ifade etti. 
 
Uzun bir süreden beri yaşanan ekonomik krizin yapısal bir kriz niteliğinde kendilerine özgü birçok yapı içerdiğini belirten Ulusoy, “Özellikle, uzun dönemli gelir dağılımı adaletsizliği toplam talebi ’ani duruş’ seviyesine getirdi. Bunun izlerini ise yükselen enflasyonun alım gücünü daha da düşürmesi ile daha da hissettik. Tarımdan sanayiye, turizmden hizmetler sektörüne tüm ekonomi bu ani duruşu yaşadı; hem üretimle hem de tüketimle… 2023 hedeflerinin gerçekleşmesi bu yapısal faktörlerin tamirinin hemen gündeme alınması halinde bile artık olanaksızdır. Ama başlamanın maliyetinin de sıfır olduğunu belirtmek isterim” dedi.
 
MA / İrfan Tuncçelik